Diyorum ki; "Hakemden bahsetmeyelim." Bazı aklı evveller diyorlar ki; "Yahu kardeşim hakem de hata yapar. Bu kadar üzerlerine niye gidiyorsunuz?" Yine bazıları diyor ki "Yahu tv'de ileri, geri oynatıyorsunuz, dakikalarca izliyorsunuz, hakemler bunları bir dakikada görüyor." İyi güzel de hakemlik bu kadar zor bir iş m i kardeşim? Bazılarına göre çok zor!
Geçeceksiniz kardeşim, hakemlik çok kolay bir şey. Ne zaman biliyor musunuz? "Kıçın, başın" oynamadığı zaman! Gördüğünü çalacaksın. O zaman maç önünde açılır gider. Ama beynine "şeytan" girerse o maç "yangın yerine" döner.
Bakınız bu maçtan sonra Beşiktaş beyanat verecek. Bursaspor da verecek. Hali ile önce F.Bahçe sonra da G.Saray devreye girecek. Kim ne söylerse "haklı" olacak. Çünkü hakem öyle bir "çanak" maç yönetti ki, ne atarsan at, doldurursun.
Hep ne diyoruz; "Teknik kararlarda hakemin yorum hakkı var" ama maçta da öyle pozisyonlar vardır ki bunlarda hakemin yorum hakkı sıfırdır! Ama bazen bu kararlar öyle kararlardır ki "mangal gibi yürek" lazım. O vereceğin karardan sonra bu maç senin "son maçın" olabilir. Ama benim hakemlerim şunu bilmiyorlar; "Hiçbir işte acı çekmeden başarı gelmez."
Şimdi gelelim sadede; Dünkü maçın hakem açısından tek bir kırılma noktası var. Hakem pozisyonu net görüyor. Ama kafasında birşeyler var, beynini kemiren. O, bu baskıyı yenemiyor. Arkadaşlar dün Fernandao'nun rakibine yaptığı "taban kaldırma" hareketi bir oyun kuralı veya bir futbol pozisyonu ya da bir ikili mücadele hatası değil. Çok kestirmeden söylüyorum; bir insanlık suçudur. Bu hareketi yolda birisine yapsanız, adam öldürmeye tam teşebbüsten mahkemede ceza alırdınız.
Taban 15 cm yukarı gelse yani rakibinin boğazına gelse orada ölüm olabilir! İşte maçın başlama ve bitiş noktası burasıdır. Hani derler ya "Maç hakemin düdüğü ile başlar, düdüğü ile biter!"
PENALTI PENALTI MIYDI!
Bu olaydan sonra uzatmalara gelindiğinde artık Beşiktaşlı oyuncuların kafalarında birşey var; Ceza alanının içine girmek. Ve burada kendini en ufak bir darbeye maruz bırakmak. Eğer hakem Fernandao'yu atmadıktan sonra ki, bu arada iki üç tane Beşiktaş'ın bariz faulünü çalmıyor, artık ağaçtan düşmeye hazır bir elma gibi futbolcuların karşısında duruyor demektir. Nitekim uzatmada gelen tamamen uydurma bir penaltıyla maç bitiyor.
Beşiktaşlı oyuncuların 11'ine birden soralım; "Kazandığınız penaltı, penaltı mı?" Veya soruyu ters çevirip soralım; "Böyle bir penaltıyla mağlup olsanız ne yaparsınız?" Olay bu kadar basit!
Bakınız maç yorumu yapacaktık ne yaptık? Ama Türkiye'de kimse bu maçın tenkidini beklemez. Beşiktaşlı futbolculara şunu sormak gerekir; "Maçın bitimine 4-5 dakika var. Öne geçiyorsun. Sonra da göstere, göstere gol yiyorsun."
O zaman böyle bir takımın şampiyonluk beklemesi uzak ihtimal. Ancak eğrilere, doğrulara denk gelirlerse... Futbolda olmazsa olmaz prensip şudur; "Kolay gol yersen başarılı olma şansın sıfır. İstediğin kadar at! Kolay gol yemeyeceksin"
