Milli Takım'da 3'üncü Terim dönemine iki galibiyetle start verdik. Terim ay-yıldızlı formaya hizmet edecek oyunculara yol haritasını şöyle açıkladı: "Kimseye ön yargımız yok. Bizim görevimiz lig ayrımı yapmadan yetenekli oyuncuları tespit etmek. Milli Takım'ın kapısı herkese açık. Formayı ben vermem oyuncu kendi alır."
Bu felsefenin Milli Takım için ciddi bir rekabet ortamı yarattığını iki özel maçta da gözlemledim. Özellikle bu rekabetin yaşı genç oyuncuları kamçılayacağını ve bu gençlerin kalıcı olmak için ciddi çaba harcadıklarını gördüm. Kuzey İrlanda ve Belarus maçlarında sahada coşkulu, iştahlı, mücadele ve yardımlaşma gücü yüksek bir Milli Takım vardı. En önemlisi "Takım birlikteliği" mükemmeldi. Kalesine adeta kapanarak oynayan fizik gücü İrlanda'ya karşı fizik olarak hiç ezilmedik, oyunu rakip kaleye yıktık. İrlanda kilidini bir kez Mevlüt ile açabildik.

REKABET ÖNEMLİ
Belarus teknik becerisi yüksek bir ekipti, Arda'nın liderliğinde, Gökhan Gönül ve Caner'in aklıyla topun ve oyunun hakimiydik, hücum anlamında daha baskındık. Özellikle Arda Milli Takım'ın uzun yıllardır aradığı oyun liderliğini ki maçta da mükemmel sergiledi.
Belarus'a karşı kanatları akıllı kullandık, bir çok kulüp takımında zaafiyet olarak görünen şut atma eksikliğini Belarus'a karşı yaşamadık. Bilal, Arda, Mevlüt ve Umut'la gol için şut denemelerinde bulunduk, iki topumuz direkten döndü. Yenilenerek yeni yeteneklerle yola çıkan Milli Takım'ın iskeletinde tecrübeli aktörler Arda-Gökhan-Caner-Selçuk İnan-Burak Yılmaz hatta kaleci Volkan olacaktır. Terim'in değişim sürecinde yaratacağı yarışmacı Milli Takım'ın rayına oturması için rekabete girecek genç yeteneklerin formayı istemeleri kadar oynadıkları kulüp takımlarında da kalıcı ve formayı istikrarlı giymeleri gerekir. İyi başlamak hedefe varmanın anahtarıdır. Terim ve öğrencilerine yeni dönem hayırlı olsun.