Kupa maçları sık forma şansı bulamayan oyuncular için bir şanstır. Mancini de rakibi küçük görerek "Rotasyona" gitti.
Yekta, Engin, Amrabat, Aydın, Hakan Balta ve Ceyhun gibi kulübe ve tribün mahkumu olan oyunculardan oluşan Galatasaray 2-0 öne geçtiği maçta yediği iki golle maçın uzatmaya gitmesine neden oldu. İster asil, ister yedek olsun Galatasaray kadrosunda yer alan oyuncular böyle ciddiyetsizlik ve sorumsuzluk içinde olamazlar. Özellikle ikinci yarıda Galatasaraylı oyuncuların rakibi hafife almaları, birbirlerine yardım etmemeleri, "Maç bitti" havasıyla ve "Halı saha" felsefesiyle oynamaları "Kazandık" diye baktıkları maçı uzatmaya götürdü. 2-2'den sonra seyircinin sahada yaşanan ciddiyetsizliğe ve sorumsuzluğa karşı sergilediği öfke çok doğruydu. Gaziantep Belediye gücü doğrultusunda ayağa pas oynadı. Takım savunmasını disiplin içinde yaptı ve hücuma organize olarak çıktı. Mücadeleyi bırakmamanın ödülünü 2 gol atıp maçı uzatmaya taşıyarak gördüler, turu hak ettiler.

AZAP ÇEKTİREN BİR TAKIM
Galatasaray ilk kez bir maçta "Santrfor" olmadan oynadı. Bu görevi, Amrabat, Aydın ve Bruma değişerek yaptı. Ancak bu üçlü Umut, Burak ve Drogba'nın görevini yapamadı. Mancini'nin "Santrforsuz oynama" düşüncesi yanlıştı. Yedek kimlikli oyuncular bir de Mancini'nin gözüne girmek için (!) "Bireysel" olarak ön plana çıkmaya çalışınca Galatasaray azap çektiren bir takım oldu.
Galatasaraylı oyuncuların bireysel oynama saplantısı rakip kalede yakalanan pozisyonların gole dönüşmesini de engelledi. Özellikle Bruma ve Ambarat karşı karşıya kolay gol olacak pozisyonları egoizmleri ve kaleciyi de geçme saplantısı yüzünden resmen harcadı.
Mancini'nin 90 dakika boyunca oyuncu değiştirmemesi bence yedek kalan oyunculara "Sizi oynatmamakta haklıymışım" şeklinde bir inatlaşmaydı. Rezil Galatasaray turu zar zor penaltılarla geçti. Ben Belediye'yi "Bu yolda mağlup galip sayılır" olarak görüyorum.

MAÇIN ADAMI: Ufuk Ceylan