Galatasaray'ın turu atlaması harikulade güzel bir olay. Bir defa ne olursa olsun Şampiyonlar Ligi'nde son sekize kalmış bir Türk takımının başarısının tadını çıkaracaksın evvela. Çok zor bir işi başardılar. Kendi sahanda berabere kaldıktan sonra, Türkiye'de arka arkaya çok kötü maçlar oynadıktan sonra, herkesin umutlarının neredeyse sıfıra indiği bir dönemde rakip sahada bir Alman takımını yenerek son sekize kalmak dünyanın bütün futbol lügatlarında zaferdir.
Ancak Galatasaray-Schalke maçını aynı sonuçla Schalke de kazanabilirdi. Galatasaray işi ilk yarıda bitirebilirdi. Yani 2-1 ile değil, 3-1, 4-1 ile de bitirebilirdi. İlk yarı olağanüstü güzel top oynadı, kaybettiği G.Birliği maçında olduğu gibi. Ama garip bir şekilde ikinci yarıda o Galatasaray kayboldu sahada. Yani Schalke'nin beraberlik golü bu kadar göstere göstere, bu kadar bağıra bağıra gelmez. Ondan sonra üçüncüyü atması için Galatasaray bütün imkânları verdi Schalke'ye. Adamlar atamadılar! Yani o kadar beceriksiz ve başarısız vuruşlar yaptılar ki... Atsaydılar maçın sonucu ne olurdu?
'MUSLERA KURTARSIN' DİYE DUA ET
Galatasaray adam savunması bilmiyor. Top Galatasaray on sekizine ortalandığı zaman adamlar geliyor. Senin için de dua etmek kalıyor 'dışarı vursun' diye ya da 'Muslera kurtarsın' diye. Burada ikinci nokta, Muslera gerçekten maçın kahramanıydı. Yani geldiği günden beri Muslera'yı eleştiriyorum. İlk defa Simoviç gibi, Taffarel gibi maç kurtaran bir kaleci gördük. Böyle oynasın canımı yesin.
Galatasaray öndeyken, galip durumdayken 768 tane pas yapacak kadar rahat oynayan takım, asıl o pasları yapması gereken skor koruma döneminde bunu unutuyor. Ve topu durmadan rakibe atıp ezilmeye başlıyor baskı altında. Yani siz o devirleri bilmediniz. Ben seyirciydim rahmetli Yaşar vardı, teknikle değil öyle gücü ve kuvveti vardı ki ezerek yenerdi rakiplerini. Adam sonunda bitsin bu güreş derdi adeta... Schalke'nin golü öyle geldi. Eze eze attılar. Maçta takım oyunu oynandıysa eğer Almanlar oynadı.
SNEİJDER VE DROGBA'YA HOŞAF DEDİM AMA
Takım futbolu adına aklımda kalan her şey Schalke'de. Galatasaray'ın aklımda kalan şeyi bireysel başarıları. Başta Muslera ve de bugüne kadar 'Koşmuyor bunlar hoşaf' diye eleştirdiğim Sneijder ve Drogba özellikle birinci yarıda basmadık yer bırakmadılar. Maçtan sonra isim vermedi ama Fatih Terim de aynı şeyi söyledi: 'Bir takım arkadaşlarımıza koşmanın önemini anlattık.' Keşke Fatih hocam koşmak kadar hızlı hücuma çıkmanın önemini de anlatsaydı. Yani Selçuk'un dün akşam ben gırtlağını sıkmak istedim ya! O kadar öfkelendim TV başında. Yani sen bu kadar yetenekli bir oyun kurucu olarak bu kadar geriye nasıl oynarsın, ne hakkın var! Galatasaray'ın kaptanı Selçuk, Schalke'nin casusu gibiydi! Bakıyorum gazetelerde 7-8 vermişler! Selçuk, geriye oynuyor ve asist yapacağım, gol pası vereceğim diye de top kaptırıp kontratak yememize neden oluyor. Galatasaray turu kaybetseydi bir numaralı sorumlu kaptanıydı. Bundan vazgeçilmesi şart.
2. yarıdaki görüntüyle Galatasaray'ın tur atlaması bir mucizedir. 1- Muslera mucizesidir. 2- Schalke'nin beceriksizliği mucizesidir. Zaferimize sevinelim, zaferimizin kıymetini bilelim ama zaaflarımızı ve yanlışlarımızı da görelim çünkü bundan sonra gelecekler Schalke değil. Adamı öyle bir döverler ki çeyrek finale geldiğine pişman olursun.
ÖZGE AYDIN
