Ersun Yanal dün gece sahaya geçen sezonun ikinci yarısında Emre'nin oynamadığı maçlardaki orta saha ve forvet oyuncularıyla çıktı.
Fenerbahçe maça tutuk başladı. Hatta ilk dakikalarda rakibin sonu gelmeyen iki tehlikeli atak girişimi vardı. Sonra kornerden kazanılan erken gol takımı kendine getirdi. Bu golden 10 dakika sonra Elazığspor'un santra çizgisine çok yakın uyguladığı çağ dışı ofsayt taktiği skor avantajını ikiye çıkardı. İlk devrenin geneline baktığımızda Fenerbahçe geçen seneki gibi fazla paslı, kontrollü bir futbol sergiledi.

YANAL'IN EN DOĞRU HAMLESİ
İkinci devrede oyuna hükmeden taraf Elzağıspor'du. Fenerbahçe, taktik gereği de geride kalarak rakip alandaki kırk metrelik geniş alanı değerlendirmek istiyordu. Elazığspor'un takım savunması o kadar kötüydü ki, her Fenerbahçe çıkışının bir pozisyona dönüşmesi lazımdı. Ama her zaman vurguluyorum; Sow, Webo ve Kuyt sprinter forvetler değil. Bilhassa Webo hiç değil. Ersun Yanal'ın en doğru hamlesi Webo-Salih değişikliğiydi. Bundan sonra geniş alan rahatlıkla iki golle değerlendirildi. Hat-trick yapan Sow moral buldu. Ama fizik olarak hazır olmadığı açıkça görülüyordu. Cristian hem fizik hem de moral olarak hazır görüntü vermedi. Her zamanki gibi tehlike kokan rakip ataklara hızır gibi yetişip kesen Mehmet Topal takım savunmasının sigortasıydı.

FENERBAHÇE'NİN SORUNU ...
Bu maçtaki skor aldatmasın. Fenerbahçe'nin en büyük sorunu kanat forvetinin olmayışı. Dün gece de gördük üçü de santrfor kimliğinde oyuncular. Bu yüzden gelecek haftaki deplasman maçı son derece zor olacak. Elazığspor'un takım savunması felaketti. Sane, Serdar Gürler ve kaleci Zülküf'ten başka görevini yapan yoktu. Norveçli teknik direktörün Fenerbahçe'nin üçüncü stoperi gibi oynayan Deniz Yılmaz'a 80 dakika sabır göstermesini anlayamadım. Ayrıca takımın yediği her golden sonra da kağıda neler yazdığını merak ediyorum.

MAÇIN ADAMI: MOUSSA SOW