Medyada ve yönetimlerde teknik adam ve futbolcular hakkında kısa sürelerde eksi veya artı acele analizler yapılıyor. Tabi çoğu zaman da büyük yanılmalar oluyor. Beşiktaş ilk 4 maçında iyi futbol oynayıp 12 puan alınca Bilic'e methiyeler düzüldü. Tabi içinde birkaç futbolcunun da olduğu Samet Aybaba'ya da göndermeler...
Beşinci maçtan itibaren ise şemsiye terse döndü. Aslında bu sezon başta kaleci Tolga olmak üzere yapılan transferlerle eldeki kadro geçen seneye göre çok daha güçlüydü.

ÖNCE ÖVGÜ, SONRA ELEŞTİRİ
Buna ilaveten kronik sakatlığı yüzünden geçen sene hiç verim alınamayan Almeida da bu sezon hem form tuttu, hem de istikrarlı bir performans sergiledi. Bütün bu artılara rağmen, ilk 4 hafta sonunda F.Bahçe'yi 3 puan geçen Beşiktaş, 13 maçtaki ciddi kayıplarla ligin ilk yarısını F.Bahçe'den 12 puan geride bitirdi. Aybaba'nın Antalyasporu'na da yenildi. İlk 4 hafta Bilic'i göklere çıkaranlar da ağır eleştirilere başladılar!
Mancini için de benzer olaylar yaşandı. Ülkeyi ve takımı hiç tanımadan göreve başladı. Sadece 2 idmanla Juventus deplasmanına çıktı. Kazanılan çok önemli 1 puan Juventus'u iyi tanıdığından 'mükemmel bir taktik uyguladı' diye Mancini'ye mal edildi. Olacak şey mi bu? Ardından ligdeki kötü sonuçlara, Kopenhag yenilgisi ve 10 kişilik Real Madrid'den fark yenmesi eklenince Mancini, birden çok ağır eleştirilere hedef olmaya başladı. G.Saray, Juventus'u yenince bu sefer tekrar methiyeler başladı.

ÜÇLÜ DEFANS İÇİN ACELE EDİLDİ
Bir de meşhur üçlü defans var. Mancini, Elazığ maçında birden bu düzene geçti. Zayıf rakip karşısında hiç kale önü tehlikesi yaşanmadan 3 puan gelince 'Mancini şimdi doğruyu buldu' yorumları yapıldı. Aynı düzenle Juventus maçı kazanılınca üçlü defansı savunanlar bu konudaki olumlu görüşlerini daha da artırdılar.
Ben de tam tersini düşünüyordum. Çünkü dünya futbolunda bu uygulamayı yapan takım çok azdı. Ayrıca da yeni bir düzenin oturması için büyük zamana ihtiyaç vardı. Juventus maçı da tabiat şartları dolayısıyla değişik bir görüntüde oynandı.
Ayrıca Torino'daki beraberlik de dörtlü defansla alınmıştı. Bu yüzden bu yorumlarda acele edildiğini söyledim. Juventus maçından bir sonraki Gençlerbirliği karşısında işler ters gidince Mancini 35. dakikada dörtlü defansa döndü. Trabzon maçında da bu düzenle devam etti. Ben üçlü defansı methedenlerden 'niye bu uygulamadan vazgeçtin' diye eleştiriler bekledim. Ama Trabzonspor maçında dörtlü defansla sergilenen başarılı futbol ve 3 puanın yanında yaşanan pozisyon zenginliği bu eleştirileri rafa kaldırdı.