Bir büyük takımın başkanı, daha sezon başlamadan, hazırlık maçlarındaki kötü neticelere kızarak, teknik direktörün futbolculara verdiği iki günlük izni iptal edip, oyuncuları hocasız toplayıp, azarlıyor. Tabii ki dünyada benzeri olmayan bir olay. Ancak alışılmış Aziz Yıldırım profilindeki bir başkan için böyle bir uygulama kimseyi şaşırtmıyor. Tabii ki bunun sonucunda, geçen sene takımı büyük puan farkıyla şampiyon yapan, bu sene de yeni anlaşmayla devam kararı alınan Ersun Yanal'ın ipi çekilmiş oluyor.
Bu konuyla ilgili şöyle bir soru akla gelebilir: "Bir kulüp başkanı teknik direktörü ile beklenmedik, onu rahatsız eden ciddi bir sorun yaşarsa, yolları ayırma hakkı yok mu?" diye... Tabii ki vardır. Üstelik de ayrılığı gerektiren çok önemli olaylar olduğu da ortada. Ama bunun bir yolu yordamı olur. Teknik direktörünle birebir konuşursun, "Şu sebeplerden dolayı artık senle çalışmak istemiyoruz, bugüne kadar yaptığın hizmetlerden dolayı teşekkür ederiz" denir ve yollar ayrılır. Bu şekilde de teknik direktör toplum önünde rencide edilmemiş olur.
İşin esas önemli tarafı bu dakikadan sonra futbolcuların, yeni gelecek teknik adamın otoritesine saygı duymaları mümkün değildir. Tüm takım, sürekli Aziz Yıldırım'ın teknik adama bakış açısını takip edip, kişisel davranışlarını başkana göre yönlendireceklerdir.
Herhangi bir yabancı teknik adam, istediği ücret verilirse, tazminatını da garantiye alıp, görevi kabul eder. Ama bir Türk antrenör, eğer kendisine Fenerbahçe'de görev verilmek istenirse, senelerdir F.Bahçe'deki başkan-teknik adam ve futbolcu gelişmelerini iyi analiz edip mesleki onuru da göz önüne alarak çok iyi düşünüp karar vermelidir.
Gelelim Ersun Yanal'a... Geçen sezon öncesi, Fenerbahçe yönetimi anlaşmak için Ersun Yanal ile masaya oturdu. Prensipte anlaşıldı. Ancak başka tercihler düşünülerek, bir aydan fazla Yanal bekletildi. Sonra da "Gel" dediler. O zaman birçok kişi Yanal'ı, bu şartlarda görevi kabul ettiği için eleştirdiler. Ben ise aynı görüşte değildim. Çünkü Yanal'ın kendisine güveni vardı. Ve hayali bir büyük takımı çalıştırıp, başarılı olmaktı. Onu da başardı. Ama bu defa istifada geç kaldı. Aziz Yıldırım'ın futbolcularla yaptığı özel toplantıdan hemen sonra, istifasını vermeliydi. Ayrıca bu ayrılığın kendisinden kaynaklanan nedenlerini mutlaka çok iyi biliyordur. Bunlardan mutlaka gerekli dersleri çıkarıp bundan sonraki yol haritasını öyle çizmelidir.