Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÜLKÜ TAMER

Müjdat'ın ellinci yılı

Haftaya bugün Müjdat Gezen'in ellinci sanat yılını kutlayacağız. Sahnede, kamera önünde geçirilmiş elli yıl... Koca bir ömür... Düşünüyorum da, elli yıl tiyatro seyircisi bile olmak kolay değil.
Ya yarattığı okul? Başlı başına bir olay değil mi bu?
Sevgili dostumun başarısını yürekten kutluyorum. Alınteriyle, emekle, çabayla, savaşarak kazanılmış bir onur. Bunu sonuna kadar hak etti.

***

Müjdat'la dostluğumuz da neredeyse yarım yüzyıla dayanıyor. Aynı sahneyi bile paylaşmışlığımız var.
Ama onu tanımadan önce, sahneye adım attığı ilk günlerine ilişkin, aklıma her gelişte beni gülümseten bir olayı anlatayım.
Müjdat çiçeği burnunda bir oyuncu adayı... Günün birinde, Muammer Karaca çağırtmış onu.
"Filanca oyuncu tiyatrodan ayrılıyor," demiş. "Bu akşam oyunu seyret. Yarından itibaren onun rolünü sen oynayacaksın."
"Peki, prova yapmayacak mıyız?"
diye sormuş Müjdat.
"Ne provası evladım," demiş Muammer Karaca. "Biz terzi miyiz?"
***

Aynı sahneyi bile paylaşmışlığımız olduğunu söyledim. Bir buçuk oyunda. Önce "bir"ini anlatayım, sonra "buçuk"unu.
Aydın Engin'in Aykırı oyununda ufacık rollerimiz vardı. Başrolleri patronumuz Engin Cezzar'la Tuncel Kurtiz paylaşıyordu. Bir sahnede Engin Cezzar'la birlikte oluyorduk. Masanın üstünde duran bir sigara tablası aracılığıyla her gece kızdırıyorduk patronu. "Yapmayın," diye yalvar yakar oluyordu Engin, "oyunu oynayamıyorum. Kesin bu işkenceyi."
Dinleyen kim! Neyse ki, oyun fazla tutmadı, afişten kaldırıldı da, işkencenin ömrü kısa sürdü.
***

"Buçuk"a gelince...
Müjdat'ı "yıldız"lığa yükselten, sanırım Zıpçıktı oldu. Toto Karaca, Celal Sururi, Ali Sururi, Alev Sururi'lerin Elhamra İstanbul Tiyatrosu'nda.
Zıpçıktı Ray Cooney-Tony Hilton çiftinin bir komedisiydi. Dilimize ben uyarlamıştım. İstanbul Tiyatrosu'nda, Metin Serezli'nin yönetiminde sahnelendi. Baş rol de Müjdat'a verildi.
Dördüzleri oynuyordu Müjdat. Tiyatronun ağır toplarıyla birlikte Erdinç Üstün, Şemsi İnkaya öteki rolleri paylaşıyordu.
Aşağı yukarı her gün tiyatronun kulisine uğruyordum.
Bir gün, oyuna yaklaşık yirmi dakika kala yine gittim tiyatroya. Kuliste Müjdat karşıladı beni.
"Yahu, neredesin?" dedi. "Her yere haber bıraktık senin için."
"Hayrola?"
dedim.
"Bırak şimdi hayrola'yı. Ali Sururi hasta. Onun rolünü sen oynayacaksın."
"Nasıl oynarım? Koca rol..."
"Basbayağı oynarsın. Uyarlayan sen değil misin?"
Kendimi makyaj masasında buldum ansızın. Yirmi dakika sonra da sahnede. Neyse ki, çevremdekilerin hepsi kurt... Tota abla, Alev abla, Celal ağabey... Ben oynamadım, onlar oynattılar.
***

Aradan on gün geçti. Akşam evde oturuyorum. Bir taksi durdu kapıda. Müjdat!
"Oyuna yarım saat var," dedim. "Ne arıyorsun burada?"
"Seni almaya geldim. Bu akşam da oynayacaksın."
Apar topar taksiye attı beni. "Dur biraz," dedim. "Ali ağabeyin rolünü bir daha aklımdan geçireyim."
Müjdat güldü.
"Ali ağabey değil," dedi. "Bu gece Celal ağabey hasta. Onun rolünü oynayacaksın."
Celal Sururi'nin rolünü oynadım bir hafta. Toto'nun âşığını...
Bir hafta sonra Celal ağabey iyileşti. Rolü sahibine devrettim.
Sonraki günlerde arada bir, "Yahu, Ülkü," derdi Celal ağabey. "Bugün yorgunum. Sana bir gömlek alayım. Benim rolümü n'olur sen oyna."
***

Yazının başında "sahnede, kamera karşısında geçirilmiş elli yıl" dedim. Masa başını unutmuşum.
Öyle ya, yazarlığı da var Müjdat'ın.
Yönettiğim çocuk dergisinin sürekli yazarıydı. Ayrıca, ne sıcak, ne sevimli kitaplara imza attı.
"İmza" deyince...
Nişantaşı Akademi Kitabevi'nda bir imza günü vardı Müjdat'ın. Yeni yayımlanmış kitabını imzalayacaktı.
Yanındaydım ben de... Çene çalıyorduk.
Bir çocuk geldi Müjdat'ın önüne.
Elindeki kitabı uzattı.
"Bunu imzalar mısınız?"
Müjdat baktı, kitap onun değil.
"Bunu ben yazmadım ki," dedi çocuğa. "Bu kitap Aziz Nesin'in."
"Ne farkeder?"
dedi çocuk. "İkiniz de komik değil misiniz?"
***

Evet, ellinci yılını kutluyoruz Müjdat'ın.
Kutlarken, "Ünlü olmak şimdi çok kolay" diye düşünüyorum. Hemen arkasından bir soru geliyor: "Ama o ünü, onurlu bir biçimde sürekli kılabilen kaç kişi var acaba?"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA