Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BÜLENT TİMURLENK

Premier lig yapıyor biz de aynısını yapalım

EURO 2020'den bize sadece güzel goller hatıra kalmadı, çıkarmamız gereken dersler de var. 9 yıl önce bu sayfalarda tribünde genç bir taraftar kalp krizinden hayatını kaybettiğinde (Fatih'ler Ölmesin / 25 Nisan 2012) bütün stadyumların tribünlerinde kolay ulaşılacak noktalara defibrilatör cihazının yerleştirilmesi gerektiğini söylemiştim.
Bu uygulamaya Atletico Madrid'in eski stadı Vicente Calderon'da görmüş, ardından yaptığım araştırmada üniversite kampüsleri, şehirlerin büyük parkları ve alışveriş merkezlerinde de olduğunun altını çizmiştim. Christian Eriksen'i hayata defibrilatör cihazı döndürdü. Maçı izleyenler ambülansın neden geciktiğini de düşündü bir an ama günümüzde tam donanımlı bir paramedik, acil müdahale için bütün ekipmanını üzerinde ya da yanında taşıyabiliyor. Eriksen'in yaşadıkları İngiltere'de Premier Lig yönetimini harekete geçirdi. Maçlarda stadyum dışında sahaya müdahale için ambulans bekliyor olabilir ya peki idman tesisleri ya da alt liglerdeki takımların maçları? İngilizler, 2 bin kulübe defibrilatör cihazını bedava dağıtacak. Yarısı bu sezon başında teslim edilmiş olacak. Türkiye Futbol Federasyonu da aynısını yapmalı, cihazların maliyeti sponsorlarla çözülür. İtalyanlar, EURO 2020'yi kazandıkları için 10 milyon Euro'yu geçmeyen toplam prim aldılar. Biz ise bir yıl önce turnuvaya gittik diye dağıtmışız futbolculara. "10 milyon Euro'ya kaç defibrilatör cihazı alınır?" diye sormak için çok geç ama yarın bir gün bir hayat kurtarmak paha biçilemez.
Not: Defibrilatör, kalbin normal dışı atımının tekrar normal ritmine dönmesini sağlayan tıbbi cihaz.



SIFIR BONSERVİS YÜKSEK MAAŞ
Copa America ve EURO 2020, transfer sezonunun geç hareketlenmesine sebep oldu. Pandeminin gölgesinde başlayacak liglerde bonservis maliyeti olmayan oyuncular bu yaz her zamankinden daha fazla ilgi görüyor. Beşiktaş, Salih Uçan'ı; Fenerbahçe, Serdar Dursun ve Caulker'ı; Galatasaray, Alpaslan ve Aytaç'ı; Trabzonspor da Peres-Hamsik- Gervinho-Koita dörtlüsünü bonservis ödemeden aldı. Ligin yeni ekibi Adana Demirspor'un da kasasından Balotelli ve Belhanda için bonservis bedeli çıkmadı. Avrupa'ya bakalım. Paris Saint Germain, Sergio Ramos, Donnarruma ve Wijnaldum'u yüksek yıllık ücretlerle kadrosuna kattı ama bonservis maliyetinden kurtulmuş. Agüero, Eric Garcia ve Depay, Barcelona'ya; Alaba, Real Madrid'e sıfır bonservisle geldiler. Hakan Çalhanoğlu, Milan'dan İnter'e biten kontratının verdiği pazarlık gücüyle gitti.
Bugün itibariyle bu yaz transfer döneminde bonservisi en yüksek oyuncu B. Dortmund'dan Manchester United'a giden Sancho (85 milyon Euro) oldu.
PSG, İnter'e Hakimi için 60 milyon Euro, Bayern Münih de Upamecano için Leipzig'e 42.5 milyon Euro ödedi. İspanya'da ise şimdilik rekor Atlet-i co Madrid'e ait. Messi ile Copa America'yı kazanan Udinese'li Rodrigo de Paul için İspanyollar, İtalyan kulübüne 35 milyon Euro ödediler.

MESSİ, 3. SIRAYA GERİLEDİ
Lionel Messi'nin yıllık ücretinde yüzde 50 indirimi kabul etmesi sonrasında en çok kazanan futbolcular listesine göz gezdirelim. İlk sırada Juventus ile bir yıllık kontratı kalan ve 31 milyon Euro net kazanan Cristiano Ronaldo var. PSG ile kontratını 2025 yılına kadar uzatan Neymar yılda 30 milyon Euro kazanacak. Messi'nin 2026'ya kadar uzatılan ancak son iki sezonunun ABD'de geçirmesi planlanan yeni kontratında yıllık 20 milyon Euro yazıyor. PSG ile kontratının son sezonuna giren Mbappe, yılda 18 milyon Euro kazanıyor. Barcelona'daki maaş bütçesinin La Liga kuralları gereği düşürülmesi gündemde ve Katalan kulübünün sırtındaki büyük yük 2024 yılına kadar kontratı olan ve yılda 18 milyon Euro kazanan Antoine Griezmann.
Fransız forvetin, Agüero ve Depay transferleri sonrasında eski kulübü Atletico Madrid'e dönmesi ve Saul ile takası gündemde.



50 YILDIR AYNI MANCİNİ
Şarküterinin kapısında yazlıkçı kıyafetiyle sırasını bekleyen adam çok değil bir hafta önce Wembley'de şık takım elbisesi üzerinde EURO 2020 kupasını havaya kaldıran Roberto Mancini. Roma'daki kutlamaların ardından Mancini, doğduğu Jesi kasabasına döndü. Tatillerini sürekli anne ve babasının yaşadığı memleketinde geçiren Roberto Mancini'yi 50 yıl önce de annesi bu şarküteriye yollarmış. Değişen tek şey var. Sosyal mesafe gereği La Caciotta adlı şarküterinin kapısında sırasını bekliyor Mancini ve Jesi kasabasında çocukluğundan beri tanıdığı insanlarla sohbet ediyor...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA