Mehmet Helvacı'yı seçimde rakip olarak görmeyenler kesin yanılır. Herkes Adnan Polat'a yönetimde gösterdiği tavırdan dolayı Helvacı'ya tepki koyup 'Brütüs' yakıştırmasını yapmıştı. Ama ben Helvacı'nın konuşmasında Galatasaray camiasına ve Galatasaray'ın dinamiklerine ne kadar hakim olduğunu gördüm. Galatasaraylılar'ın kalbine hitap etmeyi ve Galatasaray'a bağlılığı Faruk Süren'den bu yana, sadece Özhan Canaydın'da görmüştüm.
Sayın Helvacı, yöneticilik döneminde Galatasaray'ı iyi öğrenmiş. Tipik bir Özhan Canaydın modeli çizdi. Hakimiyetinin içerisindeki donanımı ile Canaydın'ı da geçecek gibi görünüyor. Ne de olsa Helvacı rahmetli Canaydın'ın hem aile dostu hem de iyi öğrencisi. Bunu kendisine hatırlattığımda, "Özhan Ağabey'den çok şey öğrendim. Hedefim 'Boynuz kulağı geçer' sözündeki gibi bir öğrenci olmak" dedi.

MUKTEDİR OLMAK ÖNEMLİ
Helvacı'nın konuşmasında camiaya, üyelere, Türkiye'ye ve taraftarın kalbine hitap eden söylemler vardı. Kimsenin aidatını yatırmadıklarını söyleyerek üyelerin hür iradesine müdahale etmediğinin altını çizdi. "Üyelerin oylarına anlatacağım projelerle talibim" ifadesini kullandı. Hatırlatırım: Ne Faruk Süren, ne Mehmet Cansun, ne de Adnan Polat, ne de seçim kaybeden Yiğit Şardan ve Adnan Öztürk, kendilerini muktedir ilan edecek oylara sahip değillerdi.
Helvacı'nın başkanlık modeli için şu sözlerini çok beğendim: "Galatasaray'a başkan olmak için üyelerin oyları yetebilir. Ama muktedir bir başkan olmak için bilgi, deneyim, yürek ve ekiple bu işe soyunmak gerekir. İcazet alarak, kaynağı belirsiz yardımlarla başkan olunamaz. Güç odaklarıyla ilişki kurulamaz."
Bugünkü yönetimin eleştirilmesinde ve taraftarın isyan etmesinde en büyük etken sportif başarısızlıktı. Helvacı da, birinci hedeflerinin sportif başarıyı yakalamak olduğunu belirtirken Galatasaray'ı çıktığı raya yeniden oturtmak istediğini vurguladı.
Bence haklı. çünkü sportif başarı olmayınca kurumsal başarılar 25 milyonluk taraftar kitlesini ilgilendirmiyor.