Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Yüzüncü yılın yüz karası..

"Yüzüncü yılın yüz karası" dedim.. Demekte devam ediyorum, edeceğim..
Galatasaray 100'üncü yılında yüz karası ayıplar yaşıyor..
Hayır.. Meselenin can alıcı noktası, Kız Basketbol Takımı'nın küme düşmesi, erkek takımının da düşmekte olması değildir.
Sporda yenmek de vardır yenilmek de.. Küme düşmek de var dolayısı ile..
Önemli olan küme düşme değil, küme düşmenin şekli..
Galatasaray kız takımı oyuncuları, ezeli rakip Fenerbahçe'ye yenilmiş ve küme düşme acısı içinde soyunma odasında hüngür hüngür ağlarken, Başkan Özhan Canaydın, Köln'de şampanyalar patlatıyordu.. Resimler yan yana yayınlanmadı gazetelerde.. Gazetecilik artık derinlerde değil, yüzeylerde yapıldığı için..
Başkan acıyı paylaşmak için dahi sporcularının yanında değildi..
Hangi başkan?..
Galatasaray'a bağı, basketbol ile başlamış, yıldız takımından itibaren sarıkırmızı forma giyerek, A takımının kaptanlığına kadar yükselmiş, basketbolcu olarak yaptığı adını, daha sonra yönetim aşamalarında kullanarak, bu defa adım adım Galatasaray başkanlığına yükselmiş bir Özhan Canaydın bu..
Galatasaray, spor tarihinin en büyük acılarından birini yaşarken, başkanının, hem de basketbolcu başkanının, olanları zerre umursamadan, Köln'de sahte kutlamalar içinde bulunmasıdır hüzünlü olan..
Ayıp olan budur, utanç olan budur. Üzerinde durulması, sorgulanması gereken budur..
Ama kim sorgulayacak?..
Yönetim kurulu mu?.. Güldürmeyin beni.. Galatasaray'da bir yönetim kurulu var mı?. Sayabilir misiniz?. Yarısından fazlası kayıp.. Görünenler de emir kulu..
Kongre mi?.. Divan Kurulu mu?.. Daha çok gülerim..
Özhan Canaydın yönetimi, Galatasaray Spor Kulübü'nü, Galatasaray Futbol Kulübü'ne indirgeme çabaları içinde, kulübü büyük yapan geniş spor yelpazesini hızla daraltırken, Kongre ve Divan Kurulu hesap sordu mu?..
Özhan Canaydın, Türkiye Şampiyonlukları yaşamış Kız Voleybol takımını, 100 bin dolar harcamamak için spor tarihinden silerken nerdeydi bu kurullar?..
Sezon başında bu kız basket takımının küme düşeceği belli değil miydi, ayrılan imkânların zavallılığı içinde.. Nerdeydi o zaman bu kurullar?..
Yalnız kurullar mı?.. Saygın Galatasaraylılar nerdeydi, bugüne kadar?.. Niye daha işin başında, yolun sonu görünürken, ayağa kalkmadılar, ortalığı toz duman etmediler, Selahattin Beyazıtlar, Ali Uras, Ali Tanrıyar, Alp Yalmanlar, Faruk Sürenler ve dahi öteki "Dev" Galatasaray isimleri..
Hayır!.. Galatasaray Spor Kulübü'nün bugünkü zavallı halinin sorumlusu Özhan Canaydın değil, kitle halinde Galatasaray camiasıdır..
Özhan Canaydın'ı özel suçlu yapan, basketbolcu olduğu halde, basketbola ihanetidir.
Erkek takımı kümede kalma yolunda çok kritik bir maçı oynarken, Özhan Canaydın, her nasılsa maça gelmişti.. Belki de benim ağır eleştirilerimden utanarak. Maç 68-68 bitti. Kurallar gereği 5 dakika uzayacaktı.. Özhan Başkan bu çok önemli beş dakikayı izleme gereği duymadı. Kaçar gibi fırladı gitti, Şeref Tribünü'nden.. Futbol maçına.. Sporcular başkanlarının kaçtığını gördüler. O moralle oynadılar ve kaybettiler.
Ayıp olan buydu Canaydın için..
Kendi içinden çıktığı Galatasaray basketbolüne ihanet.. Basketbolculara üvey evlat muamelesi yapmak ve onları en kritik, en acı anlarda yalnız bırakıp, sahte törenlerde şova çıkmaktı ayıp olan..
Bu ayıbın hesabını verecek mi, Sevgili Özhan?..
"Sevgili" deyişim lafın gelişi değil. Özhan benim 25 yıllık sevgili dostum gerçekten. Anlaşamadığımız nokta Galatasaray yönetimi. Özhan Canaydın çok kötü yönetiyor. Eleştiriyorum. Eleştirmeye devam da edeceğim. Dostluklarımla işimi hiç karıştırmadım hayatta..
Sevgili Özhan bu ayıbın hesabını verecek mi?..
Vermez. Gerek yok.. Hesap soran yok ki, Galatasaray'da..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA