Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Singing in the rain.. Yağmur Altında..

Aşkın Arsunan adını duyunca gittim açılışa.. Niş'in kışlığı kapanalı kulağımız paslanmış.. Küçük Bebek'te İl Porte diye bir İtalyan lokantası açılıyor.. İyi ki de gitmişiz.. Enfes bir dekor, dünya güzeli Boğaz'a bakıyor..
Dr. Cengiz Alp.. Genel cerrah.. Bu işe zevk için soyunan üç arkadaştan biri.. Yemekleri henüz tatmadım ama, ilk izlenim "Zevk"in çok iyi olduğu.. Aşkın da coşturdu bizi.. 2 saat ayakta olduğumuz yerde dans ederek..
Gece 10 gibi çıktık. Ertekin "Luca'da bir kahve" dedi.. "Ben öldüm" dedim.. "İki gecedir yarı final maçları yüzünden ikide yatıyorum zaten. Doğru eve gidiyorum, tumba yatak.."
Eve geldim ışıklar yanıyor.. Birader Kemal Ankara'dan gelmişti.. Salonda film seyrediyor.. Singing in the Rain.. Yağmur Altında..
Kaç kez seyrettiğimi unuttum.. Ama her defasında ayni zevki, hatta fazlasını alarak seyrediyorum.. Çünkü anılar birikiyor..
Üniversite yıllarım.. Üniversite aşklarım.. Onlarla bu dünya güzeli müzikali, bu insanın içine akan aşk hikayesini ellerine, saçlarına dokunarak izleyişlerim.. Gene Kelly, Donald O'Connor ve de, hem de, en unutulmazı da, Debbie Reynolds'un o yıllar America's Sweetheart olan Debbie'nin hayatıma girişi.. Ona platonik aşkların en müthişi ile tutulmam..
1977'de Debbie'yi canlı seyrettim, Reno'da.. Holly ona aşkımı bilir.. "Sana bir sürprizim var" dedi.. Kalktık MGM Casino'ya gittik ki, Debbie Show!.. Artık teenager değil.. Anne.. Önde bir lise öğrencisi gurubu vardı.. "Siz beni bilmezsiniz, ama şimdi kim olduğumu söyleyince tanıyacaksınız" dedi.. Bağırdı..
"Prenses Layla'nın annesiyim ben.."
O sırada ilk Star Wars sinemaları ve dünyayı kasıp kavuruyor. Prenses Layla, baş kadın rolünde Carrie Fisher var.. Eddie Fisher ile Debbie Reynols'un kızı.. Ayağa fırladı gençler anında..
Singing in the Rain'i de söyledi, tabii Debbie..
1994'te filmin öteki yıldızı ile ayni yerde oldum.. Dünya Kupası'ndaki Üç Tenorlar konserinde.. Benim 300 dolarım ancak tribünde yer bulabilmişti. Onlar bin dolarlık saha içindeydiler, Dodge City Stadyumunda.. Ama dev ekran onları gösteriyordu, Frank Sinatra ile yan yana.. Tenorlar "Hollywood'a Saygı" adlı bölüme geçtiler.. Pavarotti, Carreras ve Domingo Singing in the Rain söylüyorlar.. Elleri ile işaret ederek, selamlar vererek, önünde saygı ile eğilerek.. 80 bilmem kaç yaşındaki Gene Kelly, eşinin desteği ile güçlükle doğrulup ayakta alkışlıyor tenorları.. Gözleri yaşlı.. Ağlıyor.. Ben de tribünde ağlıyorum.. Ertesi yıl öldü Gene Kelly, Sinatra gibi..
Saat yarıma doğru bitti ekrandaki film, gözlerimde nemler bırakarak..
Böyle aşklar da, böyle filmler de artık yok.. Gözlerim ondan nemlendi acaba?..
Yoksa, yaşanmış en güzel anlarımı bir defa daha hatırladım ondan mı?..
Bilmem!..
"Bir daha kendi filmlerini aşağıda kendi odanda seyret" dedim Kemal'e, yatak odama kaçarken..
Film, Digi Türk Gold Max'ta dönüyor hâlâ.. Meraklısına..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA