Yücel Yener "İkide birde yazıyorsun, şöyle olmalı.. Böyle olmalı.. Madem bu kadar biliyorsun gel yap" dedi, telefonda..
Gene TRT'ye fena halde giydirmişim.. O TRT, bugünkünün yanında zemzemle yıkanmıştı ya.. Neyse..
"TRT Kamu televizyonudur. Halkın vergileri ile yaşar.. Bu paraları ona öderiz ki, reyting korkusu olmasın, reklama muhtaç kalmasın, halkın gelişimine katkıda bulunacak programlar yapsın. BBC gibi olsun" diye..
Pazar öğleden sonrayı bize bıraktı Yücel.. Tele Pazar öyle başladı..
Özel TV'lerin hiç yüz vermediği kültür ve sanat konularını, mesela tiyatroları, sergileri anlatan, özel TV'lerde rastlanmaz olan Türk Sanat ve Türk Halk Müziğine, bu arada tabii klasiğe yer veren, özel TV'lerin haberdar olmadığı spor dallarını ekrana getiren, genç sanatçıları bulup çıkaran, destek olan, keyiflendiren, eğlendiren bir program yapmak kolay iş değil.. Hele de bize ayrılan komik bütçe ile..
3.5 saatlik canlı yayının bütçesi 6 milyar lira.. Canlı orkestrası, para ile gelen seyircileri dahil.. Ayni TRT, bir eğlence programının sunucusuna 5 milyar veriyor, o sıralar.. Bir de ihbar edildik. Cumhurbaşkanlığı Denetçileri geldiler, her şeyimize baktılar.. Yücel "Tele- Pazar ekibi, kabak çekirdeği parasına çalışıyor" derken..
Neyse..
Başka şey anlatmak istiyorum..
En az 20 kişilik bir ekibiz.. Haftalık konuklarla 30'u buluyor.. 3.5 saat canlı yayın.. A'dan Z'ye müthiş bir bürokrasi gerek.. Stüdyo, kameramanlar, yönetmen, dekorcu, makyajcı, en beteri denetçiler TRT'nin.. TRT ile ilişkiler var.. Her gün saatler alacak bir bürokrasi, planlama.. Çaba..
Benim vaktim mi var.. Pazar canlı yayın sırasında orda olabilirim. Tatilimden vazgeçip. Haftada bir öğleden sonramı da ancak ayırırım. Geçmiş haftanın eleştirisi ve gelecek haftanın ana hatlarını konuşmak için.. Ötesi..
O tonla işi kim yapacak?.. Bu ekibi kim elinde tutacak, yönetecek?.. TRT'yle, sponsorlarla, konuklarla ilişkileri kim sağlayacak, sürdürecek.. Her şeyin ve herkesin doğru zamanda ve doğru yerde olmasını kim sağlayacak?. Tonla masa başı işini kim yürütecek?.
Bir an düşünmedim, Ünal Özüak'ı Tele Pazar Genel Koordinatörlüğüne getirirken.. Turgut Özal'ın "İslim arkadan gelsin" günlerindeki o müthiş günlerinde, Ataköy, Ataşehir, Bahçeşehirler yaratılırken, inşaat işlerini fiilen yöneten, 2 bin kişiye kumanda eden ve yapılan bütün işleri kurallar içinde gerçekleştirip, o ünlü Engin Civan olayları sırasında aleyhine açılan bütün davalardan beraat eden Ünal Özüak.. Yakın arkadaşım. Yakından tanıyorum. Güveniyorum. TRT Genel Müdürü Yücel Yener'in "Yücel" diyecek kadar yakın arkadaşı.. TRT İstanbul Bölge Müdürüne de "Orhan" diyor.. (Ertenhan.)
Yani kriz anlarında doğrudan en tepeye ulaşıp çözme olanakları da var..
Ben Tele- Pazar'ın beyniydim.. A'dan Z'ye benim kafamdan çıktı.. Her şeyi ama her şeyi ben düşündüm..
Ama başarının yüzde 80'i, Ünal'ındı.. Her şey onun sayesinde öyle tıkır tıkır işliyordu ki, ben canlı yayınlanan 3.5 saat dışında hiçbir şeyi düşünme, hiçbir şeyle uğraşma zorunda kalmıyordum..
Ünal'ın 3.5 saatlik canlı yayınının en sorumlu yerine gelirken, 1 dakikalık televizyon deneyimi yoktu. Amatör bir kaç yazı dışında gazeteci bile değildi. Mesleği mimarlıktı. İletişimle alakası yoktu..
Hiç kimse de çıkıp "Televizyonun T' sini bilmeyen bu adam 3.5 saatlik canlı yayınının nasıl Genel Koordinatörü olur" demedi. Diyemezdi. Çünkü ondan beklenen televizyonculuk değil, yöneticilikti. Bunu da harika yapıyordu.