Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Benden, iki hafta önce bahsettiğim Alman doktorun adını istemişsin. Hani Avusturyalı arkadaşımın, kemoterapi sonrası, tedavisiyle ilgilenen doktor. Adı, Kurt Beisch. Internetten "www. sanego.de/Arzt/"e girip Kurt Beisch diye yazdığın zaman doktor hakkında, Almanca bilgi alabilirsin kardeşim.
Eğer ilgilenen arkadaşın, telefon numarasını isterse, onu da vereyim. Türkiye'den ararken; 0049-72142925. Zaten web sayfasında o da var. Şunu gene tekrarlayayım, her tedavi, her kanser hastası için geçerli değildir. Bu işin uzmanları, üzerine basa basa, bunu hep söylüyorlar. Mehmet'e başarıyla uygulanan bi tedavi Ali için ters tepebilir. Bunu aklından çıkarma.
Doktor Beisch 95 yaşlarındaymış. "70'inde gösteriyor, zinde bi adam.." diye anlatıyorlar. Önce elektronik akupunkturla hastalığın ana nedenini saptıyor, sonra homeopathic (bitkisel) tedaviye geçiyormuş. Bitkisel tedavi deyince, tabii bizde de bazı ünlü doktorlar bu konuda yazılar yazıyorlar. Mesela Prof. Dr. Erkan Topuz, Prof.Dr. Osman Müftüoğlu. Daha da var da, ilk aklıma gelenleri söylüyorum. Zaman zaman televizyonlarda da bilgilerini izleyicileriyle paylaşıyorlar. Son derece önemli, son derece yararlı. Her ne kadar birçok doktor ve de Sağlık Bakanlığı, homeopathic tedaviyi şiddetle reddediyorsa da, bu bir gerçek. İşin üzerinde ciddiyetle durulmayınca, insanlarımız, abuk subuk bilgilere kanıp, bazı kişiler tarafından da kandırılıp, kendi sağlıklarıyla oynuyorlar, kimileri de ölüyor.
Abuzittincim bu konuda devletin vurdumduymazlığına şaşmamak mümkün değil. Mesela keten tohumunun öğütülüp bi süre bekletilmesi zehirlenmelere yol açabilir. Bunu ben uydurmuyorum. Hatta, keten tohumuyla kanser tedavisi tezini öne süren Prof. Johanna Budwig "Tohumu öğütüp de bekletirseniz kanser yapar" diyor. Yani bu kadar ciddi bi durum... Bizde aktarlar, hala, kavanozlar içinde öğütülüp, günlerce bekletilen keten tohumu satıyorlar, Devlet de güya bunları denetliyor. Pes vallahi!
Bi de televizyonlarda zırt pırt konuşanlar var. Bunlardan biri, unvanını da koca harflerle ekran altında yazdırtıyor; Prof. Dr. Bilmemkim.. Yazdırtacak tabii, ama adam tıp doktoru değil. Uzmanlık alanı politik sosyoloji. Alternatif tıpla ilgili konuşurken, sen de altında "Prof. Dr." titrini görünce dikkatle izliyorsun.
Çok ciddi haber kanalları (Haber Türk gibi) buna göz yumuyorlar. Resmen aldatmaca bu. Bi kaç hafta önce o kişinin programına bakıyorum. "Isırgan otu"nun prostata iyi geleceğini söylüyor. Bunu ben bile biliyorum ki GELMEZ!
Isırgan otunun yalnız "kökü" prostata iyi gelir. Başka tarafı gelmez. Hatta başına iş de açabilirsin. Sonra, ne oranda alacaksın, karaciğer elden gider bilader!
Bazı büyük gazeteler de bu cahilliğe, röportajlarla, sayfalarında çanak tutuyorlar. Biri daha var, ikide bir Almanya'da konferanslar verdiğini, salonların dolup dolup taştığını anlatıyor. Sordurdum, doğruymuş, ama gidenler kim?
Almanya'da ki Türklerin okuma yazma bilmeyenleri! Nasıl olsa "dur" diyen yok. Salla gitsin.
Gereken yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.
Tecellister@gmail.com

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA