Steffi Graf, 1900'lü yılların sonlarının en büyük tenis yıldızlarından. İlahe.. Hayatı boyu 22 Grand Slam turnuvası kazandı. 1988'de, ayni takvim yılında dört büyük turnuvanın dördüyle birlikte Olimpiyat Altınını da alan ilk ve tek tenisçi oldu.. Ama nasıl oldu..
Babası Peter Graf, geçen hafta 75 yaşında ölünce, New York Times'de ardından yazılan yazıyı okudum. Steffi daha bir kaç saatlikken babası "Kızım şampiyon olacak" diye ilan etmiş. Üç yaş 10 aylıkken eline bir tahta raket vermiş. Evlerinin salonunda karşısına oturur, kendi raketiyle Steffi'ye top atarmış. Steffi 25 defa düşürmeden çevirebilirse, dondurma ile ödüllendirilirmiş. Peter sonraları bir röportajda "Çoğu zaman 25'inci vuruşu bilerek çok sert yapardım ki, çeviremesin. Her zaman da dondurma olmaz ki" demiş. Steffi 6 yaşında turnuvalara katılmaya başlamış. 13 yaşında, 18 Yaş Altı Almanya Şampiyonu olmuş. Antrenörü babası tabii.. Ama nasıl antrenör.. Bir rahat topta vuramaz, ya da vuruşu dışarı giderse kızını tokatlar, antrenman kötü geçerse de dövermiş.
Steffi, Andre Agassi ile evlendiğinde, iki dünür, Agassi'nin babasının icat ettiği bir top fırlatma aletini tartışırlarken, yumruk yumruğa gelmişler. Peter, kızının kazandığı tüm paraların yönetimine de el koymuş. 1997'de vergi kaçırdığı ortaya çıkmış, mahkum olmuş. Steffi'nin kazandıklarını hovardaca yemiş. Steffi'nin annesini boşadıktan sonra, dadısıyla evlenmiş. Bir Playboy Modelinden gayri meşru çocuğu olduğu skandalı patlayınca, Steffi arka arkaya üç Grand Slam turnuvasından çekilmiş..
Yani rezilliğin bini bir para..
Film olur değil mi?.