Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Müzeyyen!..

Büyüklerin adlarının arkasına soyadları eklenmez.. Onlar doğduklarında sahip oldukları soyadlarına bir ad eklemeyi başaranlardır.
Onlar öyle büyüktürler ki, adlarının önüne "Büyük" dahil, bir sıfat konması da gerekmez..
Müzeyyen, onlardandı, işte..
Ölüm haberini sabah kalkar kalkmaz uzandığım haber kanalının alt yazısında "Son Dakika" diye kırmızı harflerle okuduğumda, inanmazsınız, içimde bir huzur hissettim önce.. Sonra da mutluluk!..
"Ne mutlu bana" dedim.. "Onu tanıdım..
Onunla saatlerce baş başa sohbetlerimiz oldu. Onunla kucaklaştım. Onu küçükken, aile sevinçlerimizde radyo başında, büyüdüğümde gazinolarda canlı izledim.. Ne mutlu bana, Müzeyyen'le İzmir Fuarı zamanlarında Büyük Efes Havuz başında unutulmaz saatler yaşadım..
Ondan neler neler öğrendim.."
Babamın, teğmen Fuat'ın büyük aşkı Müzeyyen, aileden tam dört kuşağa şarkılar söyledi.
İyi yaşadı Müzeyyen..
Atatürk'ün şarkıcısı oldu..
Böylesi bir hayatsa yaşanan ve yaşatılan, duyulan his, mutluluk oluyor işte..
Huzur?.
Sağlık açısından çok sıkıntılar içindeydi Müzeyyen, son yıllarında..
Özellikle de son aylarında.. O yerinde duramayan muhteşem kadın için önce tekerlekli sandalyeye, sonra, serumlara, enjeksiyonlara bağlanmak ne demekti?. Yaş 97 olunca, kalkacağı, düzeleceği umudu da pek olmadan?.
Ama o müthiş sıkıntılı yılları da iyi geçirdi Müzeyyen.. Çünkü harika bir kızı vardı..
Onu 97 yaşına dek mutlu yaşatan Feraye!..
Annesi için kendi hayatının en kıymetli yıllarından vazgeçen Feraye!.. Işıl ışıl, cıvıl cıvıl bir kızken, kendisini annesine hem de nasıl yürekten kul eden, onun için yaşayan Feraye..
Onu düşündüm birden.. "Feraye yazısı yazmam lazım" dedim.. "Müzeyyen'i yazmak haddim değil.. Onu yazacak kişi, benim köşemin yazarı zaten, talihe bakar mısınız?. Üstat Radi Dikici.. Bir ömrün büyük kısmını Müzeyyen araştırmasıyla geçiren ve onun kitabını yazan Radi Dikici, hafta sonunda, keyifle, lezzetle okunacak bir Müzeyyen yazısı yazar nasılsa.. Hıncal sen, asıl Feraye'yi anlat.." "Ferayedir kızın adı Feraye.. Yar yandım aman!
Esmer yarim de.. Haydi yandım Feraye!.." türküsünü nasıl heybetle, nasıl coşkuyla, nasıl gururla söylerdi Müzeyyen?.
Sonra farkettim ki, Feraye de anlatılmaz.. Böyle bir ana sevgisi.. Böyle bir vefa anlatılmaz.. Bilen bilir, o kadar!..
Müzeyyen'i bugün, hala sesiyle çınlayan eski Bebek Belediye Gazinosu'nun hemen yanından, Bebek Camisi'nden uğurlayacağız.
Gidip Feraye'ye sarılacağım..
Teşekkür için.. Müzeyyen'den kalan son kokuları içime çekmek için!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA