Eski ülkesi ile yakın ilişkilerini sürdüren bir Bulgaristan göçmeni dostum aradı dün.. Haberler tatsız.. Bulgaristan Türkleri de bölünmüş.. Demirperde'nin çökmesi, Bulgaristan'ın gerçek bağımsız bir devlet olarak 2007'de Avrupa Birliği'ne girmesinden sonra, Türkler de uluslararası azınlık haklarına kavuşmuşlar, Hak ve Özgürlükler Partisi ile de Meclis'e güçlü bir gurup kurarak girmişlerdi.
Bulgar Türkleri'nin partisi, Türkiye'nin de büyük desteğine sahipti. Ancak Kurucu Lider Ahmet Doğan, adı bazı yolsuzluklara karışınca gözden düştü. Yapılan Kongre'de Lütfi Mestan başkanlığa seçildi.
Ne var ki, parti içinde gücünü koruyan Ahmet Doğan'ın destekçileri, Mestan ve arkadaşlarını partiden ihraç ettirmeyi başardılar. Gerekçeleri de ilginçti. Bulgaristan Hükümeti ve Başbakan Borisov, Türk-Rus anlaşmazlığında Rusya'ya tam destek verirken, Mestan Türkiye'nin yanında yer almıştı. Ahmet Doğan, Bulgar Hükümeti'nin, dolayısı ile Rusların tarafındaydı, Mestan'ı temizletti.
Hak ve Özgürlükler Partisinden ihraç edilen milletvekilleri, Mestan başkanlığında "DOST" kısa adlı yeni bir parti kurdular.
Bu partinin düzenlediği bir toplantıyı, Bulgar polisi bastı ve Lütfi Mestan'a "Türkçe konuştuğu için" para cezası kesti. Mestan "Avrupa Birliği, Avrupa İnsan Hakları, Azınlık Hakları" diye itiraz ettiyse de aldıran olmadı.
Olayları bana özetleyen arkadaşım "Başbakan Borisov Türkler arasındaki bölünmeyi teşvik ve tahrik ediyor, bundan da yararlanıyor. Türkçe konuşmaya yeniden ceza yazılmaya başlanması bunun ilk işareti.. Yeni baskılar yolda" dedi..
Şimdi bir soru..
Bu yazdıklarıma benzer bir şeyi, Türk medyasında yazılı, görsel duydunuz mu?.
Gazetecilik ülkemizde nerelerde, bir daha görün istedim..
Bulgaristan sınır komşumuz ve bu ülkede, hem de başta İstanbul'da Bulgar yayınlarını günü gününe izleyen binlerce göçmen kardeşimiz var..
Yani haber avcumuzda duruyor aylardır, kimsenin umurunda değil..
Bu kaçıncı "Yazıklar olsun" deyişim!.