Başkurt Okaygün dostum aradı.. "Hıncal, Aydın'ı kaybettik" diye.. 1950'li yılların sonu, 60'ların başında hemen her gün akşam üzeri Ankara Müstakil Atletizm stadında buluşanların üçüydük.
Ben Yeni Gün gazetesi Spor Şefi Hıncal Uluç.. Başkurt Okaygün, Ankara Koleji öğrencileri arasında keşfettiğim, iyi yabancı dil bilen ve sporu seven amatör muhabirim. Aydın Onur, Gazi Lisesi'nde okuyan milli sprinter.. Ekremler, Cahitler, Fahirler, Osmanlar Türkiye'nin en popüler sporcularıydılar o zaman..
Çünkü o zaman gazeteler "Atletizm" yazarlardı.. Hem de manşetlerden yazarlardı. Okur hemen her atleti tanır, bilirdi. Biz de her akşam üzeri Başkurt'la atletizm sahasında buluşur, atletler arasında bir saat geçirir, sonra yukarı, Rüzgarlı'ya, gazeteye yürürdük.
Fener- Galatasaray atletizm bayramları Olimpiyat gibi olurdu, Fener sahasında.. Fenerli Ekrem'le Galatasaraylı Cahit yarıştı mı 1500 metrede yer yerinden oynardı, öylesi.. Balkan Şampiyonası yapıldı mı İnönü Stadı'nda 40 bin kişi doldururdu tribünleri..
O günlerden, bugün yüzlerce kanala sahip olduğu halde atletlerin birini bile tanımadığımız, Olimpiyatları bile yayınlamadığımız günlere gelişimiz acıdır.
Bunun baş sorumlusu da, aptalca ve çok yanlış bir tiraj ve reyting mantığı içinde spora göz yumup, futbol ve Fener, Galatasaray, Beşiktaş medyasına dönen gazetelerimiz ve televizyonlarımızdır.
Neyse..
Aydın son yıllarda hastaydı. Evde bakımı mümkün olmuyordu. Başkurt beni aradı.. Ben M. Ali Şahin'i aradım. Bir bakım evine kaldırdık. Başkurt uğraştı didindi.. Sonunda Ankara'da bir spor salonuna "Aydın Onur" adını da verdiler..
Ama durumu giderek kötüleşti ve sonunda işte, Başkurt kötü haberi verdi..
Kadere bakar mısınız?.
Aydın Onur, Modern Olimpiyatlarda 100 metre koşan tek Türk atletiydi bugüne dek.. 1960 oyunlarında Roma'da koşmuştu. Tam 56 yıl, yani 14 Olimpiyat sonra Rio'da ikinci Türk 100 metre koşmaya hazırlanırken, veda etti Aydın!.. 4x100'de bayrağı devreder gibi..
Müthiş bir atletti. Ve de nasıl komple..
100- 200, icap ederse 400 koşardı. Uzun atlardı.. Sırıkla Yüksek atlardı.. Gülle, disk atardı.. Dekatlon da yaptı zaten sonra..
O zamanlar Ankara'da müthiş bir Gazi- Atatürk rekabeti vardı.. Kulüp değil ha.. Liseler bunlar. Bu iki lisenin her türlü maçı Ankara'da olay olurdu..
Aydın tek başına Atatürk Atletizm takımını yenerdi. En az beş altın madalya alarak..
Milli Eğitim Bakanlığı baktı olacak gibi değil, Okullararası Atletizm Yönetmeliğini değiştirdi ve öğrencilerin, bayrak yarışları dışında iki branştan fazlasında koşmasını yasakladı. Aydın tek başına kural değiştirtti yani devlete..
Nur içinde yat benim gençlik arkadaşım.. Ülkemin büyük atleti!.
