Ayşe'nin (Özyılmazel) Demet Akbağ'ı ne kadar sevdiğini en iyi bilenlerdenim.. Benim de en sevdiğim, üstelik sanatı ile en saydığım kişilerdendir.
Geçen sezon Akbağ'ın adının resmen kötüye kullanıldığı "Şaka" programına tahammül edememiş zehir zemberek bir yazı yazmıştım.. Bu ülkedeki ilk şaka programlarından biri "ŞakaMera"yı Merve kardeşimle (İldeniz) sunan kişi olarak.
Sevgili Ercan (Arıklı) programın yapımcı yönetmenini Amerika'dan getirmişti. O ünlü, orijinal "Candid Camera"nın ekibindendi, Amerikalı. Harika şakalar yazıyor, çekiyordu. Kısa kısa ve kimseyi incitmeden. Her çekimi, şaka yaptığımıza izletiyor, okeyini hem de yazılı alıyorduk.
Demet'in gerçek kurban olduğu şaka programı ise, bitmez tükenmez bir polisiye dizi gibiydi. Bir şaka bir saati geçiyordu. Bir daha izlemedim.
Dün sabah baktım Ayşe yazmış.. "Bunun adı şaka değil, terbiyesizlik" diye..Okudum. Sahiden öyle.. Terbiyesizlik lafı az kalır..
İşin yapım yanı RTÜK'ün işi.. (Var mı öyle bir kurum?.)
Ama bir de Demet yanı var?.
Sevgili Demet,
Değer mi üç kuruş için adını böyle ayıplara bulaştırmaya..
Çok mu muhtaçsın gerçekten?.
Şaka kurbanları sana izin vermiş olabilirler. Bilmem.. Ama seyirci, aynen Ayşe ve benim gibi kurbandan çok seni düşünüyor Demet!.. Seni.
Değer mi?.