Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bir unutulmaz İzmir daha..

İzmir'in kalbimdeki yeri başka.. Yıllardır giderim..
Yıllardır yazarım, bitmez..
İşte gene "Unutulmaz" bir İzmir yaşadım, topu topu iki günde..
Bu şehir bir başka.. Her şeyi ile başka.. Benzersiz!..
Çocuklar gibi heyecanlanıyorum giderken.. Çünkü adım gibi biliyorum ki, orada "Harika günler" geçireceğim..
1990 yılında başladığım bu köşede kaç tane "İzmir'de harika günler" yazısı yazdığımı hatırlamıyorum bile.. Neden böyle?.
İşte madde 1!.
İzmir'in insanı!.
Cahit Külebi İzmir'i ve kızlarını anlatır o enfes dizelerinde..
"İzmir'in denizi kız, Kızı deniz, Sokakları hem kız, Hem deniz kokar!." der ya..
Eklemem var..
Külebi'nin o satırları, "Atatürk'e Ağıt" adlı şiirde yer alır ya..
İzmir'in sokakları Atatürk kokar, bana hep..
Daha eklemem var.
İzmir'in sokakları "İnsan" kokar!.
İzmir insanı bir başka gerçekten..
Bir başka bakarlar sana.. Dost bakarlar..
Hemen yaklaşır, yakınlaşırlar..
Yüzlerinde bir gülümseme vardır.. İlk defa gördüğünüz insanlar o sıcak gülümseme ile selam verirler sana..
İnsan olmak yeterlidir, İzmir insanına yakın olmak için..
Gazetemde 30 yıldır meslektaşlarımdan aldığım o hafif tebessümlü selamları toplasam, İzmir'de Kordon da, yarım saat dolaşırken aldıklarımın yarısı etmez, inanın..
O zaman nasıl sevmem ben İzmir'i..
Nasıl koşa koşa gitmem.. Nasıl, mutluluk, keyif, nasıl heyecan dolu dönmem!.
Bu defa, bir bale izlemek için gittim İzmir'e.. Bale deyince, bence bu ülkede zirvedekilerden biri, Mehmet Balkan, Bach Alla Turca yapmıştı, İzmir Balesi'nde.. Artık içimizden, bizden biri olan çok sevdiğim Anjelika Akbar'ın düzenlediği Bach Müziği harikaydı zaten.. O müziğe koreografi yazmıştı.
İkisi bir arada olunca, benim de orda olmam şarttı..
Bir de İzmir üstelik..
THY, bir önemli yolcu kaybetti, sık gittiğim Ankara ve İzmir seferlerinde.. Yollar öyle güzel, öyle rahat oldu ki, hatta uçaktan da daha hızlı olabiliyoruz, evden eve hesaplarsak.. Uçak rötar yapmazsa, başa baş nerdeyse..
Bir de rötarı hesaplayın..
Osman Gazi Köprüsü'nden geçip, o yeni Otoban/ Bölünmüş yol üzerinden İzmir'e gitmek, benim gibi sakin, yolun keyfini çıkaran, manzaralara doyasıya bakan, mesela Susurluk'ta ayran, Kemalpaşa'da tatlı, Akhisar'da köfte durakları veren biri için bile altı saat sürmüyor.
Yol öyle ki, İstanbul'dan çıktın mı, İzmir'e dek fren gereksiz olmuş..
Hep "Yolu yaşamak" derim..
"Hayat varılan yer değil, gidilen yol" demiş ya filozof zaten.. Benim gibi yolu yaşayan biri için, o yol ayrı güzellik..
İstanbul-İzmir yolu yaşanmaya değer.. Hatta 10 saat ayırmalı insan..
Piknik yapar gibi gitmeli.. Yol boyu öyle güzel duraklar var ki!.
Uçağa binmeyen Ağbimle gide gele, bizim Ercan çoğunu öğrenmiş.. Hem arabayı sürüyor, hem kılavuzluk yapıyor..
"Hıncal Bey, şurda duralım.. Şusu güzel..
Burda duralım, busu.." Ayakkabı boyatmak için bile durduk, anlayın!.
Hepsi de güzel.. Güzel!.. Çünkü, hepsinde güzel insanlar var!..
İlk yazının sonuna geldik, daha İzmir'e gelemedik..
Yarın varırız İnşallah!.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA