Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Paşa Dayımın Kirazları...

Erol Evgin'in Açıkhava'daki o muhteşem şovunu anlatırken, çocukluk, gençlik anılarımda yeri çok olan "Kiraz"dan bahsetmiştim.. Bu sabah gazeteye gelirken, 1995'te üst üste baskılar yapan üçüncü "Hıncal'ın Yeri" kitabım aklıma geldi. Kitabım ve o kitaba adını veren yazım..
"Paşa Dayımın Kirazları!."
O satırlar yazıldığında (1 Temmuz 1995) doğanlar şimdi çoluk çocuk sahibi oluyorlar. Onu düşündüm. Pazar günlerinin keyfini düşündüm ve her pazar size, 1990'dan bu yana Hıncal'ın Yeri'nde yayınlanan "Zamansız yazılarımdan sunmaya karar verdim. Eski okurlar hatırlar, yeniler de okur..
..Ve ilk yazımı hemen seçtim tabii..
"Paşa Dayımın Kirazları.."

***
Kiraz en sevdiğim meyvelerden biridir. Çocukken Bandırma'da, yaz gelsin köye gidelim, bahçedeki kiraz ağacına tırmanıp, kirazı dalından yiyelim, diye içim geçerdi. Yörenin en harika kirazı bizim bahçeden çıkardı...
Ama kiraz gördükçe, aklıma köyümden önce gelen bir başka şey vardır hep... Paşa Dayımla yaşadığım bir mutluluk anı... Paşa Dayı, ailenin en sevilen ve en sayılan büyüğüydü... Bir klan reisi gibiydi...
Nasıl olmasın ki... Koskoca Aşir Paşa... İstiklal Savaşı'nın önde gelen kahramanlarından... Daha sonra Atatürk'ün milletvekili... O zamanlar, İstiklal Savaşı paşalığı, hele mebusluk öyle önemli, öyle saygın unvanlar ki...
Bugün bırakın bakanları, başbakanların o devirdeki paşa ve mebusların gördüğü itibara sahip oldukları söylenemez.
Bu gerçekten çok ağır, çok saygın kişiliğinin yanında, Paşa Dayım öylesine insancıl, öylesine sevecendi ki... O önünde dünyanın el pençe durduğu koskoca Paşa Dayı, biz çocuklarla o kadar güzel çocuk olur, aramıza o kadar güzel karışırdı ki...
Ben ilk, ağabeyim ortaokulda idik... Paşa Dayım bize geldiğinde, hemen satranç tahtasını ortaya çıkarırdı. Bizimle satranç oynamak için... Koskoca Paşa Dayı ile masaya oturup oyun oynamanın, küçücük bir çocuğa verdiği keyfi, mutluluğu ve gururu bir hesaplayın varın...
Bilerek mi, yenilirdi zaman zaman bilmem... Ama bildiğim, kendisini yendiğimiz zaman öylesine mutlu olurdu ki...
-Gençler biz yaşlıları yenmeli... Gençler biz yaşlıları geçmeli... Bu memleketi ileriye gençler götürecek," derdi hep...
Geçen akşam, ailenin Galatasaraylı kanadının reisi Hayati Dayımın büyük oğlu Kuthan'ı evlendirdik. Esma Sultan Yalısı'nda.. Benim için harika bir geceydi... Uzun zamandır görmediğim kuzenlerime rastladım.. Bizde kuzen bol. Dedim ya klan, kabile gibiyiz diye... Cengiz'e, Yıldız ve Aydoğan ablalara... Bu ikisi Paşa Dayımın kızları... Paşa Dayıyı da andık tabii.
Onlara anlatmadığım, bugüne kadar ailede hiç kimseye anlatmadığım bir anım var. Şimdi hem size, hem onlara anlatmak isterim.
***
Delikanlılık çağımızın en keyifli günleri. Gazeteciliğe başlamışız. Üniversitede okuyoruz. Hafta sonu denk gelirse, trene atlayıp İstanbul'a geliyoruz. Basın kartımızla bedava ya tren, iki gün tatil yapıp dönüyoruz...
Motorlu trene bindim, bir yaz günü... Kadıköy'de oturan Necati Dayıma gideceğiz. Ailenin Fenerbahçeli kanadının gizli reisi... Ondan kıdemli olanlar var, ama Necati Dayım, en ateşli Fenerli... Tren hiç adeti olmadığı halde, Erenköy'de durdu. Paşa Dayımlar Erenköy'de oturur. İstasyonun hemen arkasında bahçe içinde bir villada...
"Fırsattan istifade inip Paşa Dayımlara bir uğrayayım," dedim. "Sonra tramvayla Kadıköy'e geçerim..."
Paşa Dayım, villanın bahçeye uzanan terasında yalnız başına oturuyor... Daha beni uzaktan görür görmez, büyük teyzemi çağırdı, içeri seslenip...
"Hatun, bak kim geliyor... Hadi bakalım bizim satranç tahtasını getir... Bahçeden de, Hıncal'ın çok sevdiği kirazlardan bir tabak topla..."
Az sonra, Paşa Dayımla, müthiş mücadelelerimizden birinin daha içine daldık, satranç tahtasının başında. Bu arada Hanife teyzem kirazları elleriyle toplamış, tabağa koymuş, üzerine de buzlar serpiştirmiş, getirdi benim önüme, satranç tahtasının yanına koydu.
Kocaman kocaman, pırıl pırıl parlayan, harika manzaralı kirazlar bunlar. Hemen bir tanesini aldım. Sapını kopardım, öbür elimde kalan kirazı ağzıma atmak için..
Ve dondum kaldım. Sapın çıktığı minik çukurdan bana doğru bir baş uzandı. Bir beyaz kiraz kurdu başı...
Paşa Dayıma baktım, heyecanla... "Gördü mü?. Diye. Satranç tahtasına öyle bir kaptırmış ki kendisini.. Yedi hamle ötesini düşünüyor belli. Çaktırmadan, tabağın yanına bıraktım kirazı. Bir başkasına uzandım. Sapı kopardım yine... kopardığım yerden bir baş uzandı.
İkinci, üçüncü, dördüncü.. Yağmur mu yağmış üzerine nedir, belli tüm kirazlar kurtlanmış.
Ne yapmam lazım.
Koskoca büyük teyzem elleriyle toplamış, yıkamış, üzerine buz serpmiş önüne getirmiş bir... Paşa Dayım, benimle satranç oynamaktan, bana çok sevdiğim kirazları; en sevdiğim şekliyle, yani dalında ikram etmekten öyle mutlu ki, iki...
Kirazların kurtlu olduğunu söylesem ya hissettirsem, bu mutluluk bir anda yok olacak, öyle hissettim.
Saygısızlık etmiş olmanın çok ötesinde bir duygu bu... Çok sevdiğim iki insanın o anki mutluluklarına gölge düşürme korkusu...
"Hatun ellerine sağlık," dedi Paşa Dayım, başını satranç tahtasından kaldırıp... "Hatun ellerine sağlık... Bak şu Hıncal'ın keyfine.. Bu yol yorgunluğunun üzerine, bu buz gibi kiraz ne iyi gider."
Bir tabak kirazı, daha önce yana ayırdıklarım dahil, bir tek tane bırakmadan silip süpürdüm, satranç maçımız bitene kadar...
Paşa Dayım ve büyük teyzem, beni mutlu ettikleri için mutluydular. Ben canım kadar sevdiğim iki kişinin mutlu olmasını sağladığım için, onlardan daha mutluydum.
O bir tabak kurtlu kiraz, hayatta yediğim en lezzetli meyvelerdi.
Çünkü o bir tabak kurtlu kiraz, üçümüzün de mutluluğu olmuştu.
Ve ben o gün, hep Kaf Dağı'nın arkasında aradığımız mutluluğun nasıl içinde, nasıl göbeğinde yaşadığımızın bir kez daha şahidi olmuştum.
"Nur içinde yat. Paşa Dayım... Nur içinde yat, Hanife teyzem!...
***
Yıllar önce kaleme aldığım bu anıda adı geçenlerin çoğu şimdi Paşa Dayımla beraber cennetteler..
Kızları Yıldız ve Aydoğan Ablalarım ne mutlu bana, hayatta ve sağlıklılar.
Allah hepsine uzun ömür versin!.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA