Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Atatürk Ankara’ya Yavuz’la geldi..

Cuma sabahı Yavuz Donat beni ağlattı.. Öyle bir "Atatürk'ün Ankara'ya gelişi" yazmıştı.. Bir yandan o yazı.. Bir yandan 1954'te gelip, 1980'de ayrıldığım Ankara'dan her 27 Aralık coşkusu ve anıları.. Yaş 81 olunca, gözyaşlarının freni tutmuyor artık.. Bütün balatalar yanmış..
Çocukken, hele hele gazeteci olarak ne harika olurdu 27 Aralıkları yaşamak..
Dikmen Tepesi'nde Ata'nın karşılanışı temsili olarak canlandırılır, bir tören yapılır. Sonra orada başlayıp Dikmen Yokuşu, Genelkurmay Başkanlığı önünden Atatürk Bulvarı.. Kızılay.. Sıhhiye, Opera Yolu ile Ulus Meydanı.. O efsane Atatürk Heykeli önünde finiş..

Biz gazetecilere bir kamyonet verirlerdi, yarışı öyle izlerdik..
Ya Harbiye'nin Atatürk Koşusu..
Dikmen sırtlarındaki Kara Harp Okulu'ndan tüm teçhizat askeri giyinmiş ve dokuzarlı sıraya girmiş uygun adım, onlar da tüm başkentin ana arterinden geçip Ulus'a dek koşarlardı.
Ne muhteşem koşuydu o!.
Bütün Ankara halkı, o koşuların geçtiği yollar boyu dolar, nasıl coşar, nasıl alkış tutardık..
Sonra, şarkılar, marşlarla halkın kutlaması, coşkusu sürerdi, bütün gece..
Biz çocuklar eve girmezdik..
Ankara marşları, o şarkıları söyleyerek sabahlardık..
Öylesine Atatürk'tü Ankara..
Yazamıyorum.. Sözü Yavuz'a bırakıyorum.. O zamanlar ben Cumhuriyet'te idim.. CHP'li ve solcu gazete.. Yavuz Tercüman'da.. Adalet Partili ve sağcı.. Ama ikimiz düşman değil, dosttuk, kardeştik.. Çünkü ikimiz de Atatürk'ün izindeydik... İkimiz de bu ulusun hizmetindeydik..
İşte Yavuz'un yazısı.. Zaten okudunuz mu?.
Bir daha okuyun.. Ben cumadan beri on defa okudum.. Siz de bir daha okuyun. Kaçırmış olan varsa daha iyi.. İlk defa okumanın zevkini yaşar onlar..

*

27 Aralık... Atatürk'ün, "Ankara'ya gelişi." 1919.
Üzerinde kemerli bir palto... Dikmen yolu eteğinde, şimdiki Genelkurmay'ın önünde... "Kızılyokuş" denilen yerde... Bağıran Ankaralılar:
"Ölürüz de dönmeyiz senin yolundan, Mustafa Kemal Paşa."
Atatürk... Çok duygulanacak ve daha sonra çevresindekilere defalarca şunları söyleyecektir:
- Bu asil hareketi hiçbir zaman unutmadım ve unutmayacağım.

Korona engeli
Korona... Önlemler... Cumartesipazar sokağa çıkma kısıtlaması... Toplantı tören yasağı.
Bu yıl... Seymenler... Dikmen sırtlarında Büyük Atatürk için, "Temsili karşılama" yapamayacaklar.
"Atatürk Koşusu" da olmayacak... Panellerde, "1919'un Ankara'sı... Ankara'nın, Mustafa Kemal Paşa'yı nasıl bağrına bastığı" anlatılamayacak.
Heyecanımızı erteleyeceğiz... 27 Aralık 2021'e.

Ankara-1919
Atatürk'ün, "Gözüyle... Anlatımıyla" 1919 yılında geldiği Ankara:
Deniz veya göl kıyısından, ırmak boylarından uzak.
Yalçın ve çıplak bir kaya parçasının eteğinde kurulmuş.
Çok yıldızlı ve ışıklı göğü ile Ankara, eşsiz bir yayla güzeli.
İklimi sağlam, havası temiz ve güç verici. Atatürk... Ankara'yı çok sevdi. 1938'de... İstanbul'da... Hastalığının ağırlaştığı günlerde... Doktorlarına "Ankara'ya gitmek istediğini" söyleyecek kadar.
Şimdi... 1919'da karşılandığı yerin yakınında... Rasattepe'de... Anıtkabir'de... "Kalbimizde" yaşıyor.
Ankara'ya gelişinin yıldönümünde... Bir kez daha rahmetle, saygıyla anıyoruz.


Başkent
Ankara, "Başkent" oldu... Ama...
Atatürk'ün ısrarıyla... Kararlı duruşuyla.
Yoksa... Ankara'nın başkent yapılması...
İmkânsızdı.
Şehirciler... Direndiler:
- Ankara'da su bulamayız... Bu toprakta ağaç tutturamayız... Susuz, ağaçsız bir başkent olur mu?
Tarihçiler... Karşı çıktılar:
- Eğer burada yaşamak mümkün olsaydı, Türkler Tuna boylarına doğru koşarlar mıydı?
İstanbullular... Soğuk baktılar:
- Devlet, şekli ne olursa olsun İstanbul'dan idare edilir... Ve başta kim olursa olsun İstanbul'da oturur.
Gazeteler... Eleştiren o kadar çoktu ki:
Tanin Gazetesi'nden Hüseyin Cahit (Yalçın) gibi.
Vatan Gazetesi'nden Ahmet Emin (Yalman) gibi.

İki elçi
Ankara başkent olunca... Yabancı ülkelerden sadece iki elçi Ankara'ya geldi... Devamlı oturdular.
Biri Sovyetler Birliği (Aralof), diğeri Azerbaycan (İbrahim Abilof).
Öteki ülkelerin elçileri... "Güven mektuplarını Ankara'da Atatürk'e sunup, İstanbul'a geri döndüler." Ve beklediler;
"Gazi ölünce, Türkler Ankara'nın başkent olması sevdasından vazgeçerler...
Başkent yine İstanbul'a taşınır... En iyisi beklemek." Ama sonra... Yavaş yavaş Ankara'da elçilik açmaya başladılar.

Hamamönü
Ankara'daki ilk Sovyet elçisi... Karayolundan geldi... Trabzon üzerinden.
Atatürk... Sovyet elçisinin karşılanmasını istedi.
Karşılama görevi Mustafa Necati Bey'e verildi... Saruhan Milletvekili.
Elçi... Hamamönü'nde 2 katlı, sarı boyalı bir bina kiraladı... İlk Sovyet Elçiliği.

Zaman tüneli
Tarih 10 Mayıs 1926... Yeni Ses Gazetesi.
Gazeteye göre... Ankara... "Dünyanın en pahalı şehirlerinden biri." Örneğin oteller... 3 çeşit otel var.
"Birinci sınıf otelde, tek yataklı oda iki lira." Yemek için... En itibarlı yer, "Ankara Kulübü." Kuver... 15 kuruş.
Balık... 75 kuruş.
Viski... 125 kuruş.
Toplam... 215 kuruş.
Buna "Garsoniye" ekleyeceksiniz, 25 kuruş... Bir de İstihlak (Tüketim) Vergisi var, 75 kuruş.
Yani... Yemekten sonra ödenecek para... 315 kuruş.

Hukuk
Hukukun, adalet reformunun konuşulduğu şu günlerde... Yazmanın tam zamanı.
Atatürk'ün ilk kurduğu okul...
"Ankara Hukuk Mektebi." 5 Aralık 1925'te açıldı.
İlk kayıt... 301 öğrenci.
Açılış konuşmasını Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa yaptı.
Okulda ilk dersi Ahmet Ağaoğlu verdi.
1927... Okul... Ankara Hukuk Fakültesi adını aldı.

Son söz
Mustafa Kemal Paşa, 27 Aralık'ta kendisini karşılayan Ankaralılar'a... Vilayette... Dedi ki:
- Vatandaşlarım!.. Ne şu, ne bu kuvvet bizi kurtarabilir... Bizi, sizin gibi fedakâr ve cesur halkımız kurtaracaktır.
Geldik bugüne... 2020...
Türkiye'ye, "Yön vermek isteyen... Yön verenlerle işbirliğine girişen" çok... Dün olduğu gibi.
Ama... Son sözü yine fedakâr ve cesur halkımız söyleyecek... Dün olduğu gibi.

***


MUSTAFA KEMAL'İN ANKARASI!.

"Mustafa Kemal Paşa'nın Ankara'ya geldiği gün, Türk milletinin de kaderinin değiştiği gündür" derler tarihçiler.. Ulu Önder, 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan başlatıp, Erzurum, Sivas'ta devam ettiği "Milli Mücadele yol haritası"nı Ankara'da tamamladı.
Ankaralılar, Mustafa Kemal Atatürk'ü Dikmen sırtlarında karşıladılar.
Dikmen, o zaman şehirden çok uzak, dağ başı.. Mustafa Kemal onlara "Zahmet ettiniz, neden geldiniz?" dedi.
Seymenler, "Uğrunda ölmeye, millet yolunda kanımızı akıtmaya geldik paşam" dediler..
Ankaralılar verdikleri sözü tuttular; Anadolu'nun bağımsızlığına olan inançlarını hiç yitirmediler.
Milli Mücadele'nin merkezi olan Ankara, yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin de başkenti oldu.
Mustafa Kemal Atatürk, Ankara'yı şöyle anlattı..
"Ben Ankara'yı coğrafya kitabından ziyade tarihten öğrendim ve Cumhuriyet merkezi olarak öğrendim. Ankara sadece bir il, bir bölge, bir başkent değildir. Ankara'nın ve Ankaralıların benim gönlümde bambaşka bir yeri vardır."

***

HOŞ GELİŞLER OLA..

Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa
Askerin milletin bayrağınla çok yaşa
Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa
Askerin milletin bayrağınla çok yaşa

Arş arş arş, ileri ileri, arş ileri
Marş ileri, dönmez geri, Türk'ün askeri hey
Sağdan sola, soldan sağa
Al da bayrağı düşman üstüne hey

Parlayan yıldızın alemi tenvir eder
Cumhuriyet bayrağın semada süzer gider
Parlayan yıldızın alemi tenvir eder
Cumhuriyet bayrağın semada süzer gider

Arş arş arş, ileri ileri, arş ileri
Marş ileri, dönmez geri, Türk'ün askeri hey
Sağdan sola, soldan sağa
Salla bayrağı düşman üstüne hey

(Azerbaycanlı şair besteci Mehmet Türkel Bey)

***


ANKARA'NIN TAŞINA BAK..

"Şimdi, türküler bilirsiniz yaşayan bir varlık gibi daima yeni zamanlara, yeni zamanların gerçeklerine uyarak, uygulanarak hayatlarını sürdürürler. Eski bir hatırayı düşünür gibi şimdi beraber 'Ankara'nın Taşına Bak'ı söyleyelim" diye girerdi Ruhi Su usta türküye..

Ankara'nın taşına bak
Gözlerimin yaşına bak
Ankara'nın taşına bak
Gözlerimin yaşına bak

Uyan uyan Gazi Kemal
Şu feleğin işine bak, işine bak
Uyan uyan Gazi Kemal
Şu feleğin işine bak, işine bak

Kılıncını vurdun taşa
Taş yarıldı baştan başa
Kılıncını vurdun taşa
Taş yarıldı baştan başa

Uyan da bak Gazi Kemal
Başımıza gelen işe, gelen işe
Uyan da bak Gazi Kemal
Başımaza gelen işe, gelen işe

Ankara'nın dardır yolu
Düşman aldı sağı solu
Ankara'nın dardır yolu
Düşman aldı sağı solu

Sen gösterdin paşam bize
Böyle günde doğru yolu, doğru yolu
Sen gösterdin paşam bize
Böyle günde doğru yolu, doğru yolu

***


ANKARA MARŞI

Ankara, Ankara güzel Ankara,
Seni görmek ister her bahtı kara.
Senden yardım umar her düşen dara
Yetersin onlara güzel Ankara.

Burcuna göz diken dik başlar insin,
Türk gücü orada her zoru yensin,
Yoktan var edilmiş ilk şehir sensin,
Var olsun toprağın, taşın Ankara.


Söz: Aka GÜNDÜZ Beste : Halil Bediî YÖNETKEN

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA