Çağdaş santrfor kimliğinin tüm özelliklerini bünyesinde taşıyan ve üst düzey profesyonel olan Hakan Şükür senelerce Milli Takım'ın ve Galatasaray'ın lokomotifi oldu. O dönemde Hakan Şükür'ü sık sık gündeme getirip övgüler yağdırırken, şu yorumu yapıyordum: "Futbolumuzun oturmuş bir sistemi yok, kolektif yapımız yetersiz. İyi yerleşmiş alan savunmalarına karşı set oyununu oynayamıyoruz. Hücum girişimlerimizin artması ve savunma güvencesinin oluşması için ilerde rakip defansa baskı uygulayacak, çapraz koşularla alan yaratacak, karşı kaleye sırtı dönük oynamasını bilen, top ve rakip arasına girip topa sahip olan, hava hakimiyeti iyi bir santrfor hem Milli Takım, hem de kulüp takımları için çok önemli."
YILLARCA ALTERNATİFİNİ BULAMADIK
Hakan Şükür'ün alternatifini bulamadık. Şükür futbolu bıraktıktan sonra O'nun gibi olmasa da; futbolu bilmesi, golcülüğünün yanında sırtı karşı kaleye dönük oynama özelliği ile sistemi işleten nokta santrfor Semih Şentürk'ü gündeme getirdim.
Zico'nun hışmına uğramasına rağmen, süre olarak ligin yarısında görev yapsa bile 2007-08 sezonunda Semih Şentürk gol kralı oldu. Hakan Şükür'e alışmış, O'nun büyük katkılarını en iyi bilen Fatih Terim de benim gibi düşünerek EURO-2008 aday kadrosuna Semih'i aldı. Semih de o Avrupa Şampiyonası'nda yaptığı büyük katkılarla kendisini kanıtladı.
Fatih Terim; Galatasaray'da yeniden göreve gelince tam aynı ayarda olmasa da Hakan Şükür benzeri Elmander'in transferi ile yeni oluşmuş bir kadroda sistemi çabuk oturtabilmek için en akılcı adımı attı. Bu tip santrforlar ligimizdeki bütün takımlar için bir ihtiyaç. Çünkü bu tip bir santrfor önce sistemin işlemesine yardımcı oluyor.
BURAK İLE SİSTEMİ İŞLETEMEZSİN
Burak Yılmaz, rekora gidiyor. Bugüne kadar 31 gol attı. Ama Trabzonspor'un futbolunda oturmuş bir düzen yok. Çünkü yapısına uymayan santrfor rolündeki Burak ile sistemi doğru işletemezsiniz.
Elmander olmayınca Trabzonspor karşısında Galatasaray'ın saha içi düzeni arızaya uğradı. Necati-Baros ikilisi, adam eksiltemediği gibi defansa da baskı uygulayamadıklarından orta sahada Selçuk ve Melo'ya ağır yük bindi. Bu ikilinin hücumda depar kulvarlarına alışılmış giriş-çıkışları gündeme hiç gelmedi. Öylesine sıkıntılı bir ortam oluştu ki Fatih Terim birçok kimsenin kadroda olduğunu bilmediği Mehmet Batdal'ı oyuna aldı. Deneyimsiz Mehmet Batdal, maç eksiğine ve arkadaşlarını tanımamasına rağmen ofansif gücün artmasına katkı sağladı.
Elmander Kadıköy'deki derbide oynamasaydı. Galatasaray 2-0'dan geri dönüşü yapamazdı. Öyle tahmin ediyorum ki Fatih Terim play off'ta Elmander'siz bir maç oynama mecburiyetinde kalırsa, tek santrfora dönecek.
ANELKA, KEZMAN, GÜİZA VE SOW...
Son bir paragraf da Fenerbahçe'ye... Aykut Kocaman planlı-programlı bir şekilde Semih Şentürk'ü bitirdi. Sow, Fenerbahçe'de birkaç güzel gol attı. Ama bu gollerin dışında oyunlarda yok. Sırtı karşı kaleye dönük oynayamıyor. Fenerbahçe'nin eldeki kadrosu ve Alex'li 4-4-1-1 düzeninde bu tip santrforlarla sistem çalışmaz. Başta Anelka olmak üzere Güiza ve Kezman gibi kaliteli santrforlar da başarılı olamadılar. Acaba Aykut Kocaman bu konuda beyin jimnastiği yapıyor mu?
