Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Ekonomide kırılganlık yok faizler hızla indirilmeli

Türkiye'de son 200 yılda yaşanan ekonomik krizlerin tümü kamu maliyesindeki açıklardan kaynaklandı. Ve 200 yılda Türkiye sekiz defa borçlarını ödeyemez hale düştü. Bunun nedeni yüksek bütçe açıklarının dış borçlarla kapatılmasıydı. Oysa şimdi durum değişti.
Bu yılın ilk üç ayına ait bütçe gelişmelerine baktığımızda şu görülüyor: İlk üç ayda ekonomi beklenenden daha az büyümesine rağmen bütçe açığı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 86.1 daraldı. Böylece geçen yılın ilk üç ayında 6.4 milyar lira olan bütçe açığı 897 milyon liraya geriledi. Vergi gelirleri ise aynı dönemde yüzde 20 çoğaldı. Demek ki ekonomide bir canlanma başladı.
Yine mevcut kamu borç stokunu azaltacak olan faiz dışı fazlaya gelince... O da bu yılın ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30.8 artarak 14.2 milyar lira oldu. Faiz dışı fazlanın sürdürülmesi, yılsonunda kamu borç stokunun milli gelire oranını yüzde 35'e düşürecek. Böylece kamu kesimi kırılganlığı daha da azalacak.
Yine bir kırılganlık unsuru olan Hazine kısa vadeli dış borçlarına baktığımızda da aynı tablo ortaya çıkıyor. Yılsonuna kadar ana para ve faiz olarak Hazine'nin ödeyeceği dış borç tutarı sadece 4.2 milyar dolar oluyor. Bu durum, ekonomide kamu kesiminden kaynaklanan bir kırılganlığın söz konusu olmadığını gösteriyor.
Özel kesime gelince... Özel kesimin kısa vadeli dış borcu 100 milyar dolar civarında seyrediyor. Peki özel sektör bu borcunu ödeyebilir mi? Ödeyebilir çünkü bu borcun hatırı sayılır bir kısmı özel sektörün kendi kendine olan borçlarından oluşuyor. Daha az vergi ödemek için özel sektör parasını yurtdışında tutuyor ve bu parayı yurtdışından kendi şirketine borç vererek hem vergi matrahını düşürüyor hem de yurtdışına anapara ve faiz ödemesi yoluyla kendi parasını tekrar aktardığı için bu çevrimi sürekli tekrarlayabiliyor.
Zaten, 2008 krizinde "IMF'den 35 milyar dolar alın bize verin, aksi takdirde dış borçlarımızı ödeyemeyiz batarız" diyenlerin hiçbiri IMF'den borç alınıp onlara verilmemesine rağmen batmadı. O halde özel sektör kendi riskini yönetebilir. Bir de hemen belirtelim kısa vadeli borçların üzerinde olan 123 milyar dolar tutarındaki Merkez Bankası rezervleri ayrı bir güvence oluyor.
Gelelim Merkez Bankası'nın izlediği faiz politikasına... Geçen yıl Merkez, faiz indirimlerini zamanında yapmadığı için ekonomiyi beklenenden fazla soğuttu. Bunun sonuçları, "düşük büyüme hızı, artış hızı azalan ihracat ve yükselen işsizlik" oldu. İşte bu nedenle Merkez dün beklenenin üzerinde bir faiz indirimi kararı aldı. Bu kararla Merkez, paranın maliyetini ucuzlatmaya ve dövizi rekabetçi hale getirmeye çalışıyor. Fakat hâlâ gelinen faiz seviyesi yeterli değil. Çünkü dünya ekonomisinin zengin ülkeleri durgunluğa girdi, hatta faizleri indirmelerine rağmen yatırımlar canlanmadığı için likidite tuzağı dediğimiz olayı yaşıyorlar. Bu durgunluk Çin ekonomisini de olumsuz etkiledi ve büyüme bu yılın ilk üç ayında yüzde 8 beklenirken yüzde 7.7 oldu.
Bu arada bir de küresel talep zayıf olduğu için emtia fiyatlarının hızla gerilediğini görüyoruz. Brent petrolün varili dün 99 dolara kadar geriledi. Dolayısıyla küresel bir enflasyonist baskı yok.
Bütün bu şartların sonucunda Türkiye ekonomisi için hem kamu maliyesi hem de döviz rezervleriyle iç ve dış şoklara karşı daha dayanıklı hale geldi. Bu gerçekten hareketle Türkiye ekonomisiyle ilgili radikal kararlar almaktan artık çekinmemek gerekiyor.
Bunun için, faiz koridorunun alt bandı yüzde 3, üst bandı yüzde 5.5 seviyesine getirilebilir. Böylece ileride küresel faiz artışlarında daha etkili politikalar tasarlamak mümkün olabilir.
Daha doğrusu, dün belirlenen faiz koridorunun yüzde 4.5 ve yüzde 7 seviyeleri yeterli değil. Ekonominin canlanması için paranın fiyatı ucuzlamalı.
Anlayacağınız riskler azalmışken, bu ülkeyi kapasitesinin altında büyümeye mahkûm etmemeli ve gereken vakit geçirmeden cesaretle yapılmalı. Siyasi alanda gösterilen cesaret ekonomide de gösterilmeli. Şimdi tam zamanı!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA