Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Erdoğan'ı niye kıskanıyorlar?

Bu yılın ilk altı ayında bütçe 3.1 milyar lira fazla verdi. Geçen yılın aynı döneminde bütçe 6.7 milyar lira açık vermişti. Faiz giderleri geçen yılın ilk altı ayında 26.2 milyar lira tutuyordu bu yılın ilk altı ayında faiz giderleri 23.3 milyar liraya geriledi. Ve kamu borç stoğunu azaltan faiz dışı fazla geçen yıl ilk altı ayda 19.5 milyar lira olurken bu yılın ilk altı ayında 26.3 milyar liraya yükseldi.
Böylece bu yıl hem kamu borç stoğunun hem de bütçe açığının hedeflenenin altında gerçekleşeceğini söyleyebiliriz.
Hemen belirtelim küresel büyüme hızı yavaşlamasına rağmen bu yıl özelleştirme uygulamalarından yaklaşık 25 milyar lira gelir bekleniyor. Bu destek risklere karşı farklı bir direnç veriyor bütçeye.
Bu arada bütçe de borçlanma vadelerinin uzadığını da belirtelim. Nakit borçlanmanın ortalama vadesi 2002'de 9.4 ay düzeyindeyken şimdi 71.8 aya yükseldi.
Bunun anlamı şu; 2002'de Hazine'ye borç verenler bir yıl vadeyi bile çok görürken şimdi 6 yıl vadeyle borç veriyorlar. Demek ki artık Hazine'ye uzun vadede güven oluşmuş diyebiliriz.
Peki kamu bütçesindeki bu başarı kimin? Hemen söyleyelim, Türkiye'de bütçeyi başbakanlar yönetir. Başbakan harcama yapacaksa Hazine bakanı ve bürokratlar engel olamaz. Dolayısıyla bütçe performansının iyi olması başbakan'ın başarısı oluyor. Çünkü Erdoğan bütçe disiplininden sapmıyor.
İşte bu nedenle bazıları Erdoğan'a çok kızıyorlar. Ve son on yılda faiz giderlerinin milli gelire oranının sürekli gerileyip, reel faizlerin azalması faiz lobisini çılgına çeviriyor.
Erdoğan döneminde Hazine'nin faiz giderlerinin milli gelire oranı yüzde 14.8'den yüzde 3.4'e gerilediğini de belirtmekte fayda var. İşte bu gerileme pek çok rantiyenin kolayca elde ettiği haksız kazancı yok ettiğinden kızgınlık şiddetleniyor. Hatta bu nedenle, Erdoğan kızgınlığından, yıllardır çevresini sosyalist olduğunu söyleyip kandıran bir zavallı, dün köşesinden küresel finans kapitalin avukatlığını yapmaya başladı.
Gelelim Erdoğan'ı niçin kıskandıklarına… Kıskanıyorlar çünkü vesayet rejiminin zenginleri kendi şirketlerini Erdoğan'ın bütçeyi yönettiği gibi başarıyla yönetemiyorlar. Çünkü 2002'de Hazine nakit borçlanma ortalama maliyeti yüzde 65 düzeyindeydi. Aynı dönemde enflasyon yüzde 29.7 olarak gerçekleşti. Böylece gerçekleşen makro reel faiz oranı yüzde 35.3 düzeyinde oldu.
Oysa 2013 Haziran ayında ortalama nakit borçlanma maliyeti yüzde 6.7'ye geriledi. Beklenen enflasyon 2013 için yüzde 6.5 olduğuna göre makro reel faizler yüzde 0.2 düzeyine olacak.
Böylece makro reel faiz oranının 2013 yılı beklenen reel büyüme hızının altında kalması ve bütçenin faiz dışı fazla vermesi kamu borç yükünün azalacağının teminatı oluyor. Ve maliye politikasının uzun dönemde sürdürülebilir olduğunu bize gösteriyor.
İşte bu nedenle vesayet rejimi zenginlerinin, diğer başbakanlara yaptıkları gibi Erdoğan'ı kamu maliyesinden zayıflatıp düşürmeleri mümkün olamıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA