Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Para kazanmak isteyenlere bir haberim var!

Şu anda Türkiye Cumhuriyeti pasaportu ile vizesiz gelebildiğimiz birkaç ülkeden biri olan Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeyim. Hani şu filmlerden ve de siyah ırkın özgürlüğüne dair verdiği inanılmaz mücadeleden tanıdığımız Nelson Mandela'nın ülkesinde. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve beraberindeki 100'e yakın işadamı ile birlikte ilk ayak bastığımız kent Johannesburg oldu...
Yani ülkenin ticaret merkezi...
Bir benzetme yapmak gerekirse hani bizim İstanbul diyebilirim size...
Burada yaşayan Türklerden öğreniyoruz ki daha 20 yıl öncesine kadar sokaklarında demokrasi için mücadele verilen bu şehir inanılmaz bir gelişim göstermiş...
Yıllarca beyazlara sadece hamallık yapan siyahlar Mandela'nın devlet başkanı seçilmesinin ardından yavaş yavaş ticari hayata egemen olmaya başlamış ve şu anda neredeyse tüm hakimiyet onlarda...
Aslında siyah Afrikalıların Türkiye'ye karşı ezelden beri var olan bir negatif yaklaşımı varmış. Türkiye'nin kendi içerisinde demokrasi problemi yaşadığına olan inançları gereği oluşan bu negatif yaklaşım sanırım yapılan bu son gezi sayesinde yerini pozitif bakış açılarına terk etti. Çünkü son derece verimli geçen İş Forumu toplantısında Bakan Çağlayan'ın konuşmasını pür dikkat dinleyen bir Afrikalı işadamı ile yaptığım ikili görüşmede aldığım yorum o yöndeydi. 2010'da yapılacak Dünya Kupası'na hummalı bir şekilde hazırlık yaptıklarını anlatan Mocumi'nin şu sözleri bana oldukça samimi geldi.
"Keşke daha evvel temasa geçmiş olsaydınız bizlerle. Biraz geç kaldınız ama sorun değil. 2010 için daha yapılacak çok iş var Güney Afrika'da!"

2 milyar dolar yetmez!

Türkiye ile Güney Afrika arasında toplam 2 milyar dolar ticaret yapılıyormuş. Bakan Çağlayan'a göre bu miktar yetersiz. Miktarın artırılması için daha çok çalışılması gerektiğini aktardı ve sözü Güney Afrika Ekonomi Bakan Yardımcısı Gwen Mahlangu Nkabinde'e bıraktı. O da Türk işadamlarını 2010 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak olan Johannesburg'a yatırım yapmaya çağırdı. Bir de ilginç bir tüyo verdi. Büyük bir elektrik santralinden bahsettikten sonra , "Burada ciddi iş fırsatları var. Gelin birlikte çalışalım" çağrısını yaptı.

Fırsatlar ülkesi, fırsatlar gezisi!

Tam bu noktada sizlere bir itirafta bulunacağım. Ne yazık ki daha önceleri ben bu türden gezilerin salt gezmiş olmak için yapıldığına inananlardanım. Ancak bu geziye katılarak anladım ki hiçbir şey boşu boşuna yapılmıyor. İnanılmaz bir iş hacmine sahip olan Güney Afrika Türkiye'deki işadamları için tam bir fırsatlar ülkesi. Ülke insanı hâlâ doygun bir noktada değil. Yeniliklere çok açık ve kapasitesi sağlam bu diri Cumhuriyet'te para kazanmak oldukça mümkün. Geziye katılan işadamlarının görüşü de o yönde. Katılım için yaklaşık 3000 euro ödeyen bazı işadamlarına, "Değdi mi?" diye sorunca oldukça ilginç yanıtlarla karşılaştım. Örneğin un ve çay üretimi yapan Fahrettin Ulusoy, "Çok verimli bir gezi. Ancak bu verimliliği artıran en önemli unsur Bakan Çağlayan'ın performansı. Adam arı gibi çalışıyor. Bir baba edasıyla. Hepimizle tek tek ilgileniyor ve bizlerin imkan yakalaması için tüm gücünü önümüze seriyor" diyor. Türkiye'nin 5 yıldızlı otellerine halı döşeyen Gaziantepli Muhammed Öğücü ise, "Damdan düşen ancak damdan düşenin halinden anlar derler ya. İşte bu durumda onu anlatıyor. Bakan Çağlayan bizim içimizden çıkmış biri olduğu için görevini hakkıyla teslim ediyor. Hele de bizim gibi içe dönük üretim yapan Anadolu firmaları için bu tür imkanlar inanılmaz avantaj sağlıyor" yorumunu getiriyor...

Bugünü dünden görebilmek!

Güney Afrika'da yaşayan Türklere değinmeden geçmek olmaz bu yazıda. Sayıları çok değil. Yetkililere göre 2000 civarında Türk yaşıyor bu ülkede. Bunlardan biri de Vuslat Bayoğlu. Uçakta tanıştık giderken. Uzun uzun dinleme fırsatım oldu Bayoğlu'nun macerasını. Amerika'da öğrenciyken fark etmiş bu ülkeyi. Önce cebinde birkaç bin dolarla keşfe gelmiş sonra da Amerika'da tanıştığı Trabzonlu eşiyle nikahı kıyıp Afrika'da yerleşik bir düzen kurmuş kendisine. Ufak tefek işlerle başlayan ticari hayatını kömür madenlerinden birine ortak olarak noktalamış. Siyah Afrikalı ortağı ile büyük bir uyum içerisinde çalışıyor. Kömürü, aralarında Türkiye'nin de olduğu birkaç ülkeye ihraç eden Bayoğlu gurur duyulacak bir başarı grafiğine sahip. "Stressiz ve mükemmel bir ortam. Bu yüksek standartları yaşayabileceğimi 10 yıl evvel geldiğimde anlamıştım. Yatırım yapmak isteyenler için inanılmaz fırsatların olduğu bir ülke" diyerek genç arkadaşlara mesaj vermeyi de ihmal etmiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA