Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Kerpeteni Ezel'den mi öğrenecekler?

Bugün bir kez daha anladım ki yetiştirdiğimiz çocuklar yani bu ülkeyi emanet edeceğimiz genç nesiller gitgide Türkçeden uzaklaşıyor.
İster istemez...
Dünyalarını sarıp sarmalayan ve bütün benliklerini teslim alan teknoloji ve onun korkunç araçları sayesinde...
Dün bu yılın ilk SBS deneme sınavı için Bahçeşehir'deki bir eğitim kurumundaydık.
Oğlum, okuldan birkaç arkadaşı ve onların velileriyle...
Çocuklar sınavdayken bu yıl inşallah sonuncusu olacak SBS sınavlarına dair epeyce laf çevirdik aramızda.
Çocuklarımızın gitmesini arzu ettiğimiz okulları sıraladık. Yabancı dilin illa ki ağırlıklı olması koşulunu aradığımızı vurguladık.
Kimimiz "Robert Kolej" dedik. Kimimiz "Galatasaray ya da Kabataş olsun" dedik. Kimimiz ise iki yabancı dili anadili gibi öğrettiği iddia edilen Alman Lisesi'nden yana tercih koyduk.
İşte tam bu hayallerimizi birbirimize sıralarken çocukların sınavı bitti. Başladılar tabii hemen sınavdaki sorular hakkında yorum yapmaya. İçlerinden biri, diğerlerine, "Kerpetenli soruyu yanıtladınız mı?" diye sordu. Bir diğeri, "Kerpeten ne demek ya?" dedi.
Meğer Fen Bilgisi soruları içinde kerpetenle alakalı bir soru varmış. İnanılır gibi değil ama çocukların büyük kısmı kerpetenin ne demek olduğunu bilmediği için o sorunun cevabını boş bırakmış.
Aralarındaki bu muhabbete ister istemez kulak misafiri olan biz veliler şaşkınlık içinde birbirimize bakınırken, bir arkadaş dayanamayıp çocuğuna, "Ya sen nasıl kerpetenin ne demek olduğunu bilmezsin! Ezel'deki Kerpeten Ali de mi gelmedi aklına" diye çıkıştı.
Güldük, aslında acınası halimize kahkahalarla...
"Hakikaten nasıl bilmezsiniz çocuklar? Her evde muhakkak bir kerpeten vardır!" dedi bir diğer veli. Bu şaşkınlığımız kurumun Türkçe öğretmeni Süleyman Demirci'nin dikkatini çekti haliyle.
Türkçenin geldiği vahim durumu anlatmak için birkaç örnek daha aktardı.
Mesela evvelki yıllarda yapılan bir sınavda çocuklara cümle içinde "rençber" kelimesinin anlamı sorulmuş.
Ne cevap vermiş büyük bir çoğunluğu biliyor musunuz? "Ünlü kaleci Rüştü'nün soyadı!"
Bir sınavda da "tellak" kelimesinin manası istenmiş adaylardan. Ona da bütün çocuklar, "Hamamda kese yapan kadın ya da erkeğe denir" yanıtını vermiş.
Süleyman Hoca tam bir Türkçe âşığı. Yaşanan bu garabete çok içleniyor. "Komik bir durum tabii. Komik ama bu komikliğe bakarak ana dilimizin nasıl bir erozyona uğradığını düşünün. Gelecekte Türkçe'yi konuşacak nesillerin onu ne hale getireceklerini de..." diyor.
O kadar haklıydı ki, ne diyeceğimizi bilemedik.
Öylece başımız önümüzde ayrıldık mekândan.
Ayrıldık ama bence hep beraber çok önemli bir ayrıntıyı da yakalamış olduk.

Neyi mi? Şunu...
Bir yanda çocuklarımızın bir yabancı dili ana dili gibi konuşması için canhıraş gayret gösterirken, diğer yanda ise ana dilimize nasıl ihanet ettiğimizi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA