Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Çanakkale Destanı aslında bir kandırmaca mı?

Türk Tarihinin en önemli sayfalarından biridir Çanakkale Savaşları. 100. yıldönümü yaklaştıkça bu önemli sayfamıza olan ilgi daha da artıyor. Geçenlerde Başbakan Erdoğan tarafından açılışı yapılan Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi de verilen bu ilginin bir göstergesi. Bir arkadaşımdan duydum. Enteresan bir projeymiş. Şekil olarak Çanakkale Boğazı'na benzetilen 8 bin 616 metrekare kullanım alanına sahip bu alanda maksat Çanakkale Savaşları'nın ruhunu vatandaşa, özellikle de genç nesillere birebir yansıtmakmış. Fakat arkadaşım Çanakkale Savaşı Harp Malzemeleri ve Belgeleri Koleksiyoneri olan ve bu konuda otorite olarak kabul edilen Ahmet Sılay'ın bu merkez dolayısıyla adeta deliye döndüğünü söyledi.
Dün aradım Sılay'ı. Hakikaten de isyan ediyordu projeye. "Başından beri takip ediyorum. İhaleyi alan firmayı defalarca uyardım 'yanlış yapıyorsunuz' diye. Ancak nedense benim uyarılarımı dikkate almadılar. Google amcalarının mihmandarlığında yola çıkıp göz göre göre tarihi değerlerimize tecavüz ettiler. Bir de utanmadan Başbakanımıza açılışını yaptırdılar. Şimdi dava açmaya hazırlanıyorum. Çünkü hiç kimsenin Çanakkale Ruhuyla bu şekilde oynamaya hakkı yoktur!" dedi.
Konunun uzmanı olmadığım için Sılay'ın haklı ya da haksız olduğu konusunda yorum yapamayacağım. Galiba en doğrusu onun "yapılan hatalar" başlığı altında aldığı notların hiç değilse bir kısmını tarihçilerimizin dikkatine sunmak. Neyin doğru, neyin yanlış olduğuna onlar karar versin. Biz de ona göre yol alalım...
Mustafa Kemal'i canlandıran oyuncunun üzerindeki üniforma, Çanakkale dönemine ait değil. Başındaki enveriye (kabalak) modeli hiç kullanılmadı. Kullanılmadığı gibi böyle bir enveriye üretilmedi. Boynunda asılı duran ve gözetlerken görüntülendiği dürbün "OPERA" dürbünüdür. Oysa ki o dönem subayları Rodenstock dürbün veya Zeiss kullanıyorlardı. Omzunda yer alan apoletler de o döneme ait değil.
Türk subaylarının omuzlarında yıldız kullanılmış. Rütbeyi belirten yıldızlar Cumhuriyetten sonra kullanılmıştır. O dönemde yıldız kesinlikle yoktur. Rütbeler apolet şeritleri ile belirlenirdi.
Çok önemli ve belirgin olan yanlışlardan biri de, İngiliz askerlerinin miğferleri. Çanakkale Savaşı'nda İngiliz askerleri safari helmet denilen, enseye kadar inen, üzeri kumaş kaplı miğferler kullanmışlardı. Belgesellerdeki İngiliz askerlerinin başlarında, Amerikan modeli dediğimiz tencereye benzer yuvarlak metal miğferler var. İngilizler bu miğferi sadece ve sadece Avrupa' daki cephelerde kullandı. Çanakkale'de bu miğferlerden bir tane dahi kullanılmamıştır.
Anzak askerlerinin başlarındaki şapkaların sol kısmı katlanır ve üzerine batmayan güneş rozeti takılır. Oysaki belgesel filmlerde bu şapkalar sağdan katlanmış ve komik durmakta.
İngiliz ve Anzak askerlerinin teçhizatları (kütüklük, süngü, kürek, matara vs.) tamamıyla yanlış. Sağ ve sol göğüste beşerli olmak üzere, onar adet kütüklükleri vardı. Osmanlı askerlerinin kullandığı deri kütüklük benzeri, neye benzediği belli olmayan bir şeyler takmışlar.
En önemli hatalardan biri de, Seyit Onbaşı'nın anlatıldığı belgeselde yapılmış. Düşman top ateşi sonrası Seyit Onbaşı ve bir asker dışında herkes ölüyor. Kimse kalmadığı için Seyit Onbaşı topu sırtlamak zorunda kalıyor... Oysaki tarihi gerçek bu değil. Düşman top ateşi sonucunda bizim 24'lük topumuzun, calaskar ve top sürgü haznesini vuruyor. Calaskar çalışmayınca o mermi yukarı çıkartılamıyor. İşte o zaman Seyit Onbaşı mermiyi sırtlıyor. Düşman atışı sonucu zayiat veriyoruz ancak tüm asker ve subaylarımızın öldüğü yanlıştır!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA