Dün Türkiye gazetesinde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın İstanbul trafiğinin çözümüyle ilgili yaptığı açıklamaları okuyunca şoka girdim. Çünkü Başbakan Erdoğan'ın Sincan Özerk Bölgesi ve Çin'e yaptığı seyahatte epeyce bi sohbet etme imkanı bulduğum Yıldırım o günkü sohbetimizde sunduğu çözüm önerilerinden çok farklı, bambaşka projeler aktarmıştı gazetecilere. Daha birkaç ay öncesi gerçekleşen görüşmemizde benim; "Biz Bahçeşehir'de oturanların en büyük derdi gişelerdir. Neden bu bölge şehir dışı gibi algılanmakta ve neden hâlâ o gişeler kalkmamakta!" şeklindeki serzenişlerime; "Haklısınız. O bölgeden çok fazla şikâyet alıyoruz gişeler nedeniyle. Bir niyetimiz var daha ileri götürmek gibi ama bakalım. Çalışıyoruz üzerinde. İnşallah sizleri memnun edecek uygulamayı en kısa zamanda hayata geçiririz!" şeklinde karşılık veren Yıldırım bugün diyordu ki; "Belli günler plaka numarasının son hanesi tek, belli günler de çift olanların trafiğe çıkışına izin verilecek. Ve şehir merkezine girişler de Londra'daki gibi ücretli olacak. Ayrıca otopark fiyatları da çok çok yükseğe çekilecek!"
Yalan yok Yıldırım'ın bu açıklamalarına hem bozuldum. Hem de çok üzüldüm.
Kendimi kandırılmış gibi falan hissettim.
Biz mevcut gişelerin kaldırılmasını beklerken Yıldırım'ın İstanbul'un bütün giriş çıkışlarını 'paralı yapacağız' demesi tam bir hayal kırıklığıydı çünkü.
İşte sırf Çin'de yaptığımız sohbeti kendisine hatırlatmak ve bi de tabii, "Aşk olsun" demek için aradım Binali Bey'i.
"Hayırlı olsun İstanbulla ilgili yeni projeleriniz! Tek-çift plaka.
Bir de üstüne paralı girişler falan maşallah tadından yenmez projeleriniz varmış!" der demez aldığım cevapla bi daha şoka girdim. Çünkü; "Aslı astarı yok Sevilay Hanım! Tamamen yanlış bilgiler. Haberi yapan gazetenin muhabirinin yanlış yansıtmasından başka bir şey değil!" dedi Bakan Yıldırım.
Sonra da uzun uzun anlattı.
Cuma akşamı bakanlığın çalışmalarını takip eden muhabirlerle iftarda bir araya gelmiş. Yanlış anlamadıysam Anadolu Ajansı'nda çalışanlar dahil 40'a yakın basın mensubu varmış. Sohbet koyuymuş. Söz İstanbul trafiğine gelince dünyanın diğer kentlerinde trafiğe nasıl çözüm yöntemleri falan konuşulmaya başlanmış. "Örnekler verdim" diyor Binali Bey. "Londra'dan. New York'tan. Şanghay'dan. Haberi yapan arkadaş işte o örneklerimi İstanbul için yapılması düşünülen projeler olarak yazmış. Alakası yok yani! Ne çifti, ne teki! Ne şehre paralı girişi! Onca muhabirin arasında bir tek Türkiye gazetesi muhabirinin haberi bu biçimde vermesi bizi hayretlere düşürdü!" dedi.
Canı sıkılmıştı biraz.
Zira gazetenin haberi internette dönmeye başlayınca benim gibi; "Haydaaaa!" diyen telefona sarılmış.
Neyse...
Bu arada yakalamışken tabii Çin uçağında verdiği bir başka sözü hatırlattım kendisine.
"Tamamdır o iş! Merak etme! Hallediyoruz!" diyerek sözünün arkasında olduğunu bir kez daha vurgulayınca acayip mutlu oldum.
İzin almadım aslında Binali Bey'den ama kusura bakmasın dayanamayacağım artık bunu daha fazla içimde tutmaya.
Yazmak zorundayım.
Ben çok mutluyum. Sevinçliyim. İstiyorum ki Bahçeşehir, Beylikdüzü, Avcılar ve Büyükçekmece civarında oturanlar hemşehrilerim de sevinsin.
Tren geliyor.
Sirkeci-Halkalı arasında seferler yapan banliyö treninin son durağı Bahçeşehir olacak inşallah!
Bilen bilir. Sirkeci'den başlayıp Kapıkule'ye kadar uzayan hat Bahçeşehir'in tam ortasından geçer. Mevcutta bir istasyon bile var. Ispartakule!
Gölet denilen mevkide bulunan istasyonun etrafı bomboştur. Otopark yapılmaya müsait çok geniş alanlar vardır.
Şu anda Sirkeci- Halkalı hattı bakımda. Tren hızlandırılıp, raylar da gıcırlanınca 30 dakikada Bahçeşehir'den Sirkeci'ye ulaşmak mümkün olacak artık. Bölgenin trafik yoğunluğunu düşürecek.
Ben proje hayata geçtikten sonra katiyen binmem artık arabaya filan. Giderim istasyona...
Bırakırım aracımı parka ve alırım elime kitabımı ya da gazetemi ver elini Sirkeci derim!
Londra'da yaşarken en keyif aldığım ulaşım aracıydı trenler. Mis gibi... Tıkır tıkır... Güven içinde yolculuk...
İşte o keyfi yeniden yaşayacak olmak inanın beni çok heyecanlandırıyor.
İstedim ki komşularım da benim yaşadığım sevinci ve heyecanı tatsın.
Gözümüz aydın, trenimiz hızlı olsun millet!