Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEVİLAY YAZIYOR SEVİLAY YÜKSELİR

Sakalsız'a sakalsız diyemeyen birinden Başbakan olmaz!

Sonunda söyleyeceğimi en başında söyleyeyim de yanlış anlaşılmalara mahal vermeyeyim. Bilindiği gibi AKP MYK'dan çıkan son kararla özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan'ın uygulanmasını istediği 3 dönem kuralı tüzükte aynen devam edecek. Daha evvelki zamanlarda çok makul ve mantıklı geliyordu bu kuralın var olması ama son zamanlarda farklı düşünüyorum. Çünkü galiba bu kuralın uygulanması halinde Türk siyaseti açısından epey bi kayıp verilecek. Dün 3 dönem kuralından etkilenecek siyasilerin isimlerini taradım. Tek tek. Aralarında o kadar başarılı isimler var ki bu kuralın uygulanması halinde birbirinden mühim bu kişler siyaset sahnesinden en az 4 yıllığına silinmiş olacaklar. Hoşgörüsüne sığınarak yazıyorum. Ondan bahsettiğim vakitler 'CİN ALİ' şeklinde andığım Binali Yıldırım bu isimlerin en başında gelir mesela. Bence son 12 yılın değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş en başarılı Ulaştırma Bakanı'dır kendisi. Çok yazık olacak! Aynı şekilde Beşir Atalay... Çok insan bilmez ama Beşir Hoca Kürt Meselesi'nin çözümünde, sürecin başlatılmasında çok emek vermiş bir kimsedir. Başbakan Erdoğan Tony Blair ise bu sürecin esas kahramanı olarak, Atalay da perde arkasındaki gizli kahraman Jonathan Powell'dır. Keza Mehmet Ali Şahin... Bence olmazsa olmazlardan biridir siyaset için. Ve Burhan Kuzu... Böyle usta bir hukukçuya; 'Hadi git evine torun sev' demek çok doğru gelmiyor. Bu isimlere başka isimler de eklenebilir ama tabii ne düşünürsem düşüneyim bu kuralın mutlak surette uygulanacağına emindim. Çünkü her karşılaşmamızda, her bir arada olduğumuzda kah mesleki söyleşilerimizde kah özel sohbetlerimizde Başbakan Erdoğan'ın kararlılığını görüyordum. "Asla" demişti bir seferinde. "Ben bu partinin lideri olduğum süre zarfında bu kural değişmez, değiştirilemez!" diyerek tavrını net bir biçimde ortaya koymuştu. Bazıları sandı ki son dönemde yaşananlar neticesinde Başbakan Köşk'e falan aday olmayıp kuralı değiştirip Başbakanlığa devam edecek. Ben hiç inanmadım bu ihtimale.
Çok defalar yaptığımız dost sohbetlerinde de bu görüşümü ısrarla dile getirmişimdir. Olamazdı böyle bir şey çünkü Başbakan zaten bu olduğu için halkın yüzde 50'si arkasında dimdik duruyor. Yani tutarsız ve çark üzerine çark etmediği için. Millet onu; "Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın!" ilkesinden şaşmadığını bildiği için seviyor.
Neyse... Olan oldu artık. Belli ki Erdoğan partinin başında olduğu zaman diliminde bu kural değişmeyecek. Tabii şunu da net bir biçimde gördü ki memleket Erdoğan Köşk'e yüzde yüz aday! İnşallah kafa karışıklığı tamamen kalktı ortadan bu kararın açıklanması ile birlikte. Buraya kadar sorulacak hiçbir soru yok! Ama bundan sonrası için var. O da Erdoğan'dan boşalacak Başbakanlık koltuğuna kimin oturacağıdır. Kim paralel devletle, sakalsız ve çetesiyle mücadeleye Erdoğan'ın bıraktığı yerden aynı kararlılık, azim ve cesaretle devam edecek? Asıl soru ve sorun bu işte! O koltuğa bir korkak, yeteneksiz, basiretsiz oturursa düşünemiyorum bile başımıza neler gelebileceğini. O nedenle çok çok dikkat çekiyorum bu konuya ve geçici de olsa kim o koltuğa oturacaksa o kişinin muhakkak savaşçı ve mücadeleci bir ruha sahip olması gereken bir kişi olduğunu söylemek istiyorum. "Mıy mıy" bi adam olmaz! Uluslararası bir casusluk örgütünün ele başı olduğu bilindiği halde sakalsız'a sakalsız diyemeyip lafı ağzında geveleyip; "Hocamızdır" falan diyen biri hiççç olmazzz! Hele hele 7 sülalesi Sakalsız'ın çetesiyle oturup kalkan bir adam hiç ama hiç olmaz!
Anlatabildim mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA