Somali ve çevresinde 10 milyondan fazla kişinin susuzluk ve açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bildirilirken, yeterli yağış olmazsa bölgede kitlesel ölümler olabileceği belirtiliyor.
Kuraklıktan en fazla etkilenen Somali'den Kenya sınırındaki Dadaab mülteci kampına gelenlerin sayısı 400 bini geçmiş durumda. Her gün yüzlerce kişinin de kampa sığındığı kaydediliyor. Mülteci sayısının her geçen gün hızla arttığı kampta gıda ve diğer ihtiyaçların karşılanmasında zorluk çekildiği ifade ediliyor.
Somali, tıpkı Etiyopya ve Kenya gibi en son ilkbahar aylarında yağış aldı. Yağışlar özellikle Somali'de çok düşük seviyelerdeydi. Yılın ikinci yağmur sezonu olan ekim-kasım döneminde yeterli yağış olmazsa 2012 yılının Somali için felaketler yılı olacağı kaydediliyor.
Halkın geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olduğu Somali'nin kuzey, güney ve batı kısımlarında kuraklık yoğun olarak hissediliyor. Buralarda yaşayan milyonlarca kişi kuraklıktan etkileniyor. Kuraklık ve susuzluk yüzünden çok sayıda küçükbaş hayvan telef oldu, ekili arazilerin neredeyse tamamı büyük zarar gördü.
Uzmanlar, Somali'de küresel ısınmanın yanı sıra iklim koşulları ve çatışmaların ülkede kuraklık ve açlığın etkisini artırdığı ifade ediyor.
Uzmanlar, açlığın temel nedenleri arasında ekolojik faktörleri, tarım ve doğal bitki örtüsüne zarar veren küçükbaş hayvanların yetiştirilmesini, siyasi istikrarsızlığı, Afrika'nın en zayıf pazar ekonomisinin bu bölgede olmasını, göçebe ve yerleşik hayat yaşayanların iç savaşlar nedeniyle sık sık karşı karşıya gelmelerini, sıcağa dayanıklı bitkilerin yetiştirilmemesini ve bölgede sanayinin yeterince gelişmemiş olmamasını gösteriyor.
Somali'de başta başkent Mogadişu'da yaşayanlar olmak üzere halkın yüzde 60'ından fazlası kuraklıktan etkilenmiş durumda. İç savaş nedeniyle sivil toplum örgütleri bölgede çalışma yapmakta zorlanıyor.
Dünya Gıda Programı (WFP) Somali'de toplu ölümler olmasından endişe ediyor.
Somali ile Kenya ve Etiyopya'daki kuraklığın insani bir felakete dönüşmemesi için yaklaşık 2 milyar dolara ihtiyaç duyulduğu, BM ve uluslararası yardım kuruluşlarının çabalarının yetersiz olduğu kaydediliyor.
Somali başta olmak üzere Afrika Boynuzu'nda kuraklık ve açlık sorunu bulunan ülkeler için en büyük tehlikelerden birinin de gıda fiyatlarında son dönemlerde görülen rekor artışlar olduğu vurgulanıyor.
Dünya Bankası, gıda fiyatlarında son dönemde görülen rekor artışın, özellikle Afrika Boynuzu'nda olmak üzere yoksul nüfusu tehdit ettiğini bildiriyor. Dünya Bankası'nın Ağustos ayında yayımladığı raporda, dünya genelinde gıda ürünleri fiyatlarının Temmuz ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33, ham petrol fiyatlarının ise yüzde 45 oranında arttığına dikkati çekildi.
Gıda ürünleri fiyatlarının rekor düzeye ulaştığı 2008 yılı seviyesine yaklaştığına işaret edilen raporda, gıda fiyatlarının, Afrika Boynuzu'nu etkisi altına alan açlık ve yoksullukla ilgili koşulları daha da kötü hale getirdiği vurgulanıyor.
Gıda fiyatlarındaki değişkenliğe dikkati çekilen raporda, Şubat ayında düşüşe geçen pirinç fiyatlarının Mayıs-Temmuz döneminde yüzde 11 arttığına işaret edildi.
Raporda, gıda fiyatlarındaki değişkenliğin ülkelere göre farklılık arz ettiği vurgulanarak, Haziran ayında mısır fiyatlarının Uganda, Somali ve Ruanda'da yıllık bazda yaklaşık iki kat artmasına karşın Haiti ve Meksika'da yüzde 19'a varan oranda azaldığı belirtildi.
Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick de pek çok kez G-20 ülkelerine gıda krizine öncelik vermeleri çağrısında bulunmuş, Afrika Boynuzu ülkelerinin daha fazla acil para yardımına ihtiyacı olduğu konusunda uyarmıştı.
Dünya Bankası'nın Ağustos raporunda, son üç ayda Somali'de beş yaş altı 29 bin çocuğun hayatını kaybettiği, yaklaşık 600 bininin ise tehlikeyle karşı karşıya bulunduğuna dikkati çekildi. Somali'de un ve darı fiyatlarının yüzde 30 ve yüzde 240 arasında arttığına işaret edilen raporda, bazı bölgelerdeki kötü beslenme oranının beş yaş altındaki çocuklarda yüzde 40 yükseldiği belirtildi.
