Bilim, mükemmelliğin peşinde. Peki ne o mükemmel olan? Yanıtı uzağımızda değil; yanımızda, başucumuzda, içimizde... Mükemmel olan biziz, yani insanoğlu. Bilim, insanın peşinde. Yapılan her yeni makine, insana daha çok benzetilmeye çalışılıyor. Otomobiller sensörlerle donatılmış durumda. O küçücük cihazlar bir göz, bir kulak görevi görüyor. Yağmuru, ışığı, çevredeki nesneleri görüyor, hareketi algılıyor. Yeni nesil çamaşır makineleri, temizlemesini istediğimiz çamaşırları tartıp ona göre su, elektrik ve deterjan tüketiyor. Asansörler, yük sensörleri sayesinde ağırlığa göre güç kullanıyor. Fotoğraf makineleri, kameralar; küçük gözlere, algılayıcılara sahip. Robotlar artık çevrelerini görüp tanıyor, geçmişi sorgulayıp ona göre hareket ediyor. Yani, muhakeme yapabiliyor. Teknoloji günümüzde giderek daha insansı hale geliyor. Tüm bunlar bulanık mantık (fuzzy logic) denilen bir düşünce sisteminin ürünü. Aslında insanın kendini keşfedip, makinelere uyarlamasının sonucu teknolojinin akıllanması...
"Nereden çıktı şimdi bunlar" diyebilirsiniz. Bu hafta İzmir, makineleri akıllı yapan yapay zekanın öncülerini ağırlayacak. İnsanoğlunu cihazlara uygulayan bulanık mantığın mimarları, Gediz Üniversitesi'nin yarın başlayacak uluslararası sempozyumu ISCSE 2013'te buluşacak. Altı ülkeden 80 bilim insanının bir araya geleceği bu randevu, İzmir için, ülkemiz için çok önemli. Bilim-kurgu filmlerinden farksız olacağı kesin.