Başbakan olduğu dönemde TÜSİAD ile birçok gerilim yaşayan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk kez Patronlar Kulübü'nün Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısına katıldı. Konuşmasında patronlara ince ince ayar veren Erdoğan, yeni Türkiye vurgusu yaparak ilanlarla hükümet deviren TÜSİAD'çılara "Artık o günler geride kaldı" mesajı verdi. 2001'de yaşanan ekonomik krize atıfta bulunarak sözlerine başlayan Erdoğan, daha sonra 28 Şubat ve Adnan Menderes dönemini anlattı. Cumhurbaşkanı "Türkiye'de öyle bir sistem inşa edilmiş ki ne zaman işler iyiye gitse, herkes kazanmaya başlasa o zaman darbe olmuş, kaos çıkmış, kriz oluşturulmuş" dedi. Erdoğan, her konuşmasında 'demokrasi' vurgusu yapan TÜSİAD'a şöyle seslendi: "Demokrasi diyoruz ya eğer demokrasiyse halkın iradesine saygı duymak gerekir. Eğer onu görevden indireceksen sandığı bekleyeceksin." 28 Şubat ve 60 darbesini hatırlatan Erdoğan, "28 Şubat küçük bir azınlığın çok ciddi manalarda maddi kazançlar elde etmesini sağlamış olabilir. Ucuz kamu kredileriyle, kamu kaynakları ve teşvikleriyle 'sadece biz kazanalım' dediler. Anadolu'da palazlanan yatırımlardan dahi rahatsızlık duydular. Ülkenin geneli ise o süreçte ciddi kayıplar yaşadı. Türkiye, Menderes döneminde de bunlarla karşı karşıya kaldı. Sokaklar karıştırıldı, manşetlerle kaos pompalandı" diyerek kendi başbakanlığı döneminde de Gezi olayları, 17 ve 25 Aralık darbe teşebbüslerinde bulunulduğunu anlattı.
KUTUPLAŞMAYA CEVAP
Erdoğan iktidara "Herkes kazanacak" diyerek geldiklerini, Türkiye'de ötelenmiş, itilmiş, unutulmuş kesimlerin elinden tuttuklarını söyledi. Cumhurbaşkanı, "kutuplaşma" eleştirilerine de "Mezralara kadar giden bir başbakan oldum. Esnafı, çiftçiyi, yoksulu, işsizi destekledik. İşadamlarının önünü açtık. Şimdi sanayide ilerlemeyi devlet olarak yapmayacağız, bu konuda sizin adımınız gerekiyor. 4, 5 ve 6'ncı bölgeye yatırım yapın" diye cevap verdi. Erdoğan, şöyle konuştu: "Van'daki çiftçinin, Karadeniz'deki çay üreticisinin, Antalya'daki turizmcinin, İstanbul'daki taksicinin, her bir sanayicinin de kazandığı bir Türkiye şu anda inşa edilmiştir. Bugün İstanbul sermayesi kazanırken, Anadolu sermayesinin kaybettiği değil, herkesin kazandığı bir Türkiye var."
FAİZ LOBİSİ ELLERİNİ OVUŞTURDU
Belli sermaye çevreleri ve işadamlarının hâlâ paralel ihanet şebekesini desteklediğini söyleyen Cumhurbaşkanı, "Hatta bir kısmının kol kanat gerdiğini görüyoruz. Hem Gezi olaylarında, hem 17-25 Aralık darbe girişiminde eski Türkiye'yi diriltmek, eskiden olduğu gibi sadece kendilerine kazanç sağlamak istediler. Faiz lobileri adeta ellerini ovuşturdular. Bütün dert budur. Biz buna izin vermedik. Asla da izin vermeyiz" dedi.
REYTİNGCİYE GÜLER MİSİN AĞLAR MISIN?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, batık Yunanistan'ın notunu 6 kademe artıran Türkiye'yi ise 'indirim'le tehdit eden kredi derecelendirme kuruluşlarına yine tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte kredi derecelendirme kuruluşlarından iki tanesi biliyorsunuz son zamanlarda ülkemizle ilgili verdikleri nota bak. Bunların haline güler misin ağlar mısın? Standard and Poor's biliyorsunuz daha önce böyle bir şey yaptı, ben onlara 'siz siyasi karar veriyorsunuz' dedi. Şimdi aynısını bunlar yapıyor."
O BANKA AKBANK MI?
Erdoğan,
TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer'in eşi Suzan Sabancı Dinçer'i de üstü kapalı eleştirdi. Erdoğan, Türkiye'nin yurtdışında itibar kaybettiğini savunan Akbank Başkanı Suzan Sabancı Dinçer'e rakamlarla yüklendi. Türkiye'nin geriye gittiğini savunan Akbank'ın tepesindeki ismi eleştiren Erdoğan, o bankanın son 12 yılda mevduatlarının 8, aktiflerinin de 6 kat büyüdüğünü açıkladı.
TÜSİAD İLK KEZ 'PARALEL' DEDİ
17 Aralık'ta hükümeti devirme teşebbüsünde bulunan 'paralel yapı' nihayet TÜSİAD'ın da gündemine girdi. Konunun Patronlar Kulübü'nün en yüksek karar organı YİK'in başkanı tarafından dile getirilmesi dikkat çekti. 62'nci hükümetin programına 'tam' destek veren YİK Başkanı Erkut Yücaoğlu, hukuk devletinin, kendi içinde yaygın deyişle bir "paralel devletin" oluşmasına ve böylesi bir yapının hukuku kendi gündemi doğrultusunda eğip bükmesine izin vermesinin mümkün olmadığını belirterek, "Aslında devlet yönetimi hiçbir gücün vesayeti altında olmamalıdır" dedi. Hükümet programındaki bağımsız yargıya da vurgu yapan Yücaoğlu "Hesap verilebilirlik, şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele de ancak bağımsız ve tarafsız yargı ile ele alınabilir" diye konuştu.
ÇÖZÜME SAHİP ÇIKTILAR
TÜSİAD
Başkanı Haluk Dinçer ise konuşmasında eğitim, çözüm süreci, hükümet programı, kutuplaşma ve AB konularına vurgu yaptı. "Eğitim şart" diyen Dinçer, kutuplaşmanın bertarafı konusunda somut bir ilerleme kaydedilmezse, çözüm süreci ve anayasa reformu alanlarında yol alınamayacağını söyledi. Dinçer, sanayinin ekonomideki payının son 15 yılda olağanüstü gerilediğine dikkati çekerek, "Bu son derece tehlikeli bir gelişmedir" dedi. Son 10 yılda makro ekonomik istikrar alanında belirgin başarılar elde edildiğini anlatan Dinçer, "Kamu maliyesinde disiplin, finans sisteminin dayanıklılığı, özerk merkez bankacılığı ve dalgalı kur politikasını korumalıyız" diye konuştu. Cizre ve Batman'dan sonra 6 Kasım'da Van'a gideceklerini belirten Dinçer, bankacılık sektöründe güvensizlik yaratacak asılsız dedikoduların üzerine kararlılıkla gidilmesini istedi.
YENİ TÜRKİYE SÖYLEMİNE DESTEK
Yücaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Davutoğlu Hükümeti'nin "Yeni Türkiye" kavramına da destek verdi. Yücaoğlu, "Yeni Türkiye sloganı altında bir süredir ikinci planda kalan ülke meselelerinin yeniden gündeme geldiğini görüyoruz. TÜSİAD hükümet programının uygulanmasında hem takipçi hem de katkı sunan bir konumda olma arzusundadır" dedi. Yücaoğlu, çözüm sürecinin sağlıklı bir şekilde yürümesini gönülden temenni ettiklerini belirterek, "Bölgesel kalkınma boyutuna da katkıda bulunmaya çalışıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
