Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

Cömert insanlar cennete yakın olur

Rabbimizin Kur'an-ı Kerim'de emrettiği cömertlik güzel ahlakın en güzel duygularından biridir. Allah cömert insanı sevindirir ve kullarına sevdirir

Güzel ahlâkın en iyi şekilde izhar ettiği özelliklerden biri de şüphesiz cömertlik duygusudur. Rabbimiz'in Kur'an'da övdüğü ve emrettiği cömertlik, kişinin kalp âlemine birçok güzel haslet kazandırır. Öncelikle cömert kimseyi Allah sever ve kullarına sevdirir. Sonunda cömert kimse cennete yakın, cehennemden uzak olur:
"Mallarını gece ve gündüz, gizli ve âşikar olarak infâk edenlere Rableri katında büyük bir mükâfat vardır. Onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar."(Bakara, 274)
Cömertliğin asıl sahibi ve Kerim (ihsanı bol, sonsuz cömert) olan Allah-u Teâlâ hakkında Peygamber Efendimiz (sav) "Allah-u Teâlâ Cevad'dır, yani cömert ve ihsan sahibidir, bu sebeple cömertliği sever. Yine O, güzel ahlâkı sever, kötü ahlâktan da hoşlanmaz" buyurmuştur. (Süyûti,1)
Cömertliğin en muhteşem örnekleri elbetteki Efendimiz (sav)'in hayatında yerini almıştır. O'nun sonsuz keremi etrafındaki herkesi hayrete düşürmüş ve bir çok insan, "Ancak bir Peygamber bu kadar cömert olabilir" itirafında bulunarak İslam'ın hakikatini kabul etmiştir. Bu halin örneklerinden bir tanesi şöyledir.
Henüz Müslüman olmayan Safvan, Allah Resûlü'nün ganimet malları arasında dolaştığı bir sırada, develer, davarlar ve çobanlarla dolu vadiye hayran hayran bakıyordu. Sevgili Peygamberimiz (sav) de, onun bu halini göz ucuyla takip ediyordu. Ona hitaben: "Ebu Vehb! Vadi pek mi hoşuna gitti?" diye sordu. Safvan "Evet" dedi. Peygamberimiz (sav) "O vadi de, içindekiler de senin olsun!" buyurdu. Bunun üzerine Safvan kendini tutamayıp "Bir Peygamber'den başka hiç kimsenin kalbi bu derece cömert olamaz" dedi ve şehadet getirerek Müslüman oldu. (Vakıd) Daha sonra Kureyş'in yanına döndü ve onlara "Ey kavmim! Müslüman olunuz. Vallahi Muhammed öyle ihsanda bulunuyor ki, yokluktan ve yoksulluktan hiç korkmuyor" dedi. (Müslim, Fedail)
İnsanları hiçbir şartta incitmeyen Efendimiz (sav), kendisinden bir şey istendiği zaman asla "hayır" demezdi. Hatta istenen şey kendisinde yoksa dahi, borçlanır ve ihtiyaç sahibini memnun ederek gönderirdi. Bir gün böyle biri Peygamberimiz (s.a.v.)'e gelerek bir şeyler istedi.
Allah Resûlü (sav) "Yanımda sana vereceğim bir şey yok, git benim namıma satın al, mal geldiğinde öderim" dedi. Efendimizin sıkıntıya girmesine gönlü razı olamayan Hz. Ömer "Ya Resulallah! Yanında varsa verirsin, yoksa Allah seni gücünün yetmeyeceği şeyle mükellef kılmamıştır" dedi. Allah Rasûlü (sav)'in Hz. Ömer'in bu sözlerinden hoşnut olmadığı mübarek yüzlerinden belli oldu. Bunun üzerine Ensar'dan biri "Anam babam sana feda olsun Ya Resûlallah! Ver! Arşın sahibi azaltır diye korkma!" dedi. Bu sahabinin sözleri Efendimiz'in çok hoşuna gitti, tebessüm etti ve: "Ben de bununla emrolundum" buyurdu. (Heysemi)
Cömertliğin faziletini beyan sadedinde Allah Resulü şöyle buyurmuşlardır: "Cömertlik, dalları dünyaya uzanan cennet ağaçlarından bir ağaçtır. Kim onun dallarından birine tutunursa, bu onu cennete götürür. Cimrilik ise, dalları dünyaya uzanmış cehennem ağaçlarından bir ağaçtır. Kim de, onun dallarından birine tutunursa, bu da onu cehenneme sürükler!..." (Beyhaki)
Hz. Ali (ra)'ın şu ifadeleri ne kadar güzeldir: "İki nimet vardır ki, beni hangisinin daha çok sevindirdiğini bilemiyorum; ilki, bir kimsenin ihtiyacını karşılayacağımı umarak bana gelmesi ve bütün samimiyetiyle benden yardım istemesidir. İkincisi de Allah' ın, o kimsenin arzusunu benim vesilemle yerine getirmesi ya da kolaylaştırmasıdır."

BÜYÜKLERİN DUALARI
Hz. Muaz ile Bilal'in duaları

Allah'ım! Gözler uyumuş, yıldızlar kaybolmuştur. Sen ise sağsın ve herşeyi kudret elinde tutansın. Allah'ım! Cenneti arayışım ağır, ateşten kaçışım zayıftır. Allah'ım! Bana bir va'dde bulun ki, kıyamet günü senin va'dine dayanayım. Şüphe yoktur ki, sen va'dine muhalefet etmezsin.

SORU - CEVAP
1- Annenin göğsü bozulmasın diye bebeğini emzirmemesi caiz midir?
Sevgili genç kızlarımız sakın bunu yapmayın. Çocuğunuz, görüntünüzden daha önemlidir. Hanımefendiler lütfen çocuklarınıza temiz sütünüzden verin. Çünkü Allah herkesin evladına sütü, yarayacak şekilde gönderir. Hiç kimseye annesinin sütü kadar değerli bir şey yoktur. Ananın sütü bereketlidir ve çocuğa bir aşı gibidir. Çocuğuna süt veren anaya Allah ayrı bir güzellik verir. Sütünüzü çocuğunuzdan esirgemeyin. Sütünüz varken mama vermeyin, sütünüz yoksa tabii mama verebilirsiniz.

2- Yıldıznameye baktırmak günah mıdır?

Yıldıznameye baktırmak günahtır. Çünkü yıldıznameye bakan yıldızların durumunu anlatmıyor, geleceğe ait sözler söylüyor, sizi gelecekle ilgili yönlendirmeye çalışıyor ve sizi psikolojik olarak etkiliyor, beklenti içine giriyorsunuz ve ona inanıyorsunuz. Peygamber efendimiz (s.a.v.) şöyle diyor; Gelecek hakkında bilgi sahibi olduğunu söyleyene gidip ona baktıran ve sonra da baktırdığına inanan bana ineni (Kuran-ı Kerim'i) inkâr etmiştir'. Onun için yıldıznameye de, bu işle meşgul olanlara da itibar etmeyin.

3- Gıybet ettiğim için kıldığım namazların kabul olmayacağını söylüyorlar. Ne yapmalıyım?

Gıybet ettiğiniz zaman kıldığınız namaz geçerli olmayacak diye bir şey yoktur. Gıybet büyük günahlardan biridir. Gıybet, o insanın olmadığı bir yerde gıyabında kamuoyu oluşturmaktır. Hakkında konuştuğunuz kişi ahirette size hakkını helal etmezse cennete giremezsiniz. Kul haklarının en büyüklerinden biri de söz taşımak, aleyhte konuşmak ve gıybet yapmaktır. Gıybet yapan, namazından feyz almamış demektir. Namazı kabuldür, ama namazının bereketi yoktur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA