Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

HDP'ye saldırı ve kirli hesap

Siyasi gerilim, sokakların ateşe verilmesi hâlâ Türkiye'de sistemin normalleşmediğini gösteriyor. Bunda "siyaset üretmeyen" muhalefetin de ciddi katkısı var. Geçmişte askeri vesayet vardı ve siyaseti dizayn etmek daha kolaydı. Şimdi kolay olmadığı için, bu işi polis ve yargıdaki paralel yapı yerine getiriyor.
Bir anlamda dışarıdan da destek alan "Derin B planı" devrede. Amaçları da seçimleri etkilemek, Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmak. Bunun için de her türlü kirli yöntem deneniyor.
Katillerin, darbecilerin salınmasından, çocuk ölümleri üzerinden sokakların hareketlenmesine kadar her şey yapılıyor. Bu kirli akıl, son günlerde alttan alta bir başka şey daha yapıyor. Tıpkı 70'lerin sonunda K.Maraş, Çorum veya 90'larda Sivas Madımak'ta, Gazi Mahallesi'nde yaşanan kanlı olaylara benzer, toplumu çatışmaya sürükleyecek kirli bir oyunu devreye sokmaya çalışıyor.
Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) yönelik saldırıların artmasının nedeni bu. Sanki bir merkezden düğmeye basılmış gibi birdenbire İzmir Urla'dan Tekirdağ'a, Ordu'dan Aksaray'a, Bolu'dan Fethiye'ye kadar birçok yerde HDP binalarına saldırılıyor.
Peki, kim bunlar? Çoğu ülkücü- ulusalcı bir profile sahip. Siyasi kimlikleri böyle ama kimin harekete geçirdiği meçhul... CHP ve MHP yönetimi de bu yüzden kaygılı. MHP Fethiye İlçe Başkanı Cengiz Çay'ın söyledikleri uyarı niteliğinde. Çay, MHP camiasını bu tür olaylardan uzak tutmaya çalıştıklarını belirtiyor ve şöyle diyor: "Olaylar bizi ziyadesiyle üzmüştür. Bizim MHP olarak 'bu olaylara karışmayın' talimatımıza uymayan bazı kişilerin de orada olduğunu tespit ettik. Bununla ilgili de seçimlerden sonra, olaya karıştığını tespit ettiğimiz kişiler genel merkez tarafından kesin ihraç edilecek."
MHP'li Çay'ın söyledikleri geçmişte sağ-sol, Alevi-Sünni gerçeğini kullanan Kontrgerilla ve Özel Harp Dairesi taktiklerini hatırlatıyor. HDP tabelasını indirmek zorunda kaldığını söyleyen eski MHP'li Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, Radikal'e yaptığı açıklamada tam da bunu hatırlatıyor:
"Ben 80 dönemini yaşamış bir ülkücü olarak son dönemde başka illerde HDP seçim büroları etrafında olup bitenleri endişe ile izliyorum. 30 Mart sonrasına bir şeyler pişirildiğini, bir hesap hazırlığı içinde olunduğunu düşünüyorum. Ülkem adına endişeliyim."
Tekirdağ'dan Fethiye'ye uzanan saldırıları biraz araştırınca son günlerde sosyal medya üzerinden tıpkı Gezi'de olduğu gibi toplumun sinir uçlarına dokunan "yalanların" ortaya atıldığı görülüyor. Sinsi biçimde "Hükümet Öcalan'la anlaştı, Güneydoğu'yu onlara verdi" denilerek kitleler kışkırtılıyor.
Bu kirli aklın öncelikli hesabı ise yerel seçimlerde AK Parti'ye oy verilmesini engellemek. Seçimlere üç ay kala devreye sokulan 17 Aralık ve devamındaki operasyonlarla bu yapılmak istendi ancak bununla bir sonuç alınamayacağı görüldü. Şimdi devreye kışkırtılan milliyetçiler- ulusalcılar sokularak, Kürtler sokağa çekilmek isteniyor.
Bir süre önce konuştuğum bir CHP yöneticisi bu tuzağa dikkat çekmişti: "Çok tehlikeli bir oyun oynanıyor. Herkes CHP'nin oylarının artacağını bekliyor ama asıl sürprizi MHP ve BDP'nin yapması için çaba harcanıyor. Batı'da MHP, Doğu'da BDP... İki kesim karşı karşıya getirilmek isteniyor. Bence saldırıların amacı bu."
Bu fotoğrafı, başta hükümet olmak üzere bütün siyasi partilerin analiz edip, hemen harekete geçmesi gerekiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA