Norveç'te 77 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırının arkasında İslam karşıtlığı, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı olduğu tespit edildikten sonra TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Avrupa'da İslamafobi dosyası açtı. Dosyanın açılmasından hemen sonra Almanya'da 2000- 2006 yılları arasında öldürülen Türklerin Neo-Naziler tarafından katledildiğinin ortaya çıkmasıyla komisyon incelemeler için Almanya'ya odaklandı. Almanya'ya giden heyet, yetkililerle, cinayete kurban giden Türklerin aileleriyle, sivil toplum örgütleriyle bir araya geldi ve 100 sayfalık bir rapor hazırladı. Bu çalışmayla 1988'den bu yana 24 Türk'ün Almanya topraklarında öldürülmesinin arkasındaki sır perdesi aralanıyor. Komisyonun başındaki isim Ayhan Sefer Üstün raporu ve kapılar arkasındaki görüşmeleri Aktüel'le paylaştı.
Türklerin cirosu 35 milyar euro
Bugün 81 milyonluk Almanya'da 2.8 milyon Türkiye kökenli göçmen var. Yaş ortalamaları 29. Tahta valizle gelen bu insanların sahibi olduğu 10 binlerce işletmenin toplam cirosu 35 milyar euro civarında. TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun raporlarında Türklerin Almanya'da yaşadıkları sıkıntılara da yer verilmiş. Alman eğitim sistemi fakir, göçmen, mülteci ve engelli çocukların önünü kesiyor. Hatta BM Irkçılığın Önlenmesi Komitesi, 2009 yılı raporunda göçmen çocuklarının başarı seviyesi düşükler için özel okul olan Sonderschulen'e gönderilmesinden ve yüksek öğretime devam eden göçmen çocuklarının azlığından duyduğu endişeyi dile getirmiş. 350 bin Türk çocuğundan sadece 25 bini yüksek öğretime devam edebiliyor. Araştırma, staja başvuran Türklerin Almanlara göre yüzde 14 daha az şansa sahip olduğu hatta şirketlerde üst yönetime gelmiş Türklerin baskıdan kurtulmak için isimlerinin söylenişini Alman isimleriyle telaffuz ettiklerini trajik olarak ifade etmiş.
Cinayetler beste olmuş
Almanya'da 2000 - 2006 yılları arasında sekiz Türk'ün öldürülmesinin arkasında Neo- Nazilerin olduğunun ortaya çıkması insan hakları savunucusu Avrupa ülkelerinde şok etkisi yarattı. Ancak bazı araştırma ve yorumlar Almanya derin devletinin bu cinayetlere göz yumduğu yolunda. Bu yorumlara göre olayların arkasındaki güç o kadar aşikârdı ki, "Gigi ve Esmer Şehrin Müzisyenleri" adlı müzik grubu 2009 yılında çıkardıkları albümdeki "Dönerci Cinayetleri" adlı şarkıda "Dönerci katili 9 kez acımasızca öldürdü ama öldürme arzusu tatmin olmadı, izleyenler yeni cinayetler istiyor… Korku ve terör döneri yenecek, döner boğazlarında kalacak. Çünkü 9 yetmez" diyebiliyorlardı.
"Dönerci cinayetleri" 2011'in en kötü kelimesi
Rapora göre ortaya çıkan başka bir gerçek de cinayetler sonrası tanıkların anlatımıyla çizilen robot resimlerin yıllar sonra yakalanan katillere çok benzemesi. Bu da Alman polisinin daha önce de aranan Neo-Nazilerin robot resimlerini görmezden geldiği ve onları yakalamadığını gösteriyor. Hatta rapora göre öldürülen Türklerin ailelerine psikolojik baskı da yapılmış. Önceleri cinayetler aile içi şiddet veya mafya hesaplaşması olarak gösterilmeye çalışılmıştı. Örneğin 2000 yılında öldürülen Enver Şimşek yoğun bakımda iken, hastanede babalarını bekleyen ve o sırada yanlarında hiçbir büyüğü olmayan 13 ve 14 yaşındaki çocukları, o travmatik hâl içindeyken polis tarafından sorguya tabi tutulmuşlar. Maktullerin çocuklarının defalarca DNA testine tabi tutulması, 2006 yılında öldürülen Mehmet Kubaşık'ın evinin taziye günü onlarca köpek eşliğinde polislerce aranması da raporun kaydettikleri arasında.
Değişik iş kollarında çalışan insanların öldürülmesine rağmen Alman medyası hatta Türk medyası cinayetlere "Dönerci Cinayetleri" ismini takarak olaya etnik ve kültürel bir boyutun katılmasını da sağladı. Nitekim bir süre sonra Alman Dil Bilimleri Enstitüsü'nce "dönerci cinayetleri" ifadesi 2011 yılının en kötü kelimesi seçildi. Böylece bu ayıba resmi bir vurgu yapılmış oldu. Ancak Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un cinayetlerden ötürü duyduğu öfke ve utancı dile getirerek cinayet kurbanlarının anılması için 23 Şubat 2012'de bir anma töreni düzenlenmesini sağlaması bu açıdan iç açıcı bir gelişme olarak görüldü. Bunu izleyen dönemde Federal Meclis'te Nasyonal Sosyalist Yeraltı Terörist Grubu Soruşturma Komisyonu; yerel düzeyde ise, Nazi teröristlerin özellikle aktif oldukları Thüringen ve Saksonya Eyaletlerinde birer soruşturma komitesi kuruldu. Ayrıca bunlara, yine siyasi makamlarmakamlarca atanan Federal ve Eyaletler Düzeyinde Ortak Uzmanlar Komisyonu eklendi. Cinayetlerle ilgili raporun 2013 yılında tamamlanması bekleniyor.
HASAN HÜSEYİN KEMAL / AKTUEL