Diyarbakır'da kurulu Göç Vakfı, zorunlu göç sonrası bölgede oluşan, sosyal adaletsizlik, insan hakları ihlalleri, yoksulluk gibi sorunlara karşı çözüm arayışları bulunan önemli bir sivil toplum kuruluşu. Vakıf, kadınlar, göç mağdurları çocuk çalışmalarıyla öne çıkıyor. Özellikle üç aydık periyotlarla yapılan Çocuk Hak İhlalleri İzleme ve Alan Alaştırma raporları her seferinde hem çok ses getiren hem de çok çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor.
2012'nin son 3 aylık dönemini kapsayan çalışmaya göre bu süre içinde gerçekleşen 25 intihar girişiminden 18'i ölümle, 6'sı ise ağır yaralanmayla sonuçlanmış, 1 vaka ise teşebbüs aşamasında kalmış.
Yine aynı dönemde 13 erken veya zorla evlilik olayı yaşanırken, intiharı seçen 6 çocuk gelinden 5'i ölmüş, 1'i ağır yaralı olarak kurtarılmış, 2 çocuk gelin de töre cinayeti sonucu öldürülmüş. Çocuklarda intihar alt sınırı bir önceki çalışmada olduğu gibi 8!
Sonuç olarak Göç Vakfı'nın yaptığı araştırmada ortaya konan tablo şöyle; 2012 yılında çocuk hakları ihlali sayılabilecek, bin 69 olayın gerçekleşmiş. Bu olaylardan 476'sı kız olmak üzere toplam 2 bin 475 çocuk etkilenmiş. Oldukça ayrıntılı bir rapor halinde sunulan çalışmanın rakamlarına bakıldığında durumun vahameti bir kez daha ortaya çıkıyor.
Göç Vakfı'nın çocuk hakları ihlal raporu ve sonuçları ile ilgili çocuk çalışmaları sorumlusu ve Koordinatör Emin Sarıkaya ile konuştuk. Sarıkaya elde edilen veriler içinde en çarpıcı noktanın çocuk gelin intiharları olduğunu söyledi.
Raporun, Diyarbakır, Adıyaman, Çanakkale, Balıkesir, Konya, Sivas, Hakkâri, Şanlıurfa, Afyonkarahisar, İzmir, Ağrı, Elazığ, Bursa, Siirt ve Mardin olmak üzere 15 ili kapsadığını belirten Sarıkaya şöyle devam etti: "Rapor yerel ve ulusal basın takip edilerek hazırlanıyor. Araştırma kurumlarının resmi istatistikleriyle şekilleniyor. Her rapor bir sonrakini geliştiriyor, yeni kategoriler ekleniyor. Raporlarda kimi zaman hak ihlalleri kimi zaman cinsel istismar kimi zaman da çocuk gelinler öne çıkıyor. Göç Vakfı kuruluş amacı toplumda çeşitli nedenlerle göç eden ve göçten etkilenen bireylerin özellikle çocuk ve gençlerin; ekonomik, sosyal, kültürel ve hukuki haklardan yararlanmalarını güçlendirmek için çalışmalar yapmak. Göç Vakfı olarak son dönemde sıkça çocuk yoğunluklu çalışma perspektifleri oluşturduk. Çocuk merkezleri, sanatsal ve kültürel faaliyetler için alanlar kuruyoruz. Atölye çalışmaları için ortamlar hazırlıyoruz. Çocukların kaliteli zaman geçirmesi için elimizdeki tüm olanakları seferber ediyoruz. Çocuk hak ihlalleri raporunu BM çocuk hakları izleme komitesiyle paylaşılıyoruz".
Çocuk hakları ihlaline karşı önlemler ve öneriler içeren rapor içinde bulunduğumuz durumu gözler önüne seriyor. Sarıkaya şöyle devam ediyor: "Raporlar Türkiye'deki durumun vahametini gösteren önemli çalışmalar. Raporun ayrıntıları Çocuk Hakları Sözleşmesi üzerinden geliştirildi. Bu dördüncü rapor olmasına rağmen yeterli yankıyı bulmuyor. Devlet kurumlarının pek haberdar olduğu söylenemez. Medya raporlara ilgi duyuyor ancak bunlar da yetersiz, raporun daha ciddi yankılar uyandırması gerekiyor. Medya bu tür haberleri kullanıyor ancak önemli olan raporun içeriğini tartışmak. Bu tek başına bizim işimiz değil".
Göç Vakfı'nın hazırladığı raporda, çocuk hakları ihlaline yönelik hazırlanan öneriler de şöyle sıralanıyor: "Çocuk yaşta evliliklerin önlenmesi ve bu kapsamda BM Çocuk Hakları Komitesi'nin tavsiyeleri ışığında, çocuk koruma mekanizmalarının oluşturulması için tedbir alınmalı. Çocuk hakları ihlallerinin gerçekleştiği konularda önleyici tedbirler ve desteklere öncelik verilmeli, ihlallerin önlenmesinde tek yöntem olarak ailelerin cezalandırılması kullanılmamalıdır. Sokakta çalışan çocuklar sorununun Çocuk Hakları Sözleşmesi kapsamında, ailelere de gerekli destekler sağlanacak şekilde çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Çocukların bulunduğu tüm kapalı kurumlar, bağımsız sivil izlemeye açılmalıdır."