Türkiye Büyük Millet Meclisi iki buçuk aylık tatilin ardından bugün açıldı. Yeni yasama yılı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da yasama yılının açılışına katıldı. Yeni yasama yılının ilk oturumu saat 15'te başladı.
Her yasama yılı başlangıcında Genel Kurul kürsüsünden Türkiye'yi yakından ilgilendiren gelişmeler hakkındaki görüşlerini paylaştığını belirterek sözlerine başlayan Gül, altı yıl önce kendisinin de milletvekili sıralarında oturduğunu hatırlattı.
"Beni Cumhurbaşkanı olarak seçen, üyesi bulunduğunuz Yüce Meclis'tir. Kurtuluşumuzun, kuruluşumuzun ve demokrasimizin ocağı olan bu Meclis, istiklal ve istikbalimizin de nihai teminatıdır. Görev yaptığım altı yıl boyunca Yüce Meclis'in seçtiği 11'inci Cumhurbaşkanı olmanın şeref ve gururunu hep taşıdım" diyen Cumhurbaşkanı Gül, görev süresi boyunca bir yandan anayasal sorumlulukları yerine getirirken, diğer yandan da egemenliğin gerçek temsilcisi olan TBMM'nin çalışmalarını yakından izlediğini vurguladı.
Demokrasinin kendi dinamikleri içinde yaşaması ve ilerlemesi için yoğun mesai harcayan siyasi partilere ve tüm milletvekillerine teşekkür eden Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu süre zarfında Anayasa'nın bana verdiği yetki ve sorumlulukları, demokratik teamüller, hukukun üstünlüğü, kamu vicdanı ve milletimizin hassasiyetleri çerçevesinde kullanmak için azami çaba sarf ettim. 2007 yılındaki seçilme sürecinde yaşanan demokratik olgunluğa yakışmayan zorlama ve tartışmaları arkamda bırakarak, Türkiye'nin normalleşmesine özen gösterdim.
Millet iradesine gölge düşüren, siyasi hayatımızı zaman zaman tehlikeye sokan örtülü vesayetlerin ortadan kaldırılması için Meclisimizin ve halkımızın ortaya koyduğu kararlılığa destek oldum."
-"Sandığın erdem ve onuruna yürekten inandım"
Çoğulcu demokrasilerde siyasi partilerin birbirleriyle yarıştığını, mücadele ettiğini ve sonuçta ülkenin kazandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, Genel Kurul'a "Sizin demokratik mücadelenizden de hep Türkiye kazanmıştır, kazanacaktır. Bu kazancın ne kadar değerli olduğunu görmek için gözlerimizi sınırlarımızın biraz ötesine çevirmemiz yeterli olacaktır" diye seslendi.
Aktif siyasetin içinden gelen, Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı yapmış biri olarak seçimlerin belirleyiciliğine, sandığın erdem ve onuruna yürekten inandığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi:
"Demokratik teamüllerin zorlandığı veya ayaklar altına alındığı dönemlerde dahi, halkımızın milli iradesini er ya da geç sandığa ve ülke yönetimine yansıtacağına inancım hiçbir zaman sarsılmadı. Demokrasinin hoşgörü, tahammül, sabır, azim ve fedakârlık gerektirdiğinin hep bilincinde oldum. Yine, demokrasinin bir fren ve dengeler sistemi olduğunu daima akılda tuttum.
Katılımcı, çoğulcu ve özgürlükleri genişleten bir demokrasi anlayışı içinde demokratik reformların gerçekleştirilmesini her fırsatta savunageldim. Bu nedenle, temel insan hakları ve demokratik değerler bakımından etrafımızda yaşanan onca trajediye rağmen, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün bölgemizde de er ya da geç hüküm süreceğine olan inancım hiç eksilmedi. Bu şartlar altında, yüzlerini ve umutlarını Türkiye'ye çeviren kardeş halklara yapabileceğimiz en anlamlı katkının, Türk demokrasisini sağlam ve güçlü tutmak olacağı kanaatindeyim."
Star