ALİ FİKRİ IŞIK
|
Danimarka maçını bir veri olarak kabul ederek, İzlanda maçı öncesi kimi öngörüler geliştirmek mümkün. Danimarka önünde son provasını yapan Terim, esasen İzlanda maçını nasıl oynayacağını açıkça ortaya koydu. Stratejik manada üç bölgeli olarak konumlandırdığı oyuncu gurubundan, alanı kapsamak ve kontrol etmek için ''görevi'' disiplin içinde ifa etme beklentisi ve mümkün olan her fırsatta rakibin açılış paslarına olabilecek en yüksek hiddetle ilerde baskı kurmak arzusu!
Danimarka önünde denen oyun stratejisi buydu, Terim'in. Çok ciddi bir kafa karışıklığını ima eden bu strateji, kendi içinde aynı ciddiyete sahip iki arıza taşır. Birincisi, defans ve orta sahanın katılımından yoksun, ilerde basma fikri ''Gölge oyunundan'' başka sonuç vermez; çünkü salt hücumcuların çabasıyla rakibin çıkmasına engel olunamaz. Eğer ilerde baskı için defans ve orta sahayı oyuna katıyorsanız, o zamanda üç bölgeli oyun anlayışınız daha maç başlamadan iflas eder.
|
Dolayısıyla, hem üç bölgeli oyunda ısrar etmek hem de ilerde baskıya dayalı bir oyun stratejisi uygulamak, pek mümkün değil. Bir tercih yapmak zorundasınız.
İkincisi, önde yapılan her baskı doğal olarak rakibe alan ikram etmektir. Baskı yapmaya giden her oyuncu rakibe alan kat etmek için daha geniş boşluklar bırakır. Üç bölgeli oyunda, oyuncu görev yerini kolayca terk etmediği için, iki oyuncu arasında doldurulması mümkün olmayan boşluklar oluşur ve bu durum, rakibin arzulayabileceği en elverişli avantajdır.
Bunca lafın tek amacı var; Terim, hiç vakit kaybetmeden artık tarih öncesi bir ucube olan üç bölgeli oyundan vazgeçmelidir. Son dünya Kupasının öğrettiği en önemli ders, üç bölgeli oyun stratejisini terk edip iki bölgeli oyuna geçen takımların istisnasız daha başarılı olduklarıdır. Başta Almanya olmak üzere, Brezilya hariç, Latin takımlarının hemen hepsi iki bölgeli oynadı ve ortaya da çok umut verici oyunlar çıktı.
Oyunu Hücum ve defans olarak iki bölgeye indirgeyen yeni total futbol, Almanya özgülünde harika bir uygulamayla dinamizmini ve performansını şampiyonlukla taçlandırdı. Bireysel olarak en iyi oyunculara sahip Brezilya, Arjantin, Portekiz ve İngiltere, süper oyuncu guruplarına rağmen istenileni vermekten çok uzak kaldı.
İki bölgeli oyunda, temel olarak beş kişiden oluşan iki temel yapı var. Bu yapılar karakter olarak hücum ve defans özellikleriyle birbirinden ayrışırlar ama bu kelimenin tam anlamıyla bir ayrışma değil; topu merkez alan bu yapılar tehdit ve tehlike bölgelerinde, oyunun ikili karakterine göre pozisyon alır veya oluştururlar.
İki bölgeli oyunda, oyuncular oyunun bütün anlarında hem sorumluluk üstlenir ve hem de oyuna katılım gösterir. Çünkü oyun kendi içinde ofans ve defanstan ibarettir. Oyunun ''İlerisi'' ve oyunun ''gerisi'' olarak ifade edebileceğimiz bu bütünlüklü aksiyonlar dizisi, bütün oyuncu gurubunu adeta bir çelik halatla birbirine bağlar.
İki bölgeli oyun denen şey, bir kaleden diğer kaleye giden bir örüntüler haritasıdır. Yol, tabela ve uyarı levhalarının toplamıdır. Tipik tren raylarının paralelliğidir. En karanlık labirentin bir yerinde yanan yeşil çıkış işaretidir. Aklın ve emeğin bulabildiği en rasyonel organizasyon çözümleridir. Sorun çözmektir. Bilmecedeki sorunun önceden verilmiş, bilinen yanıtıdır.
Oyunun doğasındaki ikili hareket üstüne; oyunu "şablonik, zırvalara bölmeden", söz gelimi, defans, orta saha ve ofans gibi, artık "aklın yıkımı" olarak değerlendirilen, tarih öncesi hantal görevlendirmeleri tarihin çöplüğüne bir kez daha savurarak, bütünlüklü pratik bir ilişki ve bütünlüklü bir karakter inşa ederek "oyunun talepleri" içinde kalmayı başarmaktır.
Teknik adam, iki bölgeli oyunu öne taşıyarak ilk nedensel adımı iki amaç için atar. İlkin oyunun ahlakını oyuncunun "yüreğinden çıkarır ve aklına taşır", ve oyun artık oyuncu için bir "düşünme faaliyeti haline" gelir. Böylece oyunun yasaları ile kurgulanmış oyunun nedensellikleri tek amaca indirgenmiş olur. İyi ve güzel oyun, sürekli rakip yarı sahasında oynamayı başardığınız oyundur. Bunun biricik koşulu, iki bölgeli oyunda defansı öne çıkararak, kendi yarı sahanızı rakibe kapatmaktır.
Danimarka maçında Terim, Yukarda izah edilmeye çalışılan temel prensiplerin hiç birinden haberdarmış gibi bir görüntü çizmedi. O bildiğini okumaya devam ediyor ve korkarım bildiği de başına bela olacak!