Antrenörlük ile ilgili bir sözüm de çok çarpıtıldı. Ben Türk futboluna çok futbolcu yetiştirdim. Antrenör de yetiştirdim. Mesut Bakkal'ı, Ersun Yanal'ın yardımcısıyken ben antrenör yaptım. Aklıma gelmeyen bir sürü antrenörü bu takımın başına getirdim. Soruyorum Türkiye'ye ne kadar futbolcu kazandırmışız. Cavcav, "Kasada paran var, takımı şampiyonluğa oynat" diyorlar. İyi söylüyorlar da şampiyonluğa oynayan kulüplere bir baksınlar. Onlar bir futbolcuya 10-12 milyon avro bonservis bedeli veriyorlar. Benim kasamda 12 milyon avrom var. Bunu tek bir futbolcuya nasıl verebilirim. Gençlerbirliği'nin bir geliri yok ki. İddiadan ve yayın gelirlerinden aldığımız para dışında diğer vilayetlerde olduğu gibi, ne belediye ne bir kuruluştan yardım almıyoruz. Kendi yağımızla kavruluyoruz. 37. seneye girdim başkanlığımda. Bir kez ligden düştük. Ne kulüpler yok oldu gitti. Bütün vilayetlerin kulüpleri battı. Nerede Malatya? Misal onlar gibi ismini sayamayacağım bir sürü kulüp kapanmış durumda. Acı gerçek şu ki, Türk futbolu da o yola gidiyor.
FERDA VE ERDEM BAŞIMI YEDİ
Ben Kemal Özdeş'i tanımıyordum. "Futbolcu pazarlığı yaptı, karşılıında onu getirdi" geldi haberleri de yalandır. Jimmy gitmek istiyordu babası geldi. Fener ve Galatasaray'ı arayıp ben teklif ettim. Onlar da "Şu an ihtiyacımız yok bakarız" dediler. Biz de o dönem çalışan bir futbol sorumlusu vardı Ferda bey. Bir de Erdem diye bir menajer. Bu ikisi benim başımı yedi. Dost olarak inandım. "Bu çocuk şöyle iyi böyle iyi dediler" Kemal için. Ben de onunla konuştum adam geldi. Çıkardım mukavale yaptım. 200 bin TL de para verdim. Sonra "İlla şunu alalım" dedi. Manisa'dan 1 milyon 750 bin TL Taylan'ı aldık. 750 bin TL'ye Hikmet'i geldi. Göreve başladı ama kardeşim sen yeni gelmişsin, yeni gelen yabancılar var. Bir oturun bir toplantı yapın. Hiçbir şey yok. Sanki 10 senedir hoca gibi çıktı, "Hadi siz koşun siz de şunu yapın" dedi. Ne bir tanışma ne bir toplantı, hiçbir şey yapmadı. Ben bunu görünce aklım başımdan gitti. Bir kere, "Arkadaşlar merhaba, ben yeni geldim" falan hiçbir şey demedi. Bu şartlar altında o oyuncu o hocayı dinlemez arkadaş. Bunun için de yol yakınken hoca ile yollarımızı ayırdık.
BEN GÖRDÜM O GÖRMEDİ!
Ondan sonra Mustafa Kaplan'ı getirdik. Onun işine bir maçta son verdim. Bursaspor maçında kendisine haber gönderdim. 1-0 galiptik. İkinci devre takımda oynayan fakat görevini yapmayan oyuncular vardı. "İşte Ali'yi koy Veliyi koy" dedim. Hiçbirini tatbik etmedi. Bursaspor'a yenildik ama inanın maç 8-1 ya da 10-1 bile bitebilirdi. Bu da hocanın oyunu görmeyişinden kaynaklanıyor. Onu takımın başına getirirken, "Eğer görev süresi içinde takımdan ayrılırsam 1 yıllık tazminatı talep etmeyeceğim" diye yazdırdım. Maaşı 15 bin TL'ydi. 1 aylık maaşını verdim gönderdim. Bu yazıyı almasam 1 yıllık tazminat ödeyecektim. Benim hocalarla yaptığım sözleşmelerim hep bu şekildedir.
SIRPLAR ARTIK BU KAPIDAN İÇERİ GİREMEZ
Transfe r politikası değişecek. Devre arası transfer yapacağız. Ama şunu söyleyeyim. Bir daha bilerek ya da isteyerek Sırbistan'dan futbolcu almam. Sırp olan bir vatandaşı Gençlerbirliği kulübüne sokmam. Şimdi bunu da yanlış anlarlar. "Sırplar'a düşmanlığı var, tü kaka falan diyor" derler. Aman sakın ha! Söylediklerim yanlış anlaşılmasın. İnsanlık anlamında demiyorum futbolcu anlamında söylüyorum bunları. Bir daha Sırp topçu kesinlikle almam.
'MİLAN' BİZİ TEHDİT ETTİ!
Bizde Milan diye bir topçu var. Bir sürü para verdik. Maaşı da gayet iyi. Adam çıktı bize "Ben Sırpım size kim olduğumu göstereceğim" deyip tehdit etti. "Takımdan ayrılmam, iki sene daha mukavelem var, bu da 1.2 milyon avro yapar. Verin paramı gideyim" dedi. O arkadaşı idmana almıyoruz. Ama yönetmelik gereği çalışmalara Etlik'teki tesislerimizde devam ediyor. Aylıklarını da maalesef ödüyoruz. İnşallah hayrını görmez.
BÜYÜKLERLE YARIŞILMAZ
Transfer komitesindeki arkadaşlarımız dünyanın dört bir yerinde oyuncu izliyor. Her tarafta adamımız var. Gençlerimiz var, Hacettepe'den aldığımız. 4-5 tane. Onlar da iyi. İkisi oynuyor. İrfan oynuyor, Berat oynuyor. Devre arasında bir forvet düşünüyoruz. Aykut ile ilgili haberler çıktı. Sevdiğim bir oyuncudur. Trabzon'a 3 milyon avro gibi iyi bir paraya sattık. Aynı şartlarda geri almamız mümkün değil. Ama uygun bir şeyler olursa olabilir. Biz futbolcu yetiştirip satmakla ayakta kalan bir kulübüz. Şampiyon olacağız dememiz için Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş ile yarışmamız lazım. Onların gelirleri yüksek. Düşünün ben veriyorum 400 bin lira sen veriyorsun 4 milyon avro. Ben onlarla nasıl başa çıkarım. O nedenle bunları yazan arkadaşlar, tabiri caizse kirli çekirdek atan değerli bazı yazarlar bunları herhalde bilmiyorlar. Bi araştırsınlar ondan sonra şampiyonluğumuz nasıl olur ona baksınlar.
İRFAN BUZ GİBİSİ GELMEDİ
İrfan Buz'dan çok memnunum. Şimdiye kadar çalıştığım antrenörler için de inanın en iyisi o. Hayrete düştüm. Bu kadar samimi, bu kadar düzgün bir insan görmedim. Benim istediklerimi yapıyor diye bir olay yok. Fikrimi soruyor ama asla karışmam. "Şunu yap bunu yap" demem. Böyle bir şey dersem hocanın önünü kesmiş olurum. Ben inanıyorum ki İrfan Buz ile Allah kısmet ederse 1 yıllık mukavelem var ama tahmin ediyorum uzun yıllar çalışacağız. Türk futbolu da biz de kazanacağız. Adam 5 tane lisan biliyor. Herkesle direkt anlaşıyor. Bu çok iyi bir şey. O bakımdan özellikle şunu söyleyeyim. Bunca sene bir sürü hocayla çalıştım. İlk defa onun gibi saygılı hürmetkar, alçak gönüllü biriyle çalışıyorum. Kendisinden çok memnunum.
HACETTEPE'YE DE TESİS YAPACAĞIZ
Hacettepe'ye de bir arazi alıyoruz. Bizim tesislerin hemen yanında. Ama şu anda ufak tefek pürüzlerle uğraşılıyor. Orayı da bize tahsis etseler, müsade etseler, dev bir tesis yapacağız kendi paramızla. Bizi eleştiriyorlar ya şampiyonluğu yok şunu yok bunu yok diye. Gençlerbirliği'nin başarısını küçümsememek gerekir.