İbrahim Karagöz: 37 yaşında, Behçet hastası. Üç yıl önce geçirdiği atak sonucu tedavi olamadığı için gözlerini kaybetti. Yüzde 90 oranında göremeyen genç adam, ilerleyen zamanlardaki tüm operasyonlara rağmen sağlığına kavuşamadı. Tüm sevenleri gözlerini kaybettikten sonra onu terk etti, yalnızca 'iyi günde de kötü günde de evet' diyen eşi Mine Karagöz kaldı. Genç kadın küçük oğlu Mert ile eşinin görmeyen gözleri, kararan dünyasının ışığı oldu. Aniden yaşadığı görme kaybı ile hayatı alt üst olan Karagöz, yeteneği sayesinde hayata tutundu. Eşinin yardımı ile ördüğü süs eşyaları ile hayrete düşüren genç adam, kazandığı para ile ailesini geçindiriyor.Kimsesi kalmayınca iki yıl önce geldiği Ankara'da tanışıp hayatını birleştirdiği eşi Mine ve küçük oğlu Mert Karagöz ile hayata tutunan genç adam, oğlunu hiç göremedi. Gözlerine sızan küçük bir ışık damlası dışında hiçbir şeyi göremiyor. Kale Mahallesi'nde yaşayan Karagöz, yeteneği ile görmeyen gözlerden ekmeğini çıkarıyor. Hayırseverlerin desteği ile yaşadığı maddi darboğazı atlatmaya çalışan Karagöz, komşularının aldığı boncuklarla yaptığı birbirinden güzel süs eşyası, aksesuarlarla ailesini geçindiriyor. Ağır görme kaybına rağmen boncuk tanelerini tek tek dizip, yaptığı süs eşyaları ile görenleri şaşkına çeviren İbrahim karagöz, hayallerini boncuklarla resmettiğini söylüyor.
EŞİ GÖRMEYEN GÖZLERİ OLDU
SABAH'ın evlerine konuk olduğu ailedeki yardımlaşma ise duygulandırıyor. "Eşimin desteği ve içimdeki yaşam sevgisi olmasaydı karanlığımda kaybolurdum" diyen Karagöz, "Kimsenin yanımda kalmadığı bu günlerimde tek dayanağım eşim ve küçük oğlum oldu. Hayallerimi boncuklara diziyorum eşim de yardım ediyor ortaya bir eser çıkıyor. Eşim olmadan yapamıyorum, onun işi yoksa günde 3 tane işi varsa bir tane yapıyorum. Çok fazla kazandırmıyor, engelli maaşına başvurdum. Küçük oğlumla birlikte hayatta kalmak için ev eşyası, soframa bir ekmek ve maddi desteğe ihtiyacım var. Durumum kötü destek olan olursa çok sevinirim" dedi.
HAYAT TUŞ ETSE DE VAZGEÇMEYİN
Kiraladıkları 1+1 evlerinde boncuk örerek yaşam mücadelesi veren Karagöz, "Bir gün işe giderken gözlerim kapandı, maddi imkansızlıklar nedeniyle zamanında tedavi olamayınca gözlerimi kaybettim. 'Yük olacaksın' diyen herkes terk etti. Ankara'ya geldim eşimle tanıştım, gözleri görmeyen, evi, bir kap yemeği olmayan adama 'evet' dedi. Şimdi ikimiz el ele verip, boncuk örüyoruz. O görmeyen gözlerim oldu. Ben örüyorum eşim, detaylarını yapıyor. Aylık 400 TL kazandırıyor bize. Bir boncuk beni, oğlumu ve eşimi geçindiriyor, hayata bağlıyor. Çok mutluyum ve insanlara tek tavsiyem hayat sizi tuş edebilir önemli olan ayağa kalkmaktan vazgeçmemeniz" dedi.