Doğuştan görme engelli Yücel Yılkıran, yaşadığı zorluklara rağmen eğitim aşkını kaybetmedi. Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği, Atatürk Üniversitesi Sosyal Hizmetler, Anadolu Üniversitesi Adalet bölümlerinden mezun olan Yılkıran, şu anda Milli Eğitim Bakanlığında bilgisayar işletmeni olarak çalışıyor ve dördüncü üniversitesi olan Anadolu Üniversitesi Reklamcılık Halkla ilişkiler bölümünde okuyor. Aynı zamanda Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yüksek lisans yapan 39 yaşındaki Yılkıran, atamasının yapılmasıyla öğretmen olacağı günün hayalini kuruyor. Hatay'da doğup büyüyen ve 1999'da Ankara'ya gelen Yılkıran, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı Körler Rehabilitasyon Merkezi'nde Braille alfabesini öğrendikten sonra açıktan ilkokul, ortaokul ve liseyi bitirdi. Daha sonra üniversite sınavını kazanan Yılkıran, bu sırada judo sporuyla tanıştı ve bu alanda dünya üçüncüsü oldu. Yaşı dolayısıyla geçen yıl milli takımı bırakmak zorunda kalan Yılkıran, bundan sonraki süreçte eğitimine zaman ayırmak istediğini dile getirdi. Yaşam öyküsünü anlatan Yılkıran, yeni şeyler öğrenmenin kendisini iyi hissettirdiğini ve eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürmeye devam edeceğini belirtti. Arapça bildiğini, İngilizceyi ilerletmeye çalıştığını aynı zamanda bağlama öğrendiğini de ifade eden Yılkıran, "Bu yol bitmeyecek, sonsuz bir yol ama bir yerde ben de duracağım herhalde" dedi.
ANNEM HEP ILERLEMEMI İSTİYOR
Ailesinin bu süreçte en büyük destekçisi olduğunu vurgulayan Yılkıran, annesinin kendisinden çok büyük beklentileri olduğunu anlattı. Yılkıran, bu durumun kendisini teşvik ettiğini belirterek, "Benim annem çok ilginç bir insandır. Dünya üçüncüsü olduğumda, çok mutlu olmuştum annemi aradım. Böyle bir platformda dünya üçüncüsü olduğumda annem 'Niye birinci olmadın?' dedi. Üniversiteyi kazandığımda yine aradım. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat bölümünü kazandım. Annem 'Neden doktor olmadın?' dedi. Annem sürekli daha çok ilerlememi ve beni en iyi yerlerde görmeyi istiyor. Daha iyisini istiyor, daha iyisini bekliyor" diye konuştu. Aile içinde tecrübesine güvenildiğini ve pek çok konuda yol gösterici olduğunu anlatan Yılkıran, "Biz 7 kardeşiz. Kardeşlerim, ailem her şeyi arayıp bana soruyorlar. Hayatlarındaki önemli dönüm noktalarında, babam da dahil sağ olsun arar sorar, beni dinlerler. Ben de elimden geldiği kadar tavsiyeler vermeye çalışırım" ifadelerini kullandı. Evden ayrılmanın ve tek başına hayat mücadelesi vermenin kolay olmadığını ancak daha sonra gelen başarıların çok tatmin edici olduğunu aktaran Yılkıran, diğer engellilere şu tavsiyelerde bulundu: "Altınokta Körler Derneği'nde kendimi çok daha rahat, başarılı hissettim. 20 yaşımdan beri bu derneğin birçok kademesinde yöneticilik, genel sekreterlik, mali saymanlık gibi görevler yaptım. Yıllarca kütüphanenin sorumluluğunu yürüttüm. Altınoktanın Sesi dergisinin editörlüğünü yaptım. Burası benim için kolaylaştırıcı oldu. Kendim gibi insanların yanında daha rahat hissettim. Arkadaşlara da bunu öneriyorum. Mutlaka bir sivil toplum örgütüne entegre olsunlar çünkü birlikte daha kolay oluyor böyle şeyler. Gerçekten hayat mücadelesini büyük ölçüde kolaylaştırıyor."
