Ankara'da yaşayan 1 çocuk annesi Perihan Uğurlu (39), 18 yıl önce hamilelik döneminde idrar yolu enfeksiyonu nedeniyle hastaneye başvurdu. Burada yapılan tetkikler sonrası ilaç tedavisine başlatılan Uğurlu, yaklaşık 3 yıl sonra şikayetlerinin artması sonucu yeniden hastaneye gitti. Testleri yapılan Uğurlu'ya böbrek yetmezliği teşhisi konularak diyaliz tedavisi uygulanmaya başlandı. Nakil sırasına da alınan Uğurlu'ya mutlu haber 15 yıl sonra geldi. Uğurlu, Ankara Şehir Hastanesi'nde, doğum gününde gerçekleştirilen böbrek nakli ile sağlığına kavuştu. Diyaliz sürecinin çok zor olduğunu vurgulayan Uğurlu, 15 yıldır diyaliz tedavisi aldığını belirterek, "Diyaliz çok zor bir süreç. İnsanın vücudunu çok yıpratıyor. Haftada 3 gün gidiyorsunuz. Hem zaman kaybı hem vücut için yorgunluk, hastanın psikolojisi. Hakikaten çok zor bir süreç. Engeller çıkarıyor. Diyalize gidiyorsun sabah, 4 saat diyaliz alıyorsun. Benim tansiyonum zaten düşük diyaliz sonrasına kadar çok düşüyor. Çok yorgun şekilde çıkıyorsun. Tansiyon çok düşük. Eve gidiyorsun evde tekrar yatıp kalıyorsun, dinleniyorsun ve akşama doğru kalkıyorsun. O günün bitmiş oluyor.
Ertesi gün diyalizin bir gün önceki yorgunluğu devam ediyor" diye konuştu.
'KIZIMA VAKİT AYIRAMIYORDUM'
Hastalığından dolayı kızına verimli zaman ayıramadığını söyleyen Uğurlu, "Diyalizde mutlaka aksıyor. Bütün her şeyiyle babası ilgileniyor. Okulda bazı faaliyetleri oluyor ve ben oraya gidemiyorum, diyalize gidiyorum. Yanında olamıyorum, babası gidiyor. O da bana 'hiç yanımda olamıyorsun' diyor. Kötü hissettiriyor. Ben de görmek istiyorum, onunla o anı, heyecanı yaşamak istiyorum" dedi.
KADAVRADAN NAKİL GERÇEKLEŞTİRDİK
ANKARA Şehir Hastanesi Nefroloji Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Şebnem Karakan, 15 yıldır kronik böbrek yetmezliği çeken hasta için kadavradan başarılı bir nakil gerçekleştirdiklerini kaydederek, "Pandemi hastanesi olmamıza rağmen söz konusu böbrek naklini hastamız için değerlendirdik. Hastamızın şu an böbrek fonksiyonları son derece iyi ve kontrol altında. Böbrek yetmezliği, böbrek fonksiyonlarının hastanın vücudunda hormonal veya metabolik üremik toksin dediğimiz zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılması için böbreğin yeterince fonksiyon yapamamasına, böbrek yetmezliği diyoruz. Biz kronik böbrek yetmezliği olan bütün hastalarımızı öncelikle böbrek nakli adayı olarak değerlendirmek zorundayız. Bu hastalarımızın mutlaka şanslarını elinden almamamız gerekiyor. Böbrek nakli sonrası normalde ilk 1 ayı kritik dönem olarak görüyoruz. Ama Pandemi nedeniyle 1 ay sürecini uzun tutmak istiyoruz" şeklinde konuştu.
BU BENİM İKİNCİ DOĞUŞUM
ÖNCEKI süreçte 5 kez nakil için hastaneye geldiğini ama böbreklerin kendine uymaması deneniyle hayal kırıklığına uğradığına işaret eden Uğurlu, "Umutsuzluğa kapılıyorsun. Üzüyor. Sürekli diyalize bağlı kalmak, bununla hayatını sürdürmek moral bozucu. İnsanın morali sıfıra iniyor. Bitik bir şey, anlatamıyorum. Ama çok mutluyum gerçekten. O kadar büyük bir mutluluk ki bunu gerçekten yaşayan anlar. Her defasında büyük bir istekle geliyorsun ama olmuyor. Nisan ayı benim doğum günüm bu benim ikinci doğuşum gibi oldu. Bana erken gelen bir doğum günü hediyesi oldu. Her şeyden önce hayatımda artık diyaliz olmayacak. Onun yorgunluğunu, stresini çekmeyeceğim. Rahatım, hemen idrara çıktım. En önemlisi bu, idrarı hissederek yapmak. 15 yıldır idrar yok. O kadar güzel bir şey ki. İdrara çıkamıyorsun, yediğin içtiğin kısıtlı, su kısıtlı" ifadelerini kullandı. Kızının çok mutlu olduğunu söyleyen Uğurlu, organ naklinin artması temennisinde bulundu.
