İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, mali disiplin, kamu borç stoku ve takipteki krediler açısından Türkiye'nin iyi durumda olduğunu belirterek, "Karamsarlığa kapılmadan enflasyonu kontrol ederek, ödemelerdeki sıkıntıları karşılıklı çözüp, cari açığı yöneterek kısa sürede hep beraber ekonomiyi düzlüğe çıkarabiliriz. Ne zafer sarhoşluğu ne moral çöküntüsü içinde olmalıyız" dedi. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Toplantısı'nda konuşan Bali, ülkenin zor dönemden geçtiğini, hiç kimsenin hatalarda ari olmadığını ve kimsenin tekil hata yapma lüksü olmadığını söyledi.
MALİ DİSİPLİN AVANTAJ Krizin temelinde yatan unsurun makro ekonomik göstergelerdeki sorunlar olduğunu düşünmediğini belirten Bali, "Bu yönüyle bakıldığında 2001 krizine benzemiyor. Ekonominin üç aktörü var. Birincisi reel sektör ve hane halkı, ikincisi kamu kesimi, üçüncüsü finans sektörü. 2001 krizinde kamu kesimi ve finans sektörünün kendisi bir sorundu. O dönemin hafifletici tek unsuru hane halkı ve reel sektörün daha az borçlu oluşuydu. Bugün ise kamu kesimi ve bankacılık sistemi kuvvetli. Buna karşılık hane halkı ve reel sektör görece borçlu. Aslında bu yönetme bakımından bizlere bazı imkânlar ve opsiyonlar sunuyor. Bu problemin makro ekonomik temellerdeki zafiyetlerden değil, uluslararası siyasal mutabakatsızlıklarımızdan, özellikle bölgemizdeki mutabakatsızlıklardan olduğunu düşünüyorum. Sadece ekonomik nedenlerden kaynaklanmayan bir krizin tamamen çözülmesi sadece ekonomik tedbirlerle de olmayacak. Artılarımız ve eksilerimiz var. Mali disiplin avantajımız" şeklinde konuştu.
Döviz kurunun belli bir seviyede kalması gerektiğini belirten Bali, "İhracatı tamir etmeli, turizmi tamir etmelidir. Bir miktar iyileşmesi yerinde olur ama rekabet açısından eski kur seviyelerine gitmemesi gerektiğini de düşünüyorum" dedi.
% 40 FAİZ OLMAZ Kredi faizlerinde yüzde 40-50'nin izahı olmayacağını belirten Bali, "Bu faiz uygulamak için değil o krediyi vermemek içindir tahminim" mesajı verdi. Bali, "Güven olmadan bolluk olmaz, güven olmadan bereket olmaz. İş Bankası olarak her kritik dönemde rol almaktan, elimizi taşın altına sokmaktan hiç çekinmedik" dedi.
KAPASİTEYİ KULLANDIK Bankacılıkta kredi mevduat rasyosunun yüzde 120'li seviyelere, TL kredilerde kredi mevduat rasyosunun da yüzde 150'lere kadar çıktığını anlatan Bali, "Yani kapasite sonuna kadar kullanılmıştır, bunun farkında olmak lazım" dedi. Bali, ticari menfaatleri gözetlediklerini, fırsatçılık yapmadan daha fazla ne yapılabileceği için uğraştıklarını belirtti.
BAZI BANKALAR HADLERİNİ AŞIYOR İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, "Biz finansal istikrarı savunurken reel sektörü istismar etmeyen bir finansal sistem istiyoruz. Unutmayalım ki böyle dönemlerin en önemli hastalığı fırsatçılıktır. Sadece ve sadece bu hastalıktan arınmış bir bankacılık sektörü ülke ekonomisine katkıda bulunabilir" dedi. Reel sektörüyle, finans sektörüyle bütün paydaşlar olarak herkesin aynı gemide olduğunun açık bir gerçek olduğuna işaret eden Bahçıvan, şunları kaydetti: "İçinde bulunduğumuz dönemde görmekteyiz ki ekonomimiz adeta bir sırat köprüsünden geçerken ne yazık ki bankalarımız sanayicimizin içinden geçtiği süreci anlamamış gibi davranmaktadır. Karşılıklı ilişkilere ne kadar iyi niyetli bakarsak bakalım, ne yazık ki bazı bankalarımızın bu konuda hadlerini aşan bir tutum içerisinde."