Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın döviz rezervleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
"MERKEZ BANKASI BİZİMLE GÜÇ BULDU"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarı devraldıklarında Türkiye'nin IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu olduğunu, iktidarı CHP zihniyetinden devraldıklarını anımsattı. Erdoğan, "Merkez Bankasının rezervi neydi? 27,5 milyar dolardı. Kimden devraldık? Yine sizden devraldık. Sizin şu anda sözcünüz, Hazine'de aynen çantacı olarak dolaşırdı. Ne yazık ki hiçbir zaman bu ülkenin ne Hazinesini ne Merkez Bankasını güçlendirmediler. Ama bizimle Merkez Bankası da güç buldu, Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara kadar döviz rezervimiz çıktı bizim. Açsınlar baksınlar, ama işlerine gelmez. Şu anda da hamdolsun yine döviz rezervimiz kendini toparlamaya başladı." şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE ELİNİ AÇAN DEĞİL, TAM AKSİNE EL VEREN BİR ÜLKE KONUMUNDA"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin önceki dönemlerde ne sismik ne de sondaj gemisi bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Mevcut Enerji Bakanımız, Berat Bey'in yardımcısıydı. Berat Bey'in görevde olduğu dönemde 3 tane sondaj, 2 tane de sismik araştırma gemisi aldık. Şimdi bir tane daha sondaj gemisini, Fatih Bey'in döneminde alıyoruz. Filomuz, dünyada belki de en güçlü filolardan bir tanesi haline geliyor. Bu ne demektir biliyor musunuz: Artık ben sismik araştırmalarımı da rahatlıkla yaparım. Bundan sonra sondaj çalışmalarımı da rahatlıkla yaparım. Kimseye muhtaç değilim. Ama nedir, istersem bu gemilerimi dünyanın değişik ülkelerine de kiralarım. Bunlar da öyle basit rakamlar değil, çok ciddi rakamlarla kiraya gidiyor. Şimdi bu bir şeyi gösteriyor: Türkiye elini açan değil, tam aksine el veren bir ülke konumundadır."
"ÇOK NANKÖRSÜNÜZ"
Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak hakkında söz konusu tweetleri paylaşanlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte 'Damat' diye dalga geçtiğiniz Berat Bey'in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında bu adımlar atıldı. Sadece bu mu? Hayır. Yine o dönemde, bu gemilerle bizler LNG'yi ülkemize çekmek ve burada onları doğal gaza çevirme sürecini başlattık. Aynı şekilde Tuz Gölü'nün altını, doğal gazla depolama sürecine girdik. Bu adımlar o dönemde atıldı. Çok nankörsünüz be. Yahu bunları hiç duymadınız mı, görmediniz mi? İnanın, bunların kulağı vardır duymaz, gözü vardır görmez, kalpleri bunların mühürlenmiştir. Deseler de demeseler de biz yolumuza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
"NÜKLEER TEKNOLOJİNİN ÖNEMİ GİDEREK ARTIYOR"
Akkuyu Nükleer Santrali'nin de Berat Albayrak'ın bakanlığı döneminde başladığını hatırlatan Erdoğan, bu projenin dev bir proje olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün Sayın Putin ile inşallah üçüncü reaktörün temel atma törenini yapacağız. Arkadan, birkaç ay sonra da dördüncü reaktörün temel atma törenine inşallah sıra gelecek. Bizler azimle işin üzerine gittik ve nihayet 2010 yılında Akkuyu projesinin anlaşmasını imzalamayı başardık. Uzun bir hazırlık döneminin ardından, yaklaşık 3 yıl önce, 2018 yılı Nisan ayında ilk reaktörün temelini attık. Akkuyu Nükleer Güç Santrali, yılın her günü, günün 24 saati çalışarak, 4 bin 800 megavatlık kurulu gücüyle elektrik üretecektir. Bu tesis, tek başına ülkemizin ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayacak elektrik üretimi gerçekleştirecektir. Bay Kemal bunlardan anlar mısın? O yanındaki çantacıların bunlardan anlar mı? Biraz bunlara kafa yorun, kafa. Kafa yorun da millet de sizi adam sansın. Bu projenin asıl stratejik boyutu, Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılamada kaynak çeşitlendirmesini sağlayacak olmasıdır. Ayrıca bu sayede, dünyada nükleer teknolojiye sahip ülkeler arasında yer almamızı da çok önemli görüyoruz. Dünyanın geleceğinde önemi giderek artan nükleer teknolojinin, sağlıktan savunma sanayine her alanda kullanım sahası genişliyor. İlk ünitesini 2023 yılında hizmete almayı planladığımız santralimizin üçüncü ünitesinin temel atma töreninin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum."
Erdoğan, "Kalkınmanın temel altyapısı olan enerji konusunda, geçtiğimiz 18 yılda gerçekten takdire şayan bir gelişme gösterdiğimizi kimse inkar edemez. Bunlar istedikleri kadar inkar etsinler. Biz, işimize bakıyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, 2002 yılında toplam enerji kurulu gücün 32 bin megavatı bile bulmazken, bugün bu rakamın 96 bin megavatı geçtiğini belirterek "İnanın, bu 'Maliyeciyim.' falan filan diyor ama bunun maliyeci olması bu rakamları değiştirmez. Biz, işimize bakalım." ifadelerini kullandı.
Yerli enerji kaynaklarına dayalı kurulu gücün 19 bin megavattan 61 bin megavatın üzerine çıktığını dile getiren Erdoğan, yenilenebilir enerji kaynaklarının ise 12 bin megavat seviyesinden 50 bin megavata ulaştığını söyledi.
Rüzgar, enerji, güneş ve jeotermal enerji kurulu gücünün 18 yıl önce sadece 36 megavat iken bugün bu rakamın 17 bin 437 megavat olduğunu aktaran Erdoğan, "Artık karşımızda, geçtiğimiz yıl kullandığı elektriğin yüzde 63'ünü yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elde eden bir Türkiye var. Yenilenebilir enerji kurulu gücünde dünyada 13'üncü, Avrupa'da 6'ncı sıradayız." bilgisini paylaştı.
Türkiye'yi enerji üssü haline getirecek projeleri de birer birer hayata geçirdiklerini anlatan Erdoğan, TANAP ve Türk Akımı projelerini işler hale getirdiklerini, Azerbaycan'la Avrupa enerji arz güvenliğinin önemli bir halkası olan Trans-Adriyatik Boru Hattı Projesi'ni tamamladıklarını söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin ilk yüzer LNG depolama ve yeniden gazlaştırma terminalini Aliağa'da 2016'da, BOTAŞ'a ait ikinci yeniden gazlaştırma terminalini ise Dörtyol'da 2018'de devreye aldıklarını anımsatarak Türkiye'nin ilk derin deniz sondaj gemisi Fatih ile Tuna-1 kuyusunda 405 milyar metreküp doğal gaz rezervi bulduklarını ifade etti. İkinci derin deniz sondaj gemisi Yavuz'un, göreve başladığı tarihten itibaren 4 sondaj gerçekleştirdiğini belirten Erdoğan, "Üçüncü derin deniz sondaj gemisi Kanuni, Filyos Limanı'nda sondaja hazırlık çalışmalarına devam ediyor. O da inşallah nisan ayında sondaja başlayacak." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bu üç sondaj gemisini 450 milyon dolara mal ettiğini dile getirerek şöyle devam etti:
"Bu gemileri sıfırdan inşa ettirmeye kalksaydık 2 milyar 100 milyon dolar ödememiz gerekecekti. Anladın mı Bay Kemal? Bunun adı finans yönetimidir. Kalkıp da sen bize 'Merkez Bankasının şu kadar parası nereye gitti?' bunları sorma. Siz tarihinize bakın. Sizin dönemlerinizde IMF'e olan borçlanma, Merkez Bankasının rezervleri nasıl buharlaştı, siz bize onun hesabını verin. Bizim böyle verilecek bir hesabımız yok. Biz yere çok sağlam bastık ve emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz. Bu sondajları kiralık gemiyle yaptırsaydık, satın aldığımızdan çok daha fazla bir bedel ödeyecektik. Bu yöntemle hem ülkemize kazandırdık hem de derin deniz sondajı alanında dünyanın önde gelen birkaç şirketinden birine sahip olduk. Türkiye'ye bu kazanımları sağlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlarımız Berat Albayrak ve Fatih Dönmez'e şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum."
"81 İLİMİZİN TAMAMINDA DOĞAL GAZDAN İSTİFADE EDİLİYOR"
Doğal gaz konusundaki dışa bağımlılığı önemli ölçüde azaltacak adımları birer birer attıklarını söyleyen Erdoğan, ülkenin her bir şehrindeki vatandaşları doğal gazın getirdiği konfora ve temizliğe kavuşturmakta kararlı olduklarını vurguladı.
Yatırımlarla Türkiye'nin doğal gaz tüketiminin 2002 yılında 17,1 milyar metreküp iken 2020 yılında 47,7 milyar metreküpe yükseldiğine dikkati çeken Erdoğan, "Doğal gaz abone sayısı 1,3 milyon iken bu rakam 17,5 milyona ulaştı. Doğal gaz kullanma imkanı sunulan nüfusun oranı, son 18 yılda yüzde 25'ten yüzde 80,4'e çıktı. Bu refah düzeyinin nereden nereye geldiğini gösteriyor. Artık kömür kullanan ev neredeyse kalmadı. Büyük oranda bütün vatandaşlarımız doğal gaza geçti ve geçiyor." diye konuştu.
Göreve geldiklerinde Türkiye'de sadece 5 il ve 57 yerleşim yerinde doğal gaz kullanıldığını hatırlatan Erdoğan, "Bizden önceki yönetimlerin tablosu buydu. Bugün ise 81 ilimizin tamamında 589 yerleşim biriminde doğal gazdan istifade ediliyor. Arz güvenliği bakımından önemli olan doğal gaz depolama kapasitemizi sıfırdan 3,84 milyar metreküpe ulaştırdık." ifadelerini kullandı.
Benzer bir atılımı madencilik alanında da yaptıklarına işaret eden Erdoğan, "Geliştirdiğimiz politikalar ve teşvik ettiğimiz yatırımlar sayesinde maden ihracatımız 680 milyon dolardan 4,3 milyar dolar seviyelerine geldi. Linyit rezervimizi 8,3 milyar tondan 19,5 milyar tona, bor kimyasallarının kurulu kapasitesini 730 bin tondan 2 milyon 753 bine tona yükselttik. Ama bunu işleyerek, farkımız bu." dedi.Erdoğan, Mardin-Mazıdağı'nda, Türkiye'de daha önce hiç olmayan 4 adet altın izabe tesisinin, Siirt'te de bir adet çinko izabe tesisinin yapımına başladıklarını bildiren Erdoğan, Siirt'teki tesisin yakında faaliyete geçeceğini açıkladı.
Erdoğan, maden sektöründe faaliyet gösteren iş yeri sayısının 3 bin 206'dan 7 binin üzerine, sektörde çalışanların sayısının da 82 binden 130 bine çıktığını kaydetti.
Erdoğan, gelecek dönemde Türkiye'yi enerjinin her alanında geliştirmeye, büyütmeye ve güçlendirmeye devam edeceklerini söyledi.
"Yapılanları anlatmak önemli, ama görmek daha kalıcıdır." diyen Erdoğan, Türkiye'nin enerji alanında nereden nereye geldiğini anlatan, "enerjide yaşanan gelişmeler" başlıklı videoyu partililere izlettirdi.
"Allah'a hamdolsun, görüldüğü gibi biz icraatlarımızla konuşuyor, eserlerimizle övünüyor, hizmetlerimizle iftihar ediyoruz." ifadesini kullanan Erdoğan, bütün bunlar karşılığında vatandaşlardan, kalplerinden kopup gelecek bir "Allah razı olsun." duasından başka bir şey de beklemediklerini belirtti.
Erdoğan, yaptığı konuşmada, enerji konusunda ortaya koydukları tablonun, her alana çok daha fazlasıyla teşmil edilebileceğini dile getirdi.
Türkiye'ye bu eserleri ve hizmetleri kazandırırken, tek muhataplarının millet olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Altyapıdan hak ve özgürlüklere kadar her konuda ihmal edilmişliğin, geri bırakılmışlığın, horlanmışlığın acısını çeken milletimize, layık olduğu hizmetleri sunmak için gece gündüz çalıştık." diye konuştu.