Hayat ne tuhaf. Yerkürede hiçbir şey gizli saklı kalmıyor. Evet, gerçeğin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu var. Britanya’daki gizli devlet belgelerinin ortaya çıkmasıyla dünya gerçeği öğrendi. Almanya eski Şansölyesi Helmuth Kohl görevde olduğu sırada dönemin Demir Lady’si Margareth Teatcher ile görüşmesinde, ülkesinde yaşayan Türklerin çok kalabalık olduğunu ve onları “asimile” etmenin çok güç hale geldiğini belirtmiş, “Türkleri geri göndermemiz gerek” demiş.\n\nKohl bunları söylediği sırada Almanya’da 1,5 milyon Türkiye kökenli göçmen yaşıyordu. Kohl dediğini bir ölçüde yaptı da. 1982’li yıllarda geri dönecek olan ailelere 10 bin 500 DM ve çocuk başına da 1500 DM ödedi. Nitekim bu teşvik sonucu aileleriyle birlikte 300 bin Türkiyeli geri dönüş yaptı.\n\nAncak Kohl bu kadar Türkiyeliyi ülkelerine geri göndermeyi ancak teşvikle başarabildi ama Almanya’ya akın durmadı. Hem de bizzat Kohl’ün evinin içinden başlayarak. Çünkü kaderin bir tecellisi olarak oğlu Peter Kohl, Türkiyeli bir kızla; Elif Sözen’le çok konuşulan bir aşk evliliği yaptı. Türkiyeli nüfus hızla arttı yine.\n\nBugün Almanya’da 3,5-4 milyon arasında olduğu söylenen bir Türkiyeli nüfus yaşamakta. Ve seçmen sayısı da 900 bin civarında. BBC tarafından yapılan yorumlara göre kamuoyu yoklamalarında önde görünen Merkel ve partisinin iktidarının Türkiyeli seçmenlerin oylarıyla tehlikeye girebileceği ve koalisyon seçeneğini öne çıkardığı yolunda.\n\nKohl’den bu yana köprülerin altından çok su aktı. Onun asimile etmeyi ve geri göndermeyi kafasına koyduğu Türkiyeli göçmenler bugün seçimlerin kaderini belirleme noktasında. Ancak gelgelelim, geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi geçen seçimlerdeki yüzde 30 oranındaki oy kullanma oranıyla Türkiyeliler bunun pek farkında değil.\n\nSeçimlerin kaderini belirleyeceği söylenen Türkiye kökenli seçmen acaba kendi kaderini belirleyebilecek mi? İşte yanıtı aranan ve hiç zaman kalmadığı için de derhal mobilize olunması gereken mesele de bu. Yoksa Almanya’nın sağcı Merkel hükümetinin göçmenler üzerindeki tutucu politikalarına teslim olunacak. Almanya’nın pervasızlığı öyle boyutlarda ki eş birleşiminde Almanca öğrenme zorunluluğunu bile AB yasalarına aykırı olarak sürdürebiliyor. AB komisyonu bu konuda Alman hükümetinden savunma istedi. Merkel’in umurunda bile değil. “Aynen devam” diyor.\n\nÇifte vatandaşlıktan ayrımcı politikalara, eşit işe eşit ücretten eğitimde eşitliğe, ırk- çılara göz yumulmasından Alman gençlik dairelerinin inanılması güç uygulamalarına dek pek çok meselede yürütülen bağnaz politikaların sandığa gömülmesi ve Merkel’in tarihin çöp sepetine gönderilmesi için oy kullanmak şart.\n\nEğer yine aynı duyarsızlık devam ederse söylenecek tek söz var.\n\nHayır, “kendi düşen ağlamaz” demeyeceğim. Hayat sizin için bundan sonra çok zor olacak.