Dışişleri Bakanı Kurz'un, geçen haftalarda yeni uyum paketi kapsamında okullar dahil devlet kurumlarında başörtüsünün yasaklanmasına ilişkin yasa tasarısını açıklaması, başta Avusturya'da yaşayan Müslümanlar olmak üzere toplumun birçok kesimi tarafından tepkiyle karşılandı. 'Burka' ile başlayan tartışmaların başörtüsü yasağına evrilmesi, ülkede yaşayan Müslüman kamu çalışanları tarafından özel hayata, din ve vicdan özgürlüğüne yapılmış büyük bir müdahale olarak yorumlandı.
Bu önerinin yasalaşması durumunda, ülkede önlenemez bir şekilde artan ırkçılığın daha da ivme kazanacağını vurgulayan başörtülü kamu çalışanları, endişelerini anlattı.
ART NİYETLİ BİR TUTUM
Eğitimci ve aktivist Dudu Küçükgöl, başörtüsü yasağının gündeme getirilmesinin ülkede Müslümanlar arasında ciddi hayal kırıklığına neden olduğunu söyledi. Müslüman kadınların hayatın birçok alanında ırkçılığa ve ayrımcılığa maruz kaldığını belirten Küçükgöl, "Entegrasyondan sorumlu bakanın böyle bir öneride bulunması kabul edilemez" diye konuştu.
Küçükgöl, Avusturya'da dışlanma ve ırkçılığa rağmen genç kızların eğitim alabilmek için ciddi çaba sarf ettiği ve ülkede varlık mücadelesi veren bu insanların önüne engeller konulmaya çalışılmasının kesinlikle art niyetli bir tutum olduğunu söyledi.
Aslında bu gençlerin örnek gösterilmesi gerektiğini söyleyen Küçükgöl, şöyle konuştu: "Ne zaman bu ve benzeri tartışmalar gündeme gelse, sokakta saldırılar artıyor, gençler kendilerine olan güvenlerini kaybediyor, eğitim hayatından sonra işsiz kalacaklarını düşünüyorlar. Hatta bazı genç ve çocuklar karamsarlığa kapılarak, 'Okuyup da ne olacak, zaten dışlanacağım, zaten bizim bir yerlere gelmemize müsade etmeyecekler' diye düşünüyor."
SİYASİ ÇIKAR HEDEFLENİYOR
Küçükgöl, Kurz'un bu açıklamayla siyasi çıkarlar hedeflediğini savunarak, aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) ve merkez sağ Avusturya Halk Partisi (ÖVP) koalisyonuna zemin oluşturma çabası içerisinde olduğunu söyledi. Farklı din ve dünya görüşüne sahip kişilerin söz konusu yasağa karşı gösterdikleri hassasiyete dikkati çeken Küçükgöl, aralarında Musevi cemaati ve Katolik kilisesinin yanı sıra birçok sivil toplum kuruluşunun ülkedeki Müslüman toplumunun yanında yer aldığını belirtti.
Söz konusu önerinin yasalaşması durumunda sadece kadınların değil, bütün toplumun bu yasaktan etkileneceğini vurgulayan Küçükgöl, şunları söyledi:
"Burada yaşayan Müslüman topluluk sosyal açıdan çok dezavantajlı bir grup. Özellikle genç ve eğitimli kadınlara bu tarz kısıtlamalar getirilirse, bu sadece bu kadınlara zarar vermez, aynı zamanda Avusturya'daki bütün Müslümanlar için büyük bir kayba neden olur. Bir toplumda kadınların ilerlemesi engellenirse, o toplumun genel olarak ilerlemesi engellenmiş olur."
Küçükgöl, bu tarz tartışmaların Avusturya'da gençleri geleceğe dönük umutsuzluğa düşüreceğini ve yabancıların uyum sürecini sekteye uğratacağını dile getirdi.
AA