The Guardian gazetesinin haberine göre, Bangladeş'in Cox's Bazar kentindeArakanlı Müslüman sığınmacıların kaldığı kamplarda görev yapan sağlık yetkilileri, Myanmar'da tecavüze uğrayan kadınları kamplarda tedavi etmeye çalıştıklarını kaydetti.
Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütüne (MSF) bağlı olarak Cox's Bazar'da cinsel şiddet görmüş kadınlar için kurulan sağlık merkezinde ebelik yapan Aerlyn Pfeil, "Arakan eyaletinde tecavüze uğrayan ve kliniğimize başvuran Arakanlı Müslüman kadınların yüzde 50'si 18 yaşında ya da daha küçük. Tecavüze uğrayanlardan birkaçı 10, biri de 9 yaşındaydı." dedi.
Tecavüze uğrayan kadınlardan bir bölümünün yaşadıkları nedeniyle etiketlenme ve suçlanma korkusuyla ya da utandıkları için kliniğe başvurmadığını belirten Pfeil, şöyle konuştu:
"Tecavüz mağdurlarıyla yaptığım görüşmelerde bu kadınların en iç acıtıcı ve yaygın isteği, yeni bir kıyafet oluyor çünkü aradan haftalar geçmesine rağmen üstlerinde hala tecavüze ve zulme uğradıkları kıyafetler var."
Pfeil ile aynı sağlık merkezinde çalışan ve adının açıklanmasını istemeyen bir başka sağlık uzmanı da tedavi ettiği Arakanlı Müslüman kadınların ordunun köylerdeki tüm kadın ve kızları bir yere topladığını, aralarından "en güzellerini" seçerek bir yere götürdüklerini anlattıklarını ifade etti.
"TECAVÜZE UĞRAYANLARIN BİRÇOĞU 12-13 YAŞINDAKİ KIZ ÇOCUKLARI"
Askerlerin bu kadın ve kızlara götürdükleri yerde tecavüz ettiğini belirten uzman, "Bunlardan birçoğu 12-13 yaşındaki kız çocukları." dedi.
Arakan'ın Buthidaung kentinden kaçarak Bangladeş'e geçen 27 yaşındaki Arakanlı Müslüman kadın, askerlerin kocasıyla babasını katlettiğini, 14 yaşındaki kız kardeşine tecavüz ettiğini anlattı.
Ordunun kadınları ve erkekleri ayırdığını, tüm kadınları ormana götürerek aralarından bazılarını seçtiğini söyleyen genç kadın, şunları kaydetti:
"Küçük kız kardeşimi götürürlerken ağladım ama onları durduramadım. Birçok kadın ve kıza tecavüz ettiler. Köyden ayrıldıklarında kardeşimi aramaya gittim ve çok sayıda cesetle karşılaştım. Kardeşimi bulduğumda hayatta olup olmadığını dahi bilemeyecek vaziyetteydi."