Geceleri karanlık odada tek başına yatmak birçok çocuğun kabusudur. Hayallerle dolu koskoca dünyası varken, küçücük bir çocuk karanlık odada neler görmez ki: Dev bir canavara benzeyen dolap, insan görünümlü askılık, yer değiştiren objeler, çat çut sesler ve daha neler neler... Sonunda da yorganın altından elini bile çıkaramaz, ter içinde kalır ve bu şekilde uyumaya çalışır. Bu tür korkularını atlatmasında ona yardımcı olmak da siz anne babalara düşüyor. Korkusunun üstüne gitmesini sağlamak yerine, ona sevgiyle destek olup, güven vermek en doğrusu. Psikolojik Tuğba Gürçağ Yarız, gece korkularının nedenlerini anlattı ve anne babalara birçok öneride bulundu. Unutmayın ki, uzmanlar gece korkularını 3-4 yaş gelişim sürecinin bir özelliği olarak kabul ediyor. Dolayısıyla konuyla ilgili sabır göstermenizde ve yaklaşımlarınızda dikkatli olmanızda yarar var.
Korku
Günlük hayatımızda yaşadığımız mutluluk, üzüntü gibi duygular kadar korku da yaşanması normal olan bir duygudur. Durumlara verdiğimiz tepkilerin belirleyicileri genellikle duygularımızdır. Örneğin; çocuğumuza oyuncak bir bebek ya da oyuncak bir araba aldığımızda sevinmesi kadar; yüksek sesle bağıran ya da ona kızgın gözlerle bakan birisinden korkması da normal olarak karşılanması gereken bir durumdur. Korku; çocukların hoşlanmadıkları, tedirgin oldukları kişiler, durumlar ve olaylar karşısında yaşadıkları doğal bir duygudur. Çocuklar bu duygunun tepkisi olarak huzursuzlaşabilirler, ağlayabilirler ve bağırabilirler. Her yaşın kendi dönemine özgü gelişimsel korkuları vardır. Küçük yaşlarda en sık rastladığımız korkular; anneden ayrılma ve yalnız kalma, annenin geri gelmeyeceğini düşünme, yüksek ses, büyük nesneler, hayvanlar ve karanlıktır. 3-4 yaşlarında en çok karşımıza çıkan korkular ise gece korkuları, karanlık korkusu ve anne-babadan ayrılma korkusudur.
Gece korkuları
Çocuklarda en sık ortaya çıkan korkuların başında karanlık ve gece korkuları gelir. 3-4 yaş döneminde gelişim sürecinin bir özelliği olarak bu korkuların ortaya çıkıyor olması normal karşılanır. Ancak bu korkuların çocukların uyku düzenini bozması, anne-babaya bağımlılığını arttırması, yalnız yatamamalarına neden olması gibi durumlarda, bu korkular artık normal gelişim süreci seyrinin dışına çıkmış demektir. Gece korkuları, aile ve çevre tarafından en çok pekiştirilen korkulardır. Eğer ailede gece yalnız veya ışıksız uyuyamama gibi korkular varsa, bu korkular çocuğu da etkiler. Anne-babasının gece korkularıyla ilgili yoğun kaygılar yaşadığını gören çocuk, bu duruma daha da kaygılı bir yaklaşım sergiler. Anne babasının korkuları olduğunu gören çocuk; "Demek ki korkacak bir şey var" diye düşünür ve çocuğun korku düzeyi daha da artar. Eğer anne babalar bu korkuyu pekiştirmezlerse ve uygun yaklaşımları sergileyerek çocuklarını rahatlatırlarsa, olması beklenen bu korku ortadan kalkar. Çocuklarda gece korkularının ortaya çıkışını tetikleyen en önemli etken, karanlıktan çekinmek ve ne olduğunu görememektir. Karanlıkta karşısına neyin çıkacağını bilmeyen çocuk, nasıl davranacağını, kendini nasıl koruyacağını ve savunacağını bilemez. Karanlıkta gelebileceği düşünülen herhangi bir saldırı ya da baş edilmesi güç bir durum karşısında nasıl tepki vereceğini bilememek ve anne-babası gibi ondan daha güçlü ve olaylar karşısında nasıl davranacağını bilen yetişkin bireylerin yanında olmayışı, çocukların korkularını daha da arttırır. Bu tarz durumlarda çocuklar ev içerisinde karanlık odalara, tuvalete gidemez. Gece uykusuna yalnız geçemez ve yatarken yanlarında anne ya da babalarını istemeye başlarlar.
Geceleri korkan çocuk nasıl davranışlar sergiler?
Korkuyu tetikleyen faktörler
Çocuğun duygusal durumu, uyku düzeni ve kalitesini etkileyen bir faktördür. Gündüz yaşadığı yaşantılar; çocuğun gece uykusunu, huzurunu ve korku düzeyini azaltabilir veya arttırabilir. Örneğin; yuvada yaşadığı bir sıkıntı, aile içinde yaşanan tartışma veya huzursuzluk, taşınma, anne babadan birinin ya da ikisinin seyahate giderek çocuktan uzaklaşması, aileye yeni bir bebeğin katılımı, boşanma, aile içi kayıp ve yas gibi durumlar çocukların huzursuz ve kaygılı olmasına neden olur. Ve bu sıkıntılar geceleri çocukların karşısına gece korkusu olarak çıkabilir. Gece korkularını tetikleyebilecek faktörlerden bir tanesi de yatmadan önce ya da gün boyu izlenen şiddet içerikli çizgi filmlerdir. Fazlasıyla hareket öğesi içeren animasyonlar, çocukların zihinlerini meşgul ederek onların korkmasına ve bu korkunun geceleri ortaya çıkmasına sebep olabilir. Çizgi filmlerin ve filmlerin yanı sıra, yine aynı tarz içerikli resimleri olan öykü kitapları da çocukları ürkütebilir. Özellikle çocukluk döneminde yerleşerek gelişen temel güven duygusu, çocukların geliştirdikleri kaygı ve korku durumlarının oluşumunda çok önemli bir yer tutar. Annesinden ayrışamamış ve annesine bağımlılığı henüz süren, anne babadan ayrılamayan, ebeveynlerini kaybetme ve yalnız kalma korkusunu yaşayan çocuklarda, gece korkularının görülme olasılığı yüksektir. Çocuklar uyandıkları zaman anne babasının gitmiş olacağı ve onları göremeyeceği endişesini yaşayarak, uykuya dalmak istemez veya uykuya dalınca da kabuslar görebilir.
Öneriler