Aktif doğum hareket özgürlüğü sağlıyor

Son 25-30 yıldır sezaryenle doğumların tüm dünyada artmasıyla, anne adaylarını normal doğumlara teşvik eden doğum ekolleri ortaya çıktı. Aktif doğum da bunlardan biri. Ülkemizde de yaygın uygulanmaya başlanan doğal doğum ekolünden doktorların ve ebelerin de mutlaka uyguladığı bir felsefe ve yöntem.

Giriş Tarihi: 23.11.2017 10:03 Son Güncelleme: 23.11.2017 10:21
Aktif doğum hareket özgürlüğü sağlıyor

Doğum doktorunun doğurtması gibi bir kavram kullanırdık geçmişte. Ancak, şimdi annelerin kendisinin doğurması gündemde... Şayet anneye, içgüdüsel bir doğum yaşayabilmesi için ortam ve fırsat verilirse, kendisi doğumun kontrolünü ele alabiliyor. Öncelikle yapılması gereken, anne adayının bu tip bir doğum yapabilme hakkının olduğunu bilmesi ve doktorundan da bunu talep etmesi aslında... Doğum sırasında aktif olmak, yani hareket özgürlüğünün olması doğumun sağlıklı ilerlemesini sağlıyor. Aktif doğum ve felsefesi, anne adaylarını doğumla ilgili hem cesaretlendiriyor hem de muhteşem doğum deneyimleri yaşamalarını sağlıyor. Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Emine Aylin Atakır, aktif doğum pozisyonlarını kullanmaları sağlandığı takdirde anne adaylarının daha kısa ve daha rahat bir şekilde doğum yapılabileceğini söylüyor. Ebe-Doula Serpil Varlık ise doğumda ortamının elverişli hale getirilmesi ile, anne adayının içgüdüsel ve doğal bir doğum yapabileceğini belirtiyor.

Aktİf doğum ne demek?
Yüzyıllardır kadınlar tarafından kullanılan bir yöntem olmasına rağmen, aktif doğum ilk olarak 1980'li yıllarda Janet Balaskas tarafından tarif edilmiş bir terim ve felsefedir. Kadının doğumda kendini özgür hissetmesi ve içgüdüsel olarak içinden gelen hareketleri kısıtlama olmaksızın yapabilmesidir. Böylece kadın, doğum sırasında söylenenleri pasif olarak uygulayan biri değil aksine doğumunda söz sahibi biri olarak karşımıza çıkar.

Anne adayının aktif olması nasıl sağlanıyor?
Aslında her kadının içinde doğumu nasıl yapacağına dair bilgiler mevcuttur. Sadece son zamanlarda bu bilgilerin üzeri biraz tozlanmış olduğundan bunların tekrar hatırlanması gerekir. Bunun için de aktif doğumu destekleyen bir merkezden destek alınabilir. Böylece anne adayı içgüdülerini takip ederek nasıl hareket etmesi gerektiğini anlayacaktır. Zaten kendi içine dönebilir ve bebeğine odaklanabilirse vücudu ona gereken sinyalleri verir. Aksine korkan ve endişeli bir anne adayının içgüdülerini takip edebilmesi çok zorlaşır.

Doğumun hangi evresinde aktif olmak doğumu kolaylaştırıyor?
Doğum 4 evreden oluşur. Her evrenin kendine göre özellikleri vardır. İlk evre, pasif veya latent fazdır ki bu aşamada zaten doğum henüz hızlanmamıştır. Dolayısıyla anne adayı günlük rutin yaşamına devam edebilir. 2. evre olan aktif dönem ise artık kasılmaların sıklaştığı, rahim ağzının iyice açılmaya başladığı ve rahim ağzına olan bebek baş basısının arttığı bir dönemdir. Anne adayı aktif doğum pozisyonlarından çok fayda görür. 3. evre olan geçiş ve doğum evresinde de yine aktif doğum pozisyonlarını kullanarak daha kısa ve daha rahat bir şekilde doğum yapabilir. 4. evre olan plasentanın çıkışı ise aktif değil, pasif bir olay olduğundan anne adayı istediği gibi durabilir. Plasenta zaten her şekilde çıkacaktır.

Anne adayı aktif olduğu zamanlarda, bebeğin kalp atışları nasıl kontrol ediliyor?
Normalde eğer herhangi riskli bir durum yoksa, anne adayı 2 saatte bir 20 dakika NST'ye bağlanır. Bu esnada anne adayının yan ve 45 derece açıyla yatması sağlanabilir. Zaten yan yatış da aktif doğum pozisyonlarından biridir. Ama buna rağmen anne adayı kalkmak istiyorsa ayaktayken de NST cihazına bağlanabilir.

En çok kullanılan aktif doğum pozisyonları nelerdir?
Gezinmek, yürümek veya ayakta durma, çömelme, oturma, diz üstü çökme, diz-göğüs pozisyonu, diz-dirsek pozisyonu, desteklenmiş çömelme ve bazen yan yatma aktif doğum pozisyonlarıdır. Hamile kendine dönüp içgüdüsel olarak hareket edebildiğinde, bu hareketleri, kimse ona söylemeden kendiliğinden o anda kendisinin ve bebeğin ihtiyacı neyse ona göre yapacaktır. Her hamilenin rahat ve doğal bir doğuma her bebeğin de rahimden dünyaya rahat ve güvenli bir geçişe ihtiyacı vardır. Elbette doğumlarda riskli durumlar oluşabilir. O zaman tıbbi endikasyonlar bize ne diyorsa onları uygulamalıyız. Ancak doğumların büyük bir kısmı rahatlıkla takip edilebilir ve rutin uygulamalara ihtiyaç göstermez. Aktif bir doğum yapmak isteyen bir hamile zaten doğumunun sorumluluğunu üstlenmiştir. Bu durum biz doğum doktorlarına da çok yardımcı olur. Böylece bizden medet uman değil, aksine doğumuna hazırlanmış, seçeneklerini oluşturmuş, doğumda olabilecek komplikasyonlara da hazırlıklı bir hamile grubu ile çalışma imkanı buluruz. Bütün doğumların annelerin hayal ettiği gibi geçmesi dileklerimle...

"Doğum ortamı çok önemli"

Doğumda mahremiyet çok önemlidir. Oda, mahrem bir alana çevrilmelidir. Işıklar loş yapılabilir ve camlar perde veya stor ile kapatılabilir. Oda ısısı da anne adayının rahat ettiği dereceye getirilmelidir. Duş veya havuz imkanı varsa kullanılabilir. Sessizlik önemlidir. Böylece anne adayının içine dönmesi kolaylaşır. Anne adayı ihtiyaç duyuyorsa, evinden en sevdiği kokuyu veya objeyi (yastık, çarşaf, fotoğraf vs.) getirebilir. Anne adayını rahatlatacak ve gevşetecek müzikler de iyi gelebilir. Atıştırmalıklar da odada olabilir. Çünkü bedenin enerjiye ihtiyacı olacaktır. Odada gerginlik yaratan kişiler uzaklaştırılmalı ve anneyi korkutucu kelimeler kullanılmamalıdır.
Ebe Serpil Varlık

"Kadın, doğumun kontrolünü ele alabilir"
Aktif doğumun mucidi Janet Balaskas

Felsefe mezunu olan İngiliz Janet Balaskas, ilk doğumunu 1972 yılında yaptı. İlk bebeğinin doğumu normaldi, ama epizyotomi müdahalesi ile karşı karşıya kalınca bu durumun nedenini sorgulamaya başladı. O zamanlar doğumun şekli önceki dönemlere göre değişmeye başlamıştı. Doğumun yönetilmesi, yani başka birilerinin doğumu yönetmesi söz konusu idi. Çoğunlukla da doğumlar planlı şekilde suni sancı ve epidural vererek oluyordu. Bu da büyük bir olasılıkla sezaryene gidiyordu. Bu yüzden bir sonraki bebeğinin doğumu için daha çok şey bulmalıyım diye düşündü. Bu ilk doğumundan sonra, doğum öncesi eğitmeni olarak eğitim aldı. O dönem tarihte kadınlar nasıl doğurmuş diye araştırmaya başladı. Müze ve kütüphanelerdeki binlerce yıllık belgelerde bulduğu resim figürlerinde tek gördüğü şey, kadınların doğumda ayakta olduğuydu… Yani kadın sırt üstü yatmaktan ayakta pozisyonuna geçerse bütün doğum dinamiğinin değişeceğini fark etti. Aynı zamanda da hareket özgürlüğü ile, bebeğin pelviste ilerlemesinin yerçekimi sayesinde kolaylaştığını... Ve gördü ki, hareket ettikçe kadına güç geliyor ve kadın, vücudunu istediği şekle sokuyor. Ve dolayısıyla da doğumda tamamen sezgisel ve içinden geleni hissetmeye başlıyor. Kendi doğumuna sahip çıkıp doğumla birleşebiliyor. O yüzden de "aktif doğum" kavramını buldu. Böylece kadın hem kararlarıyla ve seçimleriyle ilgili kontrolü hem de doğumun kontrolünü ele alabilecekti. "Active Birth" kitabı (1983), İngiltere'de ve Avrupa'da pek çok doğuma yön verdi.

Hazırlayan: Zuhal EYÜBOĞLU-Aytülike KESKİN

ARKADAŞINA GÖNDER
Aktif doğum hareket özgürlüğü sağlıyor
* Birden fazla kişiye göndermek için, mail adresleri arasına “ ; ” koyunuz
SON DAKİKA